Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı erkeğin aynı hukuki nedene dayalı birleşen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasında her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ancak boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir....
Davalı-davacı erkek açmış olduğu boşanma davasında zina ( TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK m. 166/1) ile boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davalı-davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....
; Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir. Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca açılan boşanma davalarının (TMK m. 166/1) yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 28.11.2017 tarihli ilamı ile "..Mahkemece, hem erkeğin boşanma davası ile yine erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar verilip hem de erkeğin boşanma talebi bakımından boşanmalarına yer olmadığına ve tazminat istekleri yönünden de hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi çelişkiye sebebiyet vermiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, hüküm kısmı kendi içinde çelişkili olup, yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir". şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince erkeğin davasının kabulü yönünden verilen karar davalı-karşı davacı kadın tarafından kanun yolu başvurularına konu edilmemek suretiyle, boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine (TMK m.166/1) dayalı olarak açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından boşanmanın ferileri niteliğinde açılan bağımsız tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminat talepli davanın birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda davacı-davalı erkek tam kusurlu bulunarak erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne ve ferilerine hükmedilmiş, karar davacı-davalı erkek tarafından kusur tespiti ile aleyhine hükmedilen...
Zina, mutlak boşanma sebebidir. Sebebin gerçekleşmesi halinde bu olayın evlilik birliğini temelinden sarsıp sarsmadığı artık araştırılmaz, bu halde birlik temelinden sarsılmış sayılır. Bu hadise aynı zamanda Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan genel boşanma sebebi de oluşturur. Davacı, bu iki hukuki sebepten sadece birine dayanabileceği gibi, aynı davada bunların ikisine birlikte de dayanabilir. Ya da önceliği özel boşanma sebebine vererek kademeli istek de bulunabilir. Her iki hukuki sebebe birlikte dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşemediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Toplanan delillerden, davalının bir başka kadınla imam nikahlı olarak birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de kocanın bir başka kadınla ilişkisinin olduğu, karı koca gibi birlikte yaşadığı sabit kabul edilmiştir....
Mahkemece; boşanma kararının temyiz edilmediği, bu nedenle fer’ilere ilişkin takip başlatılmasında aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olup hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. HUMK'nun 443/4. (HMK'nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez. İcra takip dosyası ve icra yargılama dosyası içeriğinde bulunan bilgi ve belgelerden boşanma hükmünün temyiz kapsamında olup olmadığı bu nedenle takip tarihi itibarı ile boşanma yönünden hükmün kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (...) tarafından, her iki boşanma davası, boşanmanın fer'ileri ve diğer tarafın ziynetlere ilişkin talebinin reddi sebebiyle tayin edilen vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı (...) tarafından ise, lehine hükmedilen manevi tazminatın ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davacı "ağır kusurlu" kabul edilerek boşanma davası reddedilmiştir....
İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, daha önce kadın tarafından açılan ve feragat edilen anlaşmalı boşanma davasından sonra davacı erkekten kaynaklı yeni bir olay olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, davacı erkek yararına 4.000 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Feragat edilen dava münhasıran TMK'nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir. Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekir....