Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda; taraflar arasındaki elektrik alım satım sözleşmesi ve risk paylaşım sözleşmesi ve ek protokol hükümleri değerlendirilerek; davalı yanın risk paylaşım sözleşmesini haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağına ve risk paylaşım bedeline dayalı tahakkuku yapılan fatura bedelinden kaynaklanana alacağın tahsili için girişilen icra takiplerine yönelik itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda; raporun, olayın özelliklerine ve uyuşmazlığın çeşidine göre yapılması gerekli olan inceleme ve değerlendirmeleri içermesi, raporda hâkimin uyuşmazlığı çözmesi için gerekli olan tüm özel ve teknik bilgilere ve açıklamalara usulünce yer verilmesi, tarafların iddia, savunma ve itirazlarının gerekçeleriyle ve olayın teknik özellikleriyle tartışılması, bu tartışmanın da denetime elverişli olması gerekmektedir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad. 222). Somut olayda, mahkemece tasfiyeye konu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazların kişisel mal olduğu, davacı-davalı kadının edinilmiş mal olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle işbu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiği, tasfiyeye konu 2613 parsel sayılı taşınmazın 245/875 hissesi ve 2775 parsel sayılı taşınmazın 1/6 hissesi davalı-davacı erkeğin annesi Emine Çimen adına kayıtlı iken 17.08.2005 tarihinde satış yoluyla davalı-davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmakla, tasfiyeye konu taşınmazlar edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı-davacı erkek adına satın alındığından, kanuni karine gereğince edinilmiş mal olup aksinin ispat külfeti davalı-davacı erkektedir (TMK mad. 6, HMK mad. 190)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle: "Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özü, dava konusu taşınmazın paylaşım sonucu hangi tarafa düştüğüne ilişkin olduğu, bu yerin paylaşım sonucu kendilerine düştüğünü iddia eden davacıların bu iddialarını kanıtlamakla yükümlü oldukları, hükme dayanak bilirkişi beyanının açık ve yeterli olmadığı, paylaşımın tarihi, paylaşım sonucu taraflara verilen taşınmazların akibetleri, paylaşımın haritası olup olmadığı ile paylaşım sonucu ortak sınırın değişip değişmediğinin açıklığa kavuşmadığı, davacı ...'...
Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.90. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gümüş’ten intikal ettiği ve muris terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek taşınmazların terekeye döndürülmesi istemiyle, davacı ... ise temyize konu taşınmazlardan 114 ada 199 ve 203 parsel sayılı taşınmazların muris ... Gümüş’ten (... Gümüş’ün babası) intikal ettiğini ileri sürerek miras payına yönelik olarak dava açmış, davalı ... ise taşınmazların eşinin babası olan ... Gümüş’ten intikal ettiğini ve taşınmazların taksimen eşi ... Gümüş’e kaldığını, bu kişi tarafından da kendisine hibe edildiğini savunmuştur. Çekişmeli taşınmazların öncesi ... Gümüş’e ait iken ölümü üzerine yapılan paylaşım neticesinde oğlu ... Gümüş’e kaldığı ve 20 yılı aşkın süre ile ... Gümüş ve mirasçılarının kullanımında olduğu dosya kapsamı ile belirlendiği gibi bu husus davacı ...’nin 20.03.2006 tarihli celsedeki “çekişmeli taşınmazların ... Gümüş’ten kaldığı, ...’nın ölümü üzerine mirasçıları olan ..., ... ve ... (Fadime) arasında yapılan paylaşım neticesinde taşınmazların ......
ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır....
Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu; davanın davacının murisinden intikal eden terekenin intikal, paylaşım ve tescil şartlarını düzenleyen 06/05/1994 tarihli miras taksim sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince davacı ile davalı arasında miras taksim sözleşmesi imzaladıkları, taşınır, taşınmaz mal ve hakkın paylaştırılmasına ilişkin davalarda Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanının HMK.nun 4. maddesine göre belirlendiği, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanı özel olarak belirlenenler dışında kalan değer ve miktara bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli Mahkemenin HMK.nun 2. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, ancak açılan davanın miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi davası olduğu, mülkiyet hukukunu ilgilendiren ayni haklarda değişim yaratan her dava türü HMK.nun 2. maddesine...
Somut olayda, paylaşımın içeriği, paylaşım tarihi (04/03/2017), davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının fazla olduğu, özellikle paylaşım tarihi gözetilerek daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 1.500TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda, paylaşımın içeriği, sebebi, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının fazla olduğu, daha alt düzeyde tazminat takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla, aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 3.000TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 5....
Somut olayda, paylaşımın içeriği, paylaşım tarihi, davacının sıfatı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği yönündeki ilkeler dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutarının az olduğu, daha yüksek düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla aynı ilkeler gözetilerek davacı yararına 2.000TL manevi tazminata hükmedilmesinin somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında "davanın kısmen kabulüne" dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A)Davacı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan KABULÜ ile, Ankara 39....