Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesindeki rekabet etmeme yükümlülüğünü davalının ihlal edip etmediği, rekabet etmeme yükümlülüğünün geçerli olup olmadığı, geçerli ise ve davalı tarafından ihlal edilmiş ise davacının cezai şart talep edip edemeyeceği, cezai şart talep edebilecek ise ne kadar cezai şart talep edebileceği hususları kapsamındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Haksız rekabet iddiasından kaynaklı cezai şart alacağı davasıdır....

    Davacı vekili 08/06/2022 tarihli talep açıklama dilekçesinde, rekabet yasağı dışında somut bir zarar yine açıklamadan gelir kaybı ve itibar kaybı zararının olduğunu ifade etmiş, sonuç olarak rekabet yasağı ihlali nedeniyle cezai şart alacağının (dava değeri gösterilmeden) yanı sıra haksız rekabetten ötürü gelir kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mevcut dilekçe içeriği talebi açıklamak ve vakıaları somutlaştırmak bir yana yeniden ve farklı yönlerden çelişki yaratmıştır. Rekabet yasağı nedeniyle cezai şart alacağının miktarı / ne kadarlık kısmın dava edildiği önceki dilekçelerden farklı olarak tümüyle belirsizleştirilmiştir. Dava dilekçesinde toplam maddi tazminat miktarı 20.000,00 TL olmasına ve bu dava değeri üzerinden harç alınmasına rağmen dilekçede gelir kaybı nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminat istenilmektedir....

      Mahkemece, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin (h) bendi uyarınca davalının iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra beş yıl içerisinde aynı veya benzeri iş yerinde çalışmamayı ve iş yeri açmamayı, (i) bendinde ise müşteri portföyüne ilişkin bilgileri üçüncü şahıslara aktaramayacağını kabul ettiği, aksi halde cezai şart ödemeyi kabul ettiği, davalının eşinin ortak olduğu şirkette davacıların müşteri çevresiyle ilişki kurduğu ve bu şekilde rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davrandığı sonucuna varıldığı ve davacının sözleşmenin (h) bendindeki düzenleme gereğince cezai şartı talep edebileceği, ayrıca davacı iş sözleşmesinin (i) bendindeki düzenlemeye göre sır saklama yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle cezai şart istenimde bulunmuş ise de davalının rekabet yasağına aykırı davranışları ile sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranışları aynı nitelikte olup, aynı eylem için ikinci bir cezai şartın istenmesi söz konuisu olamayacağından buna ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

        rakip firmada işe başladığını, davalının iş akdinde yazan rekabet yasağı hükümlerine aykırı davarındığı için huzurdaki davanın açılarak cezai şart talebinde bulunduklarını, davalıdan 121.760,76 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır....

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ile davalı ... arasında imzalanmış olan 16.01.2013 tarihli iş sözleşmesinin 9.2 maddesi ile düzenlenmiş olan rekabet yasağı işin türü ve yer konusunda sınırlandırılmamış olduğundan sözleşmedeki rekabet yasağı düzenlemesinin BK m.444-445 ve yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca hukuken geçerli olmayacağı, davacının 16.01.2013 tarihli iş sözleşmesinin 9.2 ve 9.5 maddesi uyarınca cezai şart talep hakkının doğmayacağı, davacı, davalı ...'i istihdam eden davalı şirketin ticari sırlarına vakıf olmak ve kullanmak suretiyle haksız rekabet yaptığını beyan etmişse de 2012 yılı ticari defterlerinde rekabet iddiası olan 7 adet firmaya rastlanılmadığı, alıcı firmalara rastlanılmadığı, davacının iddiasını ispat edemediği, davalıların haksız rekabet yaptığının tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

            olduğunu, bu bakımdan kabul anlamına gelmemekle birlikte , rekabet yasağı ve cezai şarta ilişkin hükümler yine geçersiz hale gelmesi gerektiğini, “Gizlilik ve Rekabet Başlıklı” 7....

              İşçinin bizatihi hizmet sözleşmesinden ve buna bağlı olarak oluşan iş (hizmet) ilişkisinden kaynaklanan rekabet etmeme ve işverene ait sırları saklama yükümlülüğü, TBK’nın 396. maddesinde tanımlanan ve kanundan kaynaklanan işçinin özen ve sadakat borcu ile ilişkili olup TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdü (rekabet yasağı) ise, açıklanan bu karakteri nedeniyle, işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde değildir....

                Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından, talep edilen cezai şart bedeli tam olarak belirlenebilir nitelikte olduğundan işbu davanın belirsiz alacak veya kısmi dava şeklinde açılması mümkün olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple, işbu davanın esasa girilmeksizin usulden reddinin gerektiğini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, sayın mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin sona erdiğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin ihlal edilmediğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’ndeki cezai şart hükmünün geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, cezai şart miktarının tenkisini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini...

                  Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacının uğradığı zararı ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması yeterlidir....

                    İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir....

                      UYAP Entegrasyonu