Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile asıl dava yönünden 230.785,57 TL alacağın tahsiline, birleştirilen dava yönünden ise kurum işleminin iptaline dair verilen karar, Dairece, asıl dava bakımından talep, fesih ve cezai şart işleminin haksızlığının tespiti ile muarazanın meni olduğu halde, talep dışına çıkılmak suretiyle alacak hükmü kurulmuş olmasının doğru olmadığına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulü ile fesih ve cezai şart işleminin uygulanmasına ilişkin işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde önlenmesine; birleştirilen dava bakımından ise Yargıtay incelemesinden geçmesi ve kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın aşağıdaki bent dışında kalan bölümleri yönünden bozmaya uygun olmasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Asıl dava, tespit ve muarazanın...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile aralarında sağlık hizmetleri satın alma sözleşmesi bulunduğunu, 2010 yılı Temmuz-Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin fatura bedellerinden SUT 5.1.11 ve 3.1.3.1. numaralı maddeleri gereğince, 25.5.2011 günlü yazı ile 90.000 TL lik cezai şart uygulanarak kesinti yapıldığını bildirerek haksız kesintinin iptaline ve istirdadına, olmadığı takdirde para cezasının tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

      Müdürlüğünde bulunan deftere kaydettirdiğini, küpürün sahte olup olmadığının bilmesinin kesinlikle mümkün olmadığını ileri sürerek hakkında tesis edilen 13.807,92 TL'lık reçete tutarı ile 138.079,20 TL cezai şart olmak üzere toplam 151.882,12 TL'den borçlu olmadığının tespiti ile cezasının iptaline kararı verilmesini istemiştir. Davalı, uygulanan cezai şartın sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalı Kurum tarafından 2012 yılı Eczane Protokolünün 5.3.10. maddesi uyarınca davacı hakkında uygulanan 138.079,20 TL cezai şart bedeli ile 13.807,92 TL reçete bedelinin tahsili yönündeki işlemden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile işlemin iptali istemine ilişkindir. Davaya konu cezai işlemin dayanağının Kurum müfettişlerince hazırlanan inceleme raporu olduğu anlaşılmaktadır....

        Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı veki.....ile davalı ... Başkanlığı vekili avukat ...... gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının ... ... İl Müdürlüğünün 09/07/2014 tarih ve ...... sayılı yazısı ile eczane hakkında Eczane Protokolünün 5.3.10. maddesi gereğince haksız cezai şart ve borç tahakkuku işlemlerinin yapıldığını, davalı kurumun dava konusu işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu, somut dayanakları olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile yazılı uyarının iptali ile muarazanın giderilmesini istemiştir....

          Anılan bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının sözleşmeyi haklı nedenle fesh ettiği ve sözleşme uyarınca cezai şart talep etme hakkına sahip olduğu, Dairemiz kararı sonrası toplanan deliller ve bilirkişi incelemesi ile, cezai şart miktarının davacının ekonomik mahvına sebep olacağının kabul edilmesi gerektiği, buna göre ilk derece mahkemesinin cezai şart alacağından TBK 182/3 maddesi gereğince indirim yapmasının yerinde olduğu, somut olayın özelliklerine göre mahkemenin % 50 oranında indirim yapmasında usule aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir....

            Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır." 6.12. maddesinde "Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez....

            ve tarafımızca yapılan işlemin gereksiz olduğunun belirtildiğini, davalı kurumun 2007/46 sayılı genelgesinin 6. maddesine göre Eylül 2014 dönemine ait 189,00 TL (57,24+131,76) fatura tutarına tekabül eden cezai şart miktarının 2.302,42 TL ve Ekim 2014 dönemindeki 448,20 TL fatura tutarına tekabül eden cezai şart miktarının 2.611,47 TL olduğunu, ancak uygulanan cezai şartın yerinde olmadığını, bu nedenle davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen toplam 4.913,89 TL cezai şartın iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Davalı, davacı hakkında tesis edilen cezai şart ve reçete bedellerinin tahsiline yönelik istemin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğu gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                Ancak kiraya veren davalı tarafından, kiracı davacı aleyhine Mahkemenin 2014/843 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit istemine konu alacağa ilişkin itirazın iptali davası açıldığı, söz konusu itirazın iptali davasında verilecek hükmün, temyize esas olan iş bu davada verilecek kararı etkiler nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla; Mahkemece, bahsi geçen itirazın iptali davası derdest ise işbu dava ile birleştirilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucunda hüküm verilmesi, aksi halde taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

                  Ancak kiraya veren davalı tarafından, kiracı davacı aleyhine Mahkemenin 2014/844 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit istemine konu alacağa ilişkin itirazın iptali davası açıldığı, söz konusu itirazın iptali davasında verilecek hükmün, temyize esas olan iş bu davada verilecek kararı etkiler nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla; Mahkemece, bahsi geçen itirazın iptali davası derdest ise işbu dava ile birleştirilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucunda hüküm verilmesi, aksi halde taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu