Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın soyadının, kendi bekârlık soyadı olan ''...'' olarak değiştirilmesini istemiştir. Davalı baba davacı annenin ortak çocukla müvekkili arasındaki bağları kopartmaya çalıştığını, çocukla görüşemediğini, mahkeme ilamında belirlen şahsi ilişki günlerinin sürelerini davacının kendiliğinden kısaltarak çocukla görüşmesine izin verdiği, çocuğa aldığı hediyeleri çöpe attığını, davacı annenin de sonradan evlenip başka bir soyadı almasının da mümkün olduğunu belirterek açılan davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve bu karara karşı davalı baba tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Dava, ortak çocuğun soyadının, davacı annenin bekârlık soyadı ile değiştirilmesine yöneliktir....

    Numaralı kararı ile müvekkilinin adı ve soyadının T1 olarak düzeltildiğini, nihayetinde müvekkilinin Türkiye kayıtlarındaki kızlık soyadının "HUN" olarak geçtiğini, müvekkilinin kızlık soyadının "HUN" olarak düzeltilmesinde müvekkilinin hukuki yararının kalmadığını, aksine müvekkilinin kızlık soyadının "HU" olması hususunda hukuki yararı ve haklı nedeni olduğunu belirterek müvekkilinin nüfus kayıtlarındaki ilk ad bilgisinin "HU" yerine "JIAJIA" olarak düzeltilmesini, ilk soyad bilgisinin "JIAJIA" yerine "HU" olarak düzeltilmesini, müvekkilinin değişiklerden önceki ilk ad ve soyad bilgisinin " JIAJIA HU" haline getirilmesini, kızlık soyadı bilgisinin "HUN" iken değişimden önceki hali olan "HU" olarak düzeltilmesini talep etmiştir....

    Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velâyetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda; velâyet hakkına sahip davacı anne, çocukların babalarının soyadını kullanma sını istemediğini, psikolojilerinin bozulduğunu ileri sürmüştür. İdrak çağındaki müşterek çocuklar sosyal inceleme raporundaki beyanlarında, soyadlarının annelerinin soyadı ile değiştirilmesini istemişlerdir. Çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı sürece çocuğun tercihine değer verilmelidir. Müşterek çocukların soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocukların üstün yararına aykırılık tespit edilmemiştir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ortak çocuğun soyadının velâyet hakkına sahip annenin soyadı ile değiştirilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan küçük Tayfur'un "Yıldız" olan soyadının "Aktaş" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava Evlilik birliği dışında doğan küçük Tayfur'un babasının tanımasıyla kazandığı "Yıldız" soyadının velayet hakkı kapsamında annenin kızlık soyadı olan "Aktaş" soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi istenilen Tayfur ergin kişi değil, çocuktur, davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği dışında doğan, velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile güncel yüksek yargı kararları gereği, evli iken bekarlık soyadını kullanma konusunda kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu, kadının bu hakkının anayasal eşitlik ilkesinin doğal sonucu olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda düzenlenen eşitlik ilkesi kapsamında kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı kadının kendi soyadının değiştirilmesine yönelik davasının kabulüne, davacının evlilik soyadının iptaline, kızlık soyadı ile değiştirilmesine, değişikliğin nüfusa tesciline; ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 321 inci maddesi uyarınca evlilik devam ederken çocuğun ailenin soyadını taşıyacağı yönünden yasal düzenlemenin mevcut olduğu, aile soyadının ise babanın soyadı olduğunu, bu maddede yer alan düzenlemenin emredici nitelikte olduğunu, taraflarca aksi kararlaştırılamayacağını ve uyulmasının zorunlu olduğunu; aynı hükmün Soyadı Nizamnamesi'nde de yer aldığını...

          Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne kendi soyadı ile çocuğun soyadının farklı olmasının çocukğun olumsuz şekilde etkilediğini ileri sürmüş ve çocuğun soyadının kızlık soyadı olan "ÇETİNEL" olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; çocukğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesinde haklı ve meşru nedenler ispatlanamadığı ve çocuğun üstün yararının bulunduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır....

          Mahkemece neticeten; "...davanın kabulüne ve çocuğun soyadının ALTAN olarak değiştirilmesine"karar verilmiş, karara karşı davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı erkek, istinaf dilekçesinde özetle; "...iddiaların yerinde olmadığını, belirtilen suçlama ile ilgili hakkında beraat kararı verildiğini, ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. Davcı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle"...başvurunun reddini"talep etmiştir. GEREKÇE;Dava, çocuğun soyadının veli olan davacı annenin kızlık soyadı olarak değiştirilmesi talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

          Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, davacı, davalının uzun süre çocuklarla görüşmediğini, çocuklar lehine hükmedilen nafakanın davalı tarafça ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine icra yoluna başvurduğunu soyadı farklılığı nedeni ile resmi kurumlarda işlemler sırasında sorunlar yaşadıklarını, bu konuda yöneltilen soruların çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini iddia etmiştir....

          Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olursak; davacı küçüğün evlilik birliği dışında doğduğu, annenin bekarlık soyadını taşıdığı, annenin ise halen evli olduğu ve eşinin soyadını taşıdığı, davacı küçük ile annenin soyadlarının farklı olması nedeniyle çeşitli zorluklar yaşandığı iddiasına dayalı olarak küçüğün soyadının annenin halen taşıdığı KARACA olarak değiştirilmesinin talep edildiği, tanık anlatımıyla doğrulandığı üzere küçük ile annenin soyadlarının farklı oluşunun küçüğün sosyal hayatında zorluklara sebep olduğu bu durumun haklı sebep olarak kabulü gerektiği anlaşıldığından, yasal ve yeterli gerekçeye dayalı ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki taktirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı nüfus idaresi temsilcisinin istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. İstinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu