Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nafaka yükümlüğü doğmadan yapılan ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemeyeceğinden" gerekçesi ile "Davanın KABULÜNE, 13.500,00 TL asıl alacak üzerinden İTİRAZIN KALDIRILMASINA, takibin DEVAMINA, Asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " karar verilmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2021 NUMARASI : 2021/35 ESAS 2021/261 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Aksaray 1....

GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 TL 'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin 400,00 TL'si, iştirak nafakası talebinin de 325,00 TL'si reddedilmiştir....

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafınca 350,00 TL nafaka yatırıldığını, bunun üzerindeki nafaka miktarını kabul etmediğini, ikinci bir evlilik yaptığını, davayı kısmen kabul ile aylık 350,00 TL nafaka ödemeyi kabul ettiğini belirterek, nafakanın 350,00 TL olarak belirlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, aylık 350,00 TL nafaka ödemeyi kabul etmesi sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kısmen kabulü ile; Çorlu 1....

Türk Borçlar Yasasının 144/3 maddesine göre nafaka alacağı, nafaka alacaklısının rızasıyla takas edilebilir. Birikmiş nafakalar için de aynı yasa hükmü geçerlidir. Davalı, nafaka alacaklarının takasına rıza vermemiştir. Bu nedenle nafaka alacakları yönünden takas isteğinin reddi hukuka uygundur ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.(HMK 353 /1- b-1) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2- Alınması gereken istinaf karar harcından (maktu) peşin olarak alınan harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye istinaf karar harcının istinaf yasa yoluna başvurana tamamlatılmasına, 3- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının yatıranlara iadesine, 6763 sayılı Kanunun 4....

GEREKÇE : Dava; Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 13/02/2019 tarih 2018/261 Esas-2019/31 Karar sayılı ilamı ile her bir çocuk için aylık 250,00 TL'ye çıkarılan iştirak nafakalarının artırılması talebine ilişkindir. Nafaka takdir edilmek istenen müşterek çocuklar, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuklar yönünden kabul edilen aylık nafaka artış miktarı ayrı ayrı 100,00 TL olup, her iki nafakanın ayrı ayrı artırılan yıllık toplamı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir....

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177.maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” düzenlemesi ile zayıf durumda bulunan davacıyı korumak amacı güden genel yetki kuralı getirilmiş bulunmaktadır. Kanun koyucu genel yetki hükmü getirmekle davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Buna göre, davacı (nafaka alacaklısı); isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde, isterse HUMK.nun 9.maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde dava açabilecektir.Davacı tarafça mahkemenin ara kararıyla hükmettiği tedbir nafakasının tahsili için ilamsız takip yapılmışsa da; mahkemenin ara kararıyla hükmettiği nafaka ilam niteliğindedir.Nafakaya dayalı olarak açılacak davalar Türkiye'deki her yerde Asliye Hukuk - Aile Mahkemelerinde açılabileceği gibi dava sonucu hükmedilen nafakanın da tahsili için aynı şekilde Türkiye'de ki tüm icra müdürlüklerinden birinde takip konusu edilebilir....

    Buna göre; kabul edilen nafaka arttırım miktarı aylık 400,00- TL'dan yıllık 4.800,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, kabul edilen nafaka artırım miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

    Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, davalının gelirinde olağanüstü değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Davalı cevap dilekçesi ile; tarafların sosyal ve içtimai durumlarının incelendiğinde davacının durumunun kendisinden iyi olduğunu, halen bakmakla yükümlü olduğu iki çocuğunun bulunduğunu, davalının 470 TL nafaka 150 TL birikmiş nafaka borcu olmak üzere toplam 620 TL nafaka gideri bulunduğunu, elinde kalan maaşın 440 TL olduğunu bu nedenle geçinmesinin çok zor olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir....

        UYAP Entegrasyonu