Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2021 NUMARASI : 2020/399 ESAS - 2021/204 KARAR DAVA KONUSU : İştirak Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi'nin 05.11.2019 tarih, 2019/1268 Esas ve 2019/1084 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Kadir Emir'in velayetinin annesine verildiğini, nafaka talebine protokolde değinilmediğini, müşterek çocuğun masraflarının müvekkili tarafından karşılanamaz duruma geldiğini belirterek, aylık 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 17.830,00- TLdır. Müşterek çocuklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan kesinlik sınırı her biri açısından ayrı ayrı hesaplanır. Buna göre; müşterek çocuklar için ayrı ayrı kabul edilen aylık nafaka arttırım miktarı 1.150,00- TL olup yıllık ayrı ayrı 13.800,00- TL ile kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarları ayrı ayrı yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen her bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

5.600,05- TL nafakayı davalınırı hesabına yatırdığını,davacının Sedat Çağlar aracılığı İle davalının hesabına toplam 650,00- TL yatırdığını, Ümit Öztürk aracılığı ile davalının hesabına toplam 750,00- TL yatırdığını, davacının annesinin davalırın kardeşi Carsu'nun hesabına 09.11.2020 tarihinde davalıya verilmek üzere 200,00- TL nafaka yatırdığını, İcra takibinden önce toplam 21.000,00- TL nafaka asıl alacağı ile bu miktara icra takiblne kadar işlemiş faizin takip tarihine kadar iştemiş toplam nafakadan (30.400,00- TL) ve falzinden düşülüp kalan toplam bakiye 9.400,00- TL'ye tekabül eden işlemiş falzin toplamı üzerinden takip açılması gerekirken sanki hiç nafaka yatırılmamış gibi toplamı nafaka borcu üzerinden takip açıldığından menfi tespit davası açtıklarını beyarıla davacının İcra takip tarihi olan 26.01.2021 tarihi itibari ile ana nafaka borcu olan 30.400,00- TL asıl nafaka borcundan 21.000,00- TL asıl nafaka borcunu ödediğinin tespiti ile 21.000,00- TL'nin ana borçtan düşülmesi ile...

Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davalının nafaka miktarını aylık 600,00 TL olarak düzenli bir şekilde yatırdığını, ayrıca davalının her hafta sonu çocuğu görmeye giderek ihtiyaçlarını karşıladığını, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları uyarınca olması gereken miktarda olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; "... Tarafların Bursa 3....

Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Hesap ekstrelerinin incelenmesinde; nafaka açıklamasının bulunmadığı, davacı tarafından nafakaya istinaden yapılan ödemelerin 3....

TMK.nun 364. maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür." Aynı Kanunun 365/2 maddesine göre ise; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." Somut olayda; davacı ara verdiği öğrenimine geri dönmüş ise de, 30.08.1987 doğumlu olup, evlenip-boşanmış sağlıklı bir kişidir. Davalı ise, 03.06.1949 doğumlu, 600,00 TL emekli maaşı alan, davacının annesi ve ayrıldığı eşi ile müşterek çocuğa 175,00 TL nafaka ödeyen, bakmakla yükümlü olduğu eşi ile 1995 doğumlu bir çocuğu daha bulunan bir kişidir. Dava yardım nafakasına ilişkin olduğundan Medeni Kanunun 316.maddesine göre mirastaki terhip sırasının dikkate alınması gerekir. Davacı eşinden boşanmış olup, öncelikle eşinden yoksulluk nafakası talep etmesi gerekir....

    Somut uyuşmazlıkta dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocukların 2000 ve 2002 doğumlu oldukları , ilk nafaka ilamı üzerinden 12 yıl geçtiği , davalının Uyap veri sisteminden elde edilen cezaevi kayıtlarından dava tarihinden yaklaşık 7 ay sonra 29.12.2015 tarihinde cezaevine girdiği , 19.08.2016 tarihinde cezaevinden tahliye olduğu , anlaşılmıştır. Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 12 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekir....

      talep ve dava etmiştir....

      Tarafların boşanma tarihlerindeki ve dava tarihi itibariyle dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları nazara alındığında, taraflar hakkında olağanüstü/olağandışı bir değişmenin yaşanmadığı, boşanma ile hükmedilen nafakanın dava tarihi itibariyle değerlendirilmesinde çocuğun yaşı, eğitim durumu, eğitim-öğretim çağında olması, bu nedenle günün ekonomik şartlarına karşı mevcut nafakanın yetersiz olduğu ve arttırılmasının hakkaniyete uygun olduğu, nafaka alacaklısının ekonomik değişimler karşısında korunması, nafaka yükümlüsünün ise artış olacak yıl aleyhine değişim oluşturmayacak ekonomik durum karşısında çocuğun giderlerinde artışa sebebiyet verecek durumun olmaması, yani enflasyon gibi bir durum olmaması halinde ek yükümlülüğe girmesinin hakkaniyete aykırı olacağı değerlendirildiğinde, ÜFE oranındaki artışın adalete uygun olduğu" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Ankara 7....

      Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi ) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi) Somut olayda; tarafların 25.04.2001 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, 13.09.2010 tarihli mahkeme kararı ile müşterek çocuklardan.... lehine aylık 160,00 TL, ....ehine aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve eldeki dava tarihi olan 12.01.2012 tarihine kadar herhangi bir nafaka artırım talepli dava açılmadığı anlaşılmaktadır. ......

        UYAP Entegrasyonu