; Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkiminin taraflarca sunulan “boşanma düzenlemesini” uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların yararlarını dikkate alarak bu düzenlemede gerekli gördüğü “değişiklikleri” yapabilir. Mahkeme kendini tarafların yerine koyarak değişikliği “kendiliğinden” gerçekleştiremez. (Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-BOŞANMA, s. 126, Nevzat ÖZDEMİR, Türk – İsviçre Hukukunda Anlaşmalı Boşanma Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkimi taraflar arasındaki düzenlemenin hangi bölümünü neden kabul etmediğini açıklar ve taraflardan gerekli gördüğü değişiklikleri yapmalarını ister.(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 373) Anlaşmalı boşanma kararı bu değişiklikleri taraflar kabul ederse verilebilir....
Ancak davalı karşı davacı erkek, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmünü temyizin kapsamı dışında bırakmış ve boşanma hükmü usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek erkeğin boşanma talebi hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretiyle ilgili olarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 4-Davacı karşı davalı kadının yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında çalışmadığı tutanağa bağlanmışsa da, davacı karşı davalı kadın tanığı ..., davacı karşı davalı kadının ücretli olarak kardeşinin yanında çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece, tanığın bu beyanı karşısında usulünce araştırma yapılmamıştır....
Boşanma davalarında vekalet ücretinin asıl talep olan boşanma talebinin kabul veya red durumuna göre takdir edilmesi gerekmesine ve boşanma davası içinde istenen boşanmaya bağlı fer'i nitelikteki Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi çerçevesinde istenen tazminatların kısmen kabulü durumunda ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin tabi bulunmasına göre, boşanma talebi kabul edilen ve kendisini vekille temsil ettiren davacı-davalı kadın yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken davalı-davacı koca yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, kendisi tarafından daha önce açılan ve retle sonuçlanan boşanma davasına dayanarak Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep etmiştir. Davalı erkek tarafından açılan önceki boşanma davasının "davalı kadının kusurlu davranışı bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde davalı kadının kusurlu bir davranışı da ispatlanamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir.Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK m. 439/2). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Eşit kusur halinde de boşanma kararı verileceğinden (TMK m. 166/1), boşanma kararı hüküm sonucu olarak doğru olup, mahkemenin gerekçesi isabetli olmadığından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/son maddesi uyarınca boşanma hükmünün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle, sair temyiz itirazlarının ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2016 (Perş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25.10.2016 günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı-karşı davacı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek her iki davanın reddine karar verilmiş, ancak boşanma davasının kabulüne hükmedilerek boşanma kararı verilmiştir....
Her iki taraf da boşanma isteği ile dava açtığına göre, erkeğin boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.09.2015 (Çrş.)...
Boşanma davası içinde istenen tazminatlara (TMK.mad. 174/1-2) boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir ise de, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bağımsız açılan tazminat davalarında genel hükümler çerçevesinde ancak dava tarihinden itibaren faize hükmedilebilir. Bu nedenle dava tarihi yerine boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu yön yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu kısmının düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (...) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma davasıyla birlikte veya bu dava içerisinde talep edilen ve boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan boşanmanın fer'i niteliğindeki maddi ve manevi tazminatlar boşanma hükmünün kesinleşmesiyle muacceliyet kazanır. Talep halinde de faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir....