"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kendisinden haksız olarak yapılan cezai kesintinin vakfın emeklilik fonuna iadesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 13.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen cezai şart bedelinin iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 11.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Franchise sözleşmesinden kaynaklı cezai şart bedelinin iadesi davasıdır. Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, trafik kayıtları, hasar dosyası ve sigorta poliçesi celp edilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta davacı SGK tarafından davalıya, sözleşmenin birden fazla maddesinin ihlal edilmesi nedeniyle cezai şart işlemi ve reçete bedeli kesintisi işlemi uygulanmıştır. Söz konusu cezai işlemler 2010 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzeme Sözleşmesi’nin 6.3.5. - 6.3.16. - 6.3.17. - 6.3.18. maddeleridir. Bu maddeler nedeniyle de sözleşmenin 4.3.12, 4.3.15 ve 4.3.16. maddeleri uyarınca reçete bedeli kesintisi işlemi de yapılmıştır. Ayrıca optik firmasının muvazaalı işletilmesi nedeniyle sözleşmenin 6.3.23. maddesine göre 25.12.2009-05.08.2010 tarihleri arasındaki tüm fatura edilen reçete bedelleri yersiz ödeme sayılarak yine sözleşmenin 4.3.16. maddesi uyarınca iadesi istenmiştir....
HGK'nun 02.02.2005 tarih, 2004/9-759 E. 2005/9 K.sayılı ilamında "Kural olarak, taraflar cezai şart miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan cezai şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması da gerekir. Borçlar Kanunu'nun 161/3.maddesi hükmü uyarınca, hakim fahiş gördüğü cezaları indirmekle yükümlüdür. Bu hüküm, emredici nitelikte olduğundan hakim tarafından re'sen gözetilmelidir; borçlunun bu yolda bir talebinin bulunması aranmaz. Ancak, cezai şart ödenmişse, hakim bunu daha sonra indiremez. Borçlu cezai şartın indirilmesini isteme hakkından önceden feragat edemez; Borçlar Kanunu'nun 161/3.maddesi ile hakime bırakılan bu konuda, taraflarca yapılan kararlaştırma, aynı kanunun 19.maddesine göre geçerli değildir." Kural olarak, taraflar cezai şartın miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan cezai şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması gerekir. BK.'nun 161/3.maddesi (TBK.'...
şart talep edebileceğinin kabulü halinde cezai şart alacağının 462.000,56-TL olarak hesaplandığını ortaya koymuşlardır....
DAVA Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen 20.09.2010 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt istasyonu bayiliği sözleşmesi ve protokolünün davalı ... tarafından garantör sıfatıyla imzalandığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin tek taraflı ve haksız olarak davalı tarafca feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek kâr mahrumiyeti ve cezai şart alacaklarının faiziyle davalıdan tahsili ile ariyet olarak verilen malların müvekkiline iadesine veya iadesi mümkün olmadığı takdirde demirbaşların bedelinin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı vekili; sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinin yerinde olmadığını, ariyet ve demirbaşların teslimi konusunda davacının kusuru bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. 2.Davalı ... davaya cevap vermemiştir. III....
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında 28.02.2008 tarihli sözleşmenin bulunduğu, davalının, davacı tarafa cevaben gönderdiği ihtarnamede 33 adet taşıtmatik cihazın alındığının kabul edildiği ve 28 tanesinin iadesi ispat edildiğinden, davalının elinde 5 adet taşıtmatik cihazı kaldığı, ayrıca davalıya 10 adet araç tanıma sistemi verildiği noktasında ihtilafın bulunmadığı, bu kapsamda davalı tarafından sözleşmenin haksız feshinden dolayı anılan sözleşmenin 10.maddesine göre davacının 30.397,95 cezai şart alacağının bulunduğu, bununla birlikte 5 adet taşıtmatik cihazı ile 10 adet araç tanıma sisteminin de davacıya iadesi gerektiği, aksi halde davacının bedellerinin ödenmesini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
haiz bir borçlu, fahiş olduğu iddiası ile cezai şarttan indirim yapılmasını isteyemez ise de; sözleşmede belirtilen cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek derecede fahiş olduğunun saptanması halinde istisnaen cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay'ın kararlılık kazanmış içtihadı ile kabul edildiği, bu durumda, cezai şarttan indirim yapılırken borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olacak şekilde fahiş bir cezai şart kararlaştırılıp kararlaştırılmadığının saptanması gerektiği, davalının ticari faaliyetine 2014 yılında son verdiği ve bu tarihten sonra da ticari faaliyetini devam ettirdiğinin ileri sürülmemiş olmasına ve davalının durumundaki bir kişi için sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın oldukça fahiş olup davalının ekonomik mahvına sebebiyet vereceği açık olmasına göre, hâkimin yargılamayı en kısa sürede ve en az masrafla sonuçladırması ilkesi (usul ekonomisi ilkesi) gözetildiğinde takdiren 10.000,00 USD cezai şart alacağına hükmedilmesi...
Bir sözleşmede cezai şartın varlığının kabulü için cezai şartın ve miktarının sözleşmede açıkça belirtilmiş olması gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart düzenlemesine yer verilmediği halde, sözleşmenin Garanti başlıklı 8. maddesindeki düzenleme cezai şart kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde BK'nın 360. maddesinde söz etmiş ise de, maddi hata sonucu madde numarasına 306 olarak yazmıştır. Yüklenici tarafından işin ayıplı olarak yapılması durumunda iş sahibinin hakları BK'nın 360. maddesinde düzenlenmiştir. Davacı iş sahibi şirket vekili işin ayıplı olarak yapıldığını iddia ettiğine göre, BK'nın 360. maddesine uygun şekilde inceleme yapılması sonucuna uygun hüküm kurulması zorunludur. Dosyada çevre mühendisinden bilirkişi raporu alınmış ise de, bu rapor BK'nın 360. maddesine göre değerlendirme yapmadığından hüküm kurmaya elverişli değildir....