Mahkemece bozmaya uyularak “Davacının cezai şart ve kâr mahrumiyeti davasının reddine karar verilerek Yargıtay denetiminden geçip kesinleşmiş olmakla bu konuda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, davacının demirbaş malzemelerinin teslimine yönelik davasının reddine” karar verilmiş ise de, verilen ilk karar, Dairemizin bozma kararı ile sadece cezai şart talebi yönünden kesinleşmiştir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek kâr mahrumiyeti talebinin de kesinleştiğinin kabulü yanlış olduğu gibi, demirbaşların iadesi talebi yönünden kararda herhangi bir gerekçe gösterilmemiş olması Anayasanın 141/3 ve HMK'nun 297. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
K A R A R Davacı, davalı kurum ile aralarında 2009 yılı eczane protokolünün imzalandığını, bu protokole aykırı işlem yapıldığı gerekçesi ile hakkında kurum tarafından 16.199,05 TL bedelli cezai işlem uygulandığını ve sözleşmenin feshedildiğini, uygulanan işlemin iptali için ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtıkları davada idarenin vermiş olduğu fesih işleminin iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine ödenen 16.199,05 TL cezai şartın iadesi için yaptığı başvurunun ise, cezai şartın iadesine yönelik bir karar olmadığı gerekçesi ile idare tarafından reddedildiğini ileri sürerek; 16.199,05 TL'nin ödeme tarihinden avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ile müvekkili şirket arasında imzalanan tek satıcılık sözleşmesine göre, davalının başka firmalara ait ürünleri satmamayı ve akde aykırı davranmamayı taahhüt ettiğini, yapılan tespitte başka firmalara ait ürün satışı yapıldığının belirlendiğini bu nedenle cezai şart ödemesi ve sözleşme başlangıcında verilen ayni ve nakdi yardımın iadesi gerektiğini iddia ederek, 75.000 USA cezai şart ve 1.487 YTL yardım bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, sözleşmedeki başka firmalara ait ürün satışı yapılmamasına ilişkin düzenlemenin rekabet hukukuna aykırı olduğunu cezai şart talep olunamayacağı gibi yardımın geri istenemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki cezai şart alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, Bayilik Sözleşmesinin feshi nedeniyle doğan cezai şart alacağı ve sözleşme uyarınca teslim edilen tüplerin iadesi ve alacak istemine ilişkindir....
şart yazıldığını, dolayısıyla cezai şart tahsil edilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, ön görülen cezai şartın müvekkilin ekonomik durumuna uygun olmadığını belirtmiştir....
Davacı Şirket 04.10.2019 tarihinde İpoteğin paraya çevrilmesi Takip Talebi ile Davalı şirket hakkında icra işlemi başlatmış olup, Takipte 115.000.,00 USD cezai şart, 35.163,46 USD İntifa bedeli iadesi olmak üzere TOPLAM 150.163,46 USD asıl alacak talep ettiği, takibin dayanağı olarak 04.10.2019 faiz başlangıç tarihli 115.000 USD tutarında ki 115.000 USD eksik tonaj cezai şart, 04.10.2019 faiz başlangıç tarihli 35.163,46 USD tutarında ki 35.163,46 USD İntifa bedeli iadesi yazıldığı, Davalı şirket Vekilinin ödeme emrine 23.10.2019 tarihli dilekçesi ile “Tebligatın usulsüz olduğu, Davalının Davacıya borcu olmadığından takibe, eklerine, faize, faiz miktarına, itiraz ettiği” yazmak suretiyle itiraz ettiği tespit edilmiştir....
Davacı Şirket 04.10.2019 tarihinde İpoteğin paraya çevrilmesi Takip Talebi ile Davalı şirket hakkında icra işlemi başlatmış olup, Takipte 115.000.,00 USD cezai şart, 35.163,46 USD İntifa bedeli iadesi olmak üzere TOPLAM 150.163,46 USD asıl alacak talep ettiği, takibin dayanağı olarak 04.10.2019 faiz başlangıç tarihli 115.000 USD tutarında ki 115.000 USD eksik tonaj cezai şart, 04.10.2019 faiz başlangıç tarihli 35.163,46 USD tutarında ki 35.163,46 USD İntifa bedeli iadesi yazıldığı, Davalı şirket Vekilinin ödeme emrine 23.10.2019 tarihli dilekçesi ile “Tebligatın usulsüz olduğu, Davalının Davacıya borcu olmadığından takibe, eklerine, faize, faiz miktarına, itiraz ettiği” yazmak suretiyle itiraz ettiği tespit edilmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ayıplı ifa nedeniyle iş bedelinin iadesi, uğranılan zararların tazmini ve cezai şart istemine ilişkindir....
Davalı-birleşen davacı yüklenici şirket vekilince dava dilekçesinde, 245.000,00 TL ödenmeyen iş bedeli, 82.600,00 TL cezai şart bedeli, 181.720,00 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 510.120,00 TL alacağın davacı-birleşen dosya davalısından tahsili isteminin yanında davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi elinde bulunan 07.11.2010 tarihli ve 60.000,00 TL bedelli 1 adet teminat senedinin de iadesi talep edilmiştir. Ancak 60.000,00 TL bedelli teminat senedinin iadesi istemi harçlandırılmamıştır. Oysaki; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ./.. s.2 15.H.D. 2016/1417 2017/1001 Maddesi gereğince, teminat senedinin iadesi isteminin dinlenebilmesi için teminat senedi bedeli üzerinden nisbi harcın yatırılması zorunludur. Yatırılacak peşin nisbi harç tutarı ise, Harçlar Kanunu'nun 28-a maddesi uyarınca teminat senedi bedeli üzerinden alınması gereken karar ve ilâm harcının 1/4'üdür....
işbu sözleşmenin şirketçe feshi halinde bayi şirkete şartı ceza olarak taraflar arasında akdedilen 19.8.1992 tarihli protokolün 9.maddesinde belirtilen cezai şartın ödeneceğinin" taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Buna rağmen cezai şartla ilgili olan kısma (x) işareti konduğu, dolayısı ile cezai şart miktarının belirlenmediği gerekçesiyle buna ilişkin istemin reddi doğru olmadığı gibi, bilirkişi raporunda davalının iskonto uygulama hakkı bulunmadığı belirtildikten sonra iskontolu ve iskontosuz hesaba göre kâr mahrumiyeti belirlinmiş ise de mahkemece karar yerinde davalının iskonto talep edip edemeyeceği tartışılmadan iskontolu hesaba göre kâr mahrumiyetinin belirlenmesi de isabetli görülmemiştir....