Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; yerel mahkemenin dava konusu bedelin nafaka alacağına ilişkin olduğuna dair araştırma ve inceleme yapmadan hüküm kurduğunu, düzenlenen bilirkişi raporunda yapılan ödemelerin nafaka ödemesi olup olmadığı, açıklama bulunup bulunmadığı, ödeme yapılan tarihlerde nafaka borcunun doğup doğmadığının dikkate alınmadığını, sade bir matematik hesabı yapılarak rapor tanzim edildiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının yerel mahkemece hiç değerlendirilmediğini, 2012- 2014 yılları arası hem nafaka hem de davacının borçlarının ödenmesi için iki farklı hesaba davalı tarafından ödeme yapıldığını, 23/06/2014'den sonra da sadece borçlarının kapatılması için ödeme yapıldığını, nafaka ödemesinin yapılmadığını, ancak yerel mahkemenin yapılan tüm ödemeleri nafakaya mahsup ederek hatalı karar verildiğini, 23/06/2014 tarihinden sonra da müvekkilinin Ziraat Bankası'na yatan her kuruşunun müvekkili tarafından davacının borçlarına yatırıldığını, zira bu tarihlerde...

Her ne kadar Yargıtayın son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda, dayanak ilamda iştirak nafakası dışında yoksulluk nafakasının, maddi tazminatın ve okul masraflarının da davacı tarafından karşılanmasına karar verilmiş olması, davacı tarafça yapılan ödemelerin açıklamasız, düzensiz miktarlı ve düzensiz tarih aralıkları ile yapılmış ödemeler olması, yine dava dışı dede Sami'nin yaptığı ödemeler yönünden bu kişinin nafaka yükümlüsü olmaması, yapılan ödemelerde açıklama bulunmaması ve bu kişinin aynı tarihlerde aynı miktarlara ilişkin dava dışı diğer torununa da düzenli olarak para göndermesi hususları dikkate alındığında davacı takibe konu iştirak nafakasının ödendiğini İİK'nın 33. maddesinde belirtilen...

Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı ve müşterek çocuğun banka hesaplarına tüm nafaka borçlarını ödediğini, icra müdürlüğünce 28/07/2016 tarihinde yapılan hesapta müvekkilinin 5.645,94 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, aylık toplam 350,00 TL nafaka borcu olmasına rağmen birikmiş nafaka borcu varmış gibi müvekkilinin maaşından 700,00 TL kesinti yapıldığını belirterek, müvekkilinin birikmiş 5.645,94 TL nafaka borcu olmadığının ve aylık 350,00 TL nafaka dışında borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarını kabul etmediklerini, nafaka ödemelerinin tam ve düzenli olarak yapılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, arttırılan iştirak nafakası aylık 200,00 TL, yoksulluk nafakası ise yine aylık 200,00 TL olup, ayrı ayrı yıllık nafaka farkının toplamları 5.880,00 TL'yi geçmemektedir....

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 17.830,00- TLdır. Müşterek çocuklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan kesinlik sınırı her biri açısından ayrı ayrı hesaplanır. Buna göre; müşterek çocuklardan Aybüke için kabul edilen aylık nafaka arttırım miktarı 1.250,00- TL olup yıllık 15.000,00- TL, Arven için ise aylık 750,00- TL olup yıllık 9.000,00- TL ile kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarları ayrı ayrı yıllık onyedibinsekizyüzotuz-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen her bir yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/07/2023 NUMARASI : 2023/246 ESAS, 2023/586 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının Kayseri 2....

Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....

Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/04/2005 tarihli ve 2005/17-7 Esas, 2005/37 Sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, Somut olayda, müştekinin...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan boşanma ilamında hükmedilen tedbir nafakası alacağına dayalı ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; bu takipten önce aynı nafaka alacağına ilişkin olarak mahkeme ara kararına dayalı birikmiş ve işleyecek aylara ilişkin nafaka alacaklarını da içeren ilamsız icra takibi başlatıldığını ve derdest olduğunu, şikayete konu ilamlı icra takibinde de aynı döneme ilişkin birikmiş nafaka alacaklarının talep edildiğini belirterek mükerrerlik nedeniyle takibin iptalini talep ettiği ve ayrıca ödeme iddiasında bulunduğu, mahkemece her iki...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; her iki dava yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kocanın boşanmanın reddine ve kadının boşanma davasında da vekalet ücretine yönelik temyizlerinin incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-davalı kocanın nafaka davası, davalı-davacı kadının nafaka davasındaki yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;...

        UYAP Entegrasyonu