HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 07.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra ...'dan emekli olup 718,20 TL düzenli gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre aldığı nafaka ile, emekli maaşı miktarı toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Aile Mahkemesinin 23/09/2014 tarih, 2013/455 Esas - 2014/526 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacısının T5 davalısının T1 olduğu, davanın boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat davası niteliğinde olup, mahkemece; Uşak Aile Mahkemesinin 2008/1028 Esas 2008/1048 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen aylık 250,00TL tedbir nafakası ile tekerrür oluşturmamak kaydı ile dava tarihinden itibaren iş bu tedbir nafakasının aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15.000,000TL maddi, 15.000,000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesince onanması üzerine ilamın 09/09/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı kadın tarafından açılan asıl davanın KABULÜNE, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Davacı karşı davalı kadının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 30.000,00 TL maddi tazminatın davalı-karşı davacı kocadan alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacı kocadan alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Mahkememizin 20/07/2020 tarihli tensip zaptının 3 nolu ara kararı ile davacı-karşı davalı kadın için hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının 26/10/2021 tarihinden itibaren 250.00 TL indirilerek aylık 750,00 TL'ye düşürülmesine, aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devamına, aynı miktarda nafakanın karar kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı-karşı...
Dairemizin 2021/157 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesinde, ziynet alacağına ilişkin talebin, boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası davasından tefrik edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ziynet alacağına yönelik davanın ayrılarak Dairemizin işbu esasına kaydedilmesine karar verilmiştir. Dava; ziynet alacağı talebine ilişkindir. Davacı kadın, dava dilekçesi ile; ziynet eşyalarının davalı erkekten alınarak kendisine iadesini, iade mümkün değil ise bedelini talep etmiş, mahkemece bu talebi ispatlanmadığından reddedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, kadının ziynetlerle ilgili iddiasını dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı, bu hususa ilişkin tanık sözlerinin davanın kabulü için yeterli olmadığı görülmüştür. Ne var ki kadın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı halde, mahkemece, davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata, aylık 200 TL tedbir ve aylık 250 TL yoksulluk nafakasına, velayeti anneye verilen ortak çocuk yararına aylık 200 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf talebinde bulunulması üzerine bölge adliye mahkemesi kadının dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin...
HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda, davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra sigortalı olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ve gelirinin toplamı davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde de değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda; taraflar ... Aile Mahkemesinin 2006/702 Esas ve 2007/282 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra bakıcı olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile elde ettiği gelir toplamı, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
tazminata karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve manevi tazminat ile vekalet ücretine yönelik olarak istinaf edilmiştir....
GEREKÇE : Asıl dava, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası arttırım davası, karşı dava ise, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasıdır. Davalı-k.davacı erkek istinafında, nafaka arttırım talebinin kabulünün hatalı olduğunu, nafakanın kaldırılmasını aksi takdirde indirilmesini talep etmiştir. Davacı dava dilekçesinde, boşanma kararında lehine hükmedilen 1.400 TL nafakanın 800 TL arttırımı ile 2.200 TL'ye çıkartılmasını talep etmiş olup, mahkemece HMK 31.maddesi gereğince arttırım miktarının ne kadarının yoksulluk, ne kadarının iştirak nafakasına ilişkin olduğu hususunun açıklattırılması gerekirken bu hususa dikkat edilmeden yargılamanın sonuçlandırıldığı görülmüş olup, bu yönde istinaf olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....