Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, rekabet yasağı sözleşmesi ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şartın tahsiline ilişkin alacak davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, rekabet etme yasağı kaydının geçerli olup olmadığı ve davalının eylemlerinin rekabet yasağını ihlal niteliğinde olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 16.03.2015 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı 30.12.2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere istifa etmek suretiyle iş akdini feshetmiştir. Daha sonra davacı tarafından davalı muhataba çekilen Beyoğlu ... Noterliği'nin 05.05.2016 tarih ve ...'lu ihtarnamesi ile, rekabet yasağına ilişkin sözleşme maddesi ihlal edilerek ... A.Ş.'de çalışılmaya başlanılması nedeniyle sözleşmeyle kararlaştırılan cezai şartın ödenmesi ihtar olunmuştur. Davalı tarafça davacı muhatabına çekilen Beşiktaş ... Noterliği'nin 12.05.2016 tarih ve ...'...

    tedarikçileri ile hiçbir şekilde doğrudan veya dolaylı olarak ticari ilişki içersine girmemeyi, müşterek iş yapmamayı, teklif veya sipariş vermemeyi, bu kişilerle doğrudan veya dolaylı olarak iş ilişkisine girmemeyi, bu sözleşmede (taahhütnamede) yer alan taahhüt ve rekabet kısıtlamalarının tamamını konu, yer ve süre ile ilgili sınırlar içerisinde çalışanın (davalı ...,) 3.üncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımları içinde aynı koşullar altında geçerli olduğu ve onları da kapsadığı, işverenin maruz kalacağı zararları dışında ve bunlara ek olarak rekabet yasağı taahhütlerinden herhangi birisinin ihlali halinde kendisine ödenen brüt aylık ücretinin yirmi katı tutarında maktu cezai şartı ödemeyi, bu cezai tazminatın tenkisini talep ve dava etmemeyi " davalının taahhüt ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre işçinin, A.R.C....

      Bu sebeple davacı vekilinin cezai şart koşullarının mevcut olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmüştür.İlk derece mahkemesince ,cezai şart koşulları mevcut olmadığına yönelik hüküm yerinde olmamıştır. TBK'nın 182/3. fıkrasına göre hakim, fahiş gördüğü cezai şarttan re'sen indirim yapabilir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarını belirlerken hak, adalet ve nesafet kuralları dikkate alınmalıdır. Davalı işten ayrıldığında SGK kayıtlarına göre aylık 4.405,37- TL ücret alarak geçimini sağladığı ücretinın 6 katı ücretine tekabül eden 26.432,22-TL cezai şart isteği fahiş sayılmalıdır. Somut davada takibe konulan miktarda fahiş bulunarak tenkis yapılması hukuka uygun olacaktır....

        saklı kalmak kaydı ile, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak rekabet yasağı kaydının ihlali sebebi ile doğan şimdilik ----cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etme zorunluluğumuz hasıl olup davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir....

          Davacı tanığı Mahkememizce celbedilerek dinlenmiştir. 27/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda "Dosyada yer alan tüm bilgi, belge ve yukarıda yer alan değerlendirmeler sonucunda ve nihai takdirin Mahkememize ait olmak üzere taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasının bulunduğu, davalının rakip sayılabilecek bir firmada çalışarak rekabet yasağı anlaşmasını ihlal ettiği, rekabet yasağı anlaşmasının kapsamının TBK m. 445 kapsamında aşırı nitelikli olduğu ve sayın mahkemece sınırlandırılması gerektiği , gerek TBK m. 182/3 gerekse de TBK m.445/2 gözetilerek cezai şart miktarının taraflarca anlaşılan miktardan indirilmesi gerektiği, Mahkememizce Sözleşmenin 7.10 maddesi yer alan 24 aylık brüt ücret üzerinden cezai şart 150.377,04 TL hesaplanmış olup, davacı tarafından 149.000 TL talep edildiği, coğrafi bakımdan ve konu bakımından oldukça geniş olan bir rekabet yasağının süre bakımından 3 ilâ 6 ay arasında olabileceğinin değerlendirilmesi neticesine göre 3 ay için 18.797,13 TL ve...

            Talebe konu dönemde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun Hizmet Akdi’ni açıklayan 10.Bab’ının içinde, “Rekabet Memnuiyeti” başlığı altında 348 ve devamı maddeleri bu yükümlülüğe ilişkin düzenlemeleri içermektedir. 818 sayılı Kanun'un 348. maddesinde : “İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet sözleşmesinde her iki taraf, sözleşmenin hitamından sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir iş yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını şart edebilirler. Rekabet memnuiyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir. İşçi, sözleşmenin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü içermektedir....

              Maddeye aykırılık nedeniyle Müvekkil şirkete sözleşmede cezai olarak belirlenen son aylık net ücretinin bir yıllık tutarını maddi tazminat olarak ( aşkın zarar ve diğer haklar saklı tutularak) Davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini işbu davanın açılması zarureti doğduğunu, Davalı yanın rekabet yasağına aykırılık teşkil edecek eyleminin yargılama sırasında toplanan delillerle tespiti de dikkate alınarak ve Müvekkilin yasadan ve sözleşmeden doğan tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulünü, Müvekkilinin fazlaya dair maddi tazminat (cezai şart) alacağı saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL kısmının Davalıdan tahsilini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir....

                Hakkındaki 32 sayılı karar ve Tebliğlere aykırı olarak düzenlenen cezai şartın geçerli olmadığını, aksi düşünülse dahi cezai şartın fahiş olduğunu ve indirilmesi gerektiğini, sözleşmenin imzalandığı tarihteki efektif satış kuru üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

                  İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir....

                  ın uzun süre müvekkili şirkette çalıştığını, müvekkili şirketin müşteri bilgilerini ve potansiyelini kullanarak haksız rekabet suretiyle kendilerine yeni iş imkanı sağladıklarını, davalılar ile müvekkili şirket arasında imzalanan iş sözleşmesininde personelin sadakat borcu, rekabet yasağı ve cezai şartın düzenlendiğini ileri sürerek, davalıların sözleşmede belirlenen yasağa aykırı davranışlarının haksız rekabet olduğunun tespiti ile önlenmesi, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili ile birlikte davalı ... ve İlkay'dan ayrı ayrı cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunu, haksız rekabetin koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu