nafakası olarak devamına, davalı erkekten alınarak davacıya ödenmesine, Davacı kadının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00- TL maddi tazminatın davalı erkekten alınarak davacıya ödenmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren bu miktara yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı kadının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00- TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacıya ödenmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren bu miktara yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Birleşen dosya yönünden: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının KABULÜ ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Davacının velayet ve iştirak nafakası talebinin reddine, Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, "karar verilmiştir....
Dairemiz kararı davacı erkek tarafından, kusur tespiti, davalı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden ve başka bir mahkemede açtığı yeni bir boşanma davası olduğunu, bu davanın iş bu dava ile birleştirilmesi yönünden, davalı kadın vekili ise kusur tespiti, maddî ve manevî tazminatlar, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, boşanma yönünden hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tüm yönleriyle temyiz etmiştir. Dosyayı inceleyen Yargıtay 2....
Yargıtay'ın yerleşik kararlarında da; “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir. (H.G.K 07.10.1998 gün ve 1998/2-656-688 sayılı kararı, 26.12.2001 gün ve 2001/2-1158-1185 sayılı kararı, 01.08.2002 gün ve 2002/2-397-339 sayılı kararı, 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95 sayılı kararı). Ancak, kaldırma talebi azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafaka miktarının indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile birlikte tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki; bilimsel öğretide, evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu belirtilmektedir. ... Turgut: Aile Hukuku 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasını davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dilekçesinde; tarafların, Erzurum Aile Mahkemesinin 2007/545 Esas-2008/52 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma davası sırasında eşler nafaka istemediklerinden nafaka konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, boşanma davası kararında velayeti anneye verilen .... ve boşanmadan sonra doğan Yusuf İslam isimli çocukların davacı anne yanında kaldıklarını, bu nedenle, üç çocuk içinde nafaka istemenin zorunluluğunun doğduğunu, davacı annenin herhangi bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek; davacı lehine 300,00...
Temyiz Sebepleri Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; direnme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, Mahkemenin kusur belirlemesini hatalı yaptığını, müvekkili aleyhine manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkili lehine tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkilinin yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat, reddedilen tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, reddedilen tedbir nafakası davası yönünden Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir. C....
İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, bu nedenle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için aylık 400.00.TL yoksulluk nafakası ödendiğini, masraflar arttığı için yeterli olmadığını ileri sürerek; 1.400.00.TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının aylık 600.00.TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Sonradan Türk Medeni Kanununun 178. maddesine göre açılan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri için; artık yeni vakıalara dayanılması yeniden kusur dağılım ve derecesinin tespit edilmesi mümkün değildir. Maddi-Manevi Tazminat Yönünden; TMK. 174/1.maddesinde; "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir." TMK. 174/2.maddesinde; "Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusuru olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." Davacı tarafça tanık deliline dayanılmamış, daha önce tarafların arasında görülen Mahkememizin 2019/388 Esas sayılı dosyasında yapılan kusur belirlemesine dayanılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; boşanma davasından sonra açılmış yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat (TMK.nun 175, 174/1- 2. mad.leri) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. Davalının, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına dair istinaf başvurusu yönünden; İlk derece mahkemesince verilen karar kabul edilen kısım yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin niteliktedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; boşanma davasından sonra açılmış yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat (TMK.nun 175, 174/1- 2. mad.leri) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. Davalının, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına dair istinaf başvurusu yönünden; İlk derece mahkemesince verilen karar kabul edilen kısım yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin niteliktedir....