Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir....
Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez.” hükmü getirilmiştir. Somut olayda; davacı hakkında tesis edilen davalı kurum işlemi ile 2007 yılı ... Protokolünün ( 6.3.21) maddesi dayanak gösterilerek, incelemeye konu sahte reçetelerin kasıtlı olarak kuruma fatura edildiğinden bahisle, reçete bedeli olan 39.768,07 TL’nin on katı tutarında 397.680,70 TL cezai şart uygulanarak, cezai şartın ve kurum zararı olarak reçete bedelinin davacının tahakkuk edecek alacaklarından mahsup edileceği, mevcut sözleşmenin feshedilip iki (2) yıl süreyle sözleşme yapılmayacağı bildirilmiş olup; davacı eczacı tarafından hakkında tesis edilen kurum işleminin ekonomik yönden mahvına sebebiyet vereceğinden bahisle, kurum işleminin haksız olduğunun tespiti ile özellikle cezai şartın iptali, olmadığı takdirde cezai şart bedelinden indirim yapılması istemiyle eldeki davanın açıldığı görülmüştür....
Protokolünün ( 6.3.21) maddesi dayanak gösterilerek, incelemeye konu sahte reçetelerin kasıtlı olarak kuruma fatura edildiğinden bahisle, reçete bedeli olan 39.768,07 TL’nin on katı tutarında 397.680,70 TL cezai şart uygulanarak, cezai şartın ve kurum zararı olarak reçete bedelinin davacının tahakkuk edecek alacaklarından mahsup edileceği, mevcut sözleşmenin feshedilip iki (2) yıl süreyle sözleşme yapılmayacağı bildirilmiş olup; davacı ... tarafından hakkında tesis edilen kurum işleminin ekonomik yönden mahvına sebebiyet vereceğinden bahisle, kurum işleminin haksız olduğunun tespiti ile özellikle cezai şartın iptali, olmadığı takdirde cezai şart bedelinden indirim yapılması istemiyle eldeki davanın açıldığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL, ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ALACAK Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 30 parsel sayılı taşınmazını çevreye borçları bulunan davalı oğlu...'in ölümle tehdit etmesi üzerine diğer davalı ...'e satmak zorunda kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuş, bu dosya ile birleştirilen davada ise; 30 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesiyle, harici satış sözleşmesinde kararlaştırılan 50.000.-TL cezai şartın tahsilini istemiştir. Davalı ... ise, annesini tehdit edip etmediğini psikolojisinin bozuk olması nedeniyle hatırlamadığını beyan etmiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davada ise elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, 50.000.TL cezai şartın tahsili talebinin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı....
, erkeğin protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeple 150.000,00 TL cezai şartı ödemesi gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile 180.000,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı işveren şirketin davalı işçiden cezai şart alacağının bulunup bulunmadığı ihtilaf konusudur. İlk Derece Mahkemesi; "..... Ek protokoldeki cezai şartın geçerliği hususunda şekli olarak yapılan incelemede, davacı tarafça sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve ek protokolün yalnızca son sayfalarının davalı işçi tarafından imzalanmış olduğu, diğer sayfalarının ve cezai şartın yer aldığı 2. sayfanın imzalı olmadığı, bu itibarla davalı işçinin cezai şarta ilişkin olarak sorumluluğunun bulunmadığı, cezai şartın davalı işçi açısından aleyhe sonuç doğurmasının şekli açıdan mümkün olmadığı, esas bakımından yapılan değerlendirmede ise, iş sözleşmesi ve ek protokolde belirlenen cezai şart alacağının tek taraflı ve işçi aleyhine kararlaştırıldığı görülmekle, emsal Yargıtay kararları uyarınca esas yönünden de geçerli olmadığı anlaşılmıştır...." gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla, işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, şartları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 161/son maddesinde ise, fahiş cezai şartın hâkim tarafından tenkis edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. İş hukuku uygulamasında işçi aleyhine cezai şart düzenlemeleri bakımından konunun önemi bir kat daha artmaktadır. Şart ve ceza arasındaki ilişki gözetilerek, işçinin iktisadi açıdan mahvına neden olmayacak çözümlere gidilmelidir....
Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak mülga 818 sayılı Kanun'da açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez....
Birinci Bozma Kararı Yargıtay (Kapatılan) 19.Hukuk Dairesinin 18.11.2015 tarih, 2015/5672 E., 2015/15067 sayılı kararı ile davanın taraflar arasındaki 01.01.2012 tarihli sözleşmenin 16. maddesinden kaynaklanan işletmenin başka birine devredilmesi nedeniyle cezai şart ve katkı bedeli istemine ilişkin olduğu, mahkemece davanın kabulüne ve sözleşmede kararlaştırılan 16.000,00 USD cezai şartın da tahsiline hükmedildiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 22 ... maddesi uyarınca tacir sıfatını haiz borçlu, fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez ise de, kararlaştırılan cezai şartın tarafların ekonomik yönden yıkımına sebep olacak derecede fahiş olduğunun belirlenmesi halinde makul düzeyde indirim yapılabileceği Yargıtay'ca kabul edildiği, bu itibarla mahkemece, bu davada talep edilen ve hüküm altına alınan cezai şartın ekonomik yönden davalının yıkımına sebep olup olmayacağı yönünden, davalının mali...
Borçlar ununun 158. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Anılan 2010/1374-13472 maddenin 1.fıkrasında seçimlik cezai şart, 2.fıkrasında ise ifaya eklenen cezai şart düzenlenmiştir. Seçimlik cezai şartın düzenlendiği Borçlar Kanununun 158.maddesinin 1.fıkrasında, “Akdin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise hilafına mukavele olmadıkça alacaklı, ancak ya akdin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir.” hükmü mevcut olup, madde metninden de açıkca anlaşıldığı üzere sözleşme hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği takdirde aksine kararlaştırma yoksa alacaklı ya edimin ifasını yada cezai şartın ödenmesini isteyebilir. İkisini bir arada talep etmesi mümkün değildir....