"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı-davacı kocanın boşanma davalarına yönelik temyizinden 15.6.2009 havale tarihli dilekçesiyle feragat ettiği anlaşıldığından kocanın boşanma davasının reddi ve kadının boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine, 2-Davalı-davacı kocanın, hükmün boşanma dışındaki bölümlerine yönelik temyizinin incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının karşı boşanma davası, kusur belirlemesi, fer'ileri ve tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya içerisinde bulunan davacı-davalı vekili Av. ...'e ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Boşanma davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletnamede bu hususta özel yetkiyi gerektirir (HMK m. 74)....
Aile Mahkemesi TARİHİ :29.05.2014 NUMARASI :Esas no:2013/255 Karar no:2014/390 Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davacı adına vekili Avukat N.G. tarafından açılmış ve takip edilmiştir. Boşanma davası açmak ve takip etmek, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, vekaletnamede özel yetkiyi gerektirir (6100 s. HMK m. 74). Davacı vekilinin vekaletnamesinde "boşanma davası açmak ve takip etmek" yetkisi mevcut değildir....
Davacı koca tarafından açılan Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/415 esas – 2006/692 karar sayılı tanıma davasının 27.12.2006 tarihinde, kadının açmış bulunduğu aynı mahkemenin 2006/394 esas sayılı boşanma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, boşanma davasının 08.11.2007 tarihli celsesinde ise, tanıma dosyasının boşanma dosyasından tefrikine, ayrı bir esasa kayıt yapılmasına karar verilmiştir. Dosya içerisinde tanıma dosyasının ve boşanma dosyasının fotokopisi bulunmaktadır. Gerek tanıma dosyasının, gerekse boşanma dosyasının aslının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 08.07.2009 çar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili Av. ... 22.09.2016 tarihli dilekçesiyle boşanma davasından feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple hükmün boşanma davasına yönelik olarak BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21.11.2016 (Pzt.)...
anlaşılması, kocanın çocuğu doğduktan uzun bir süre sonra, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra nüfusuna kaydettirmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, boşanma davası sırasında çocuğun doğmasına rağmen sessiz kalarak davacı kocanın bu durumu boşanma kararı kesinleşmeden önce mahkemeden ve kadından gizlediği sabittir....
Aile Mahkemesinin 2012/215 E, 2012/284 K sayılı boşanma ilamının hüküm kısmına aynen alındığı, boşanma ilamının ise dosya arasında bulunduğu, tarafların protokolün içeriğine ilişkin herhangi bir itirazlarının olmadığı, bu durumda dosyanın geri çevrilmesine gerek olmadığı oybirliğiyle kabul edilerek ön sorun bu şekilde aşılmış ve işin esasının incelenmesine geçilmiştir. İşin esasına gelince: Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesine uyarınca açılmış bulunan anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan 07/03/2012 tarihli boşanma protokolünde yer alan “tarafların birbirlerinden tazminat ve benzeri herhangi bir talepleri yoktur” şeklindeki maddenin müşterek çocuğun doğumunda hediye edildiği iddia edilen ziynet eşyalarının istenmesine engel olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır....
Ne var ki, her üç davanın da niteliği boşanma davası olup, hüküm verilirken nazara alınacak en önemli husus, tarafların boşanma sebebi sayılabilecek kusurlu davranışlarıdır. Yasal süresi içerisinde ileri sürülmek kaydıyla ister asıl davada; ister birleşen veya karşı davada ileri sürülmüş olsun, dayanılan tüm delillerin toplanması, birlikte değerlendirme yapmak suretiyle tek bir kusur belirlemesi yapılması, ferî talepler yönünden de belirlenen kusur durumu dikkate alınarak tek bir hüküm kurulması da boşanma davalarında bir zorunluluktur (Yargıtay HGK 15.06.2021 tarih, 2020/2- 273 Esas ve 2021/762 Karar sayılı kararı). Boşanma davasının tarafları, boşanma istemlerinden bağımsız olarak sadece kusur durumunu, istinaf ve/veya temyiz konusu yapabilirler. Böyle bir durumda tarafların kusur durumlarının, boşanma hükmü kesinleşmeden önce açılan tüm boşanma davalarında ileri sürülen vakıa ve dayanak delillerin birlikte değerlendirilerek belirlenmesi gerekir....
[(HMK m.1-(1)] Türk Medeni Kanununun 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabında yer alan ve aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemelerinin görevine girer. (4787 sayılı kanun m.4) Somut olayda davacı boşanma davası açmış ve boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasında taraflara ait başka bir boşanma dava dosyasında verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması ve bu itibarla davacının boşanma talebinin konusuz kalması süresinde ve usulüne uygun olarak ve yasa gereği harçsız bir şekilde talep ettiği boşanmanın fer’i niteliğindeki talepleri aile mahkemesinin görevi dışına çıkaramaz....
İş bu davada Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, bu madde gereğince boşanma talep edilmiş olması gerekir Dosyamızdaki somut olayda, Türk Medeni Kanunun 166/son maddesine ilişkin bir boşanma talebi yoktur. Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu düşünüyorum....