Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(HMK m. 363/1) Somut olayda; mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin açtığı davada boşanma hükmü davacı-karşı davalı kadın tarafından istinaf edilmemiş, davalı-karşı davacı erkek tarafından da karar boşanmanın ferileri yönünde istinaf edilmiş olmakla erkeğin davasında mahkemece kurulan boşanma hükmü 23.03.2017 tarihinde kesinleşmiş, davacı-karşı davalı kadının açmış olduğu boşanma davası da yine aynı tarih itibari ile konusuz kalmıştır. Her ne kadar Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün kanun yararına temyiz istemimde; tarafların daha sonra açtıkları anlaşmalı boşanma davasındaki boşanma hükmünün eldeki çekişmeli boşanma davasındaki hükümden önce kesinleştiği belirtilmişse de; tarafların anlaşmalı boşanma davasındaki hüküm, davalı-karşı davacı erkeğin açmış olduğu, çekişmeli boşanma davasındaki hükmün kesinleştiği tarihten daha sonra 08.10.2018 tarihinde kesinleşmiştir....

    Davalı-davacı erkek açmış olduğu boşanma davasında zina ( TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK m. 166/1) ile boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davalı-davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı erkeğin aynı hukuki nedene dayalı birleşen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasında her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ancak boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, maddi-manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine (TMK m.166/1) dayalı olarak açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından boşanmanın ferileri niteliğinde açılan bağımsız tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminat talepli davanın birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda davacı-davalı erkek tam kusurlu bulunarak erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne ve ferilerine hükmedilmiş, karar davacı-davalı erkek tarafından kusur tespiti ile aleyhine hükmedilen...

          Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince erkeğin davasının kabulü yönünden verilen karar davalı-karşı davacı kadın tarafından kanun yolu başvurularına konu edilmemek suretiyle, boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            ; Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir. Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca açılan boşanma davalarının (TMK m. 166/1) yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 28.11.2017 tarihli ilamı ile "..Mahkemece, hem erkeğin boşanma davası ile yine erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar verilip hem de erkeğin boşanma talebi bakımından boşanmalarına yer olmadığına ve tazminat istekleri yönünden de hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi çelişkiye sebebiyet vermiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, hüküm kısmı kendi içinde çelişkili olup, yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir". şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir....

                Zina, mutlak boşanma sebebidir. Sebebin gerçekleşmesi halinde bu olayın evlilik birliğini temelinden sarsıp sarsmadığı artık araştırılmaz, bu halde birlik temelinden sarsılmış sayılır. Bu hadise aynı zamanda Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan genel boşanma sebebi de oluşturur. Davacı, bu iki hukuki sebepten sadece birine dayanabileceği gibi, aynı davada bunların ikisine birlikte de dayanabilir. Ya da önceliği özel boşanma sebebine vererek kademeli istek de bulunabilir. Her iki hukuki sebebe birlikte dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşemediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Toplanan delillerden, davalının bir başka kadınla imam nikahlı olarak birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de kocanın bir başka kadınla ilişkisinin olduğu, karı koca gibi birlikte yaşadığı sabit kabul edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine ve özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davacı kadının zinaya dayalı boşanma davasının TMK 161. maddesinde belirtilen dava sebebinin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay içerisinde açılmadığı, kadının açıkça zina sebebine dayanmadığı gibi zinanın kanıtlanamadığından bahisle reddine; erkeğin kadının güven duygusunu sarsacak bir şekilde başka bir kadınla dost hayatı yaşamış olması gerekçesiyle TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....

                    Mahkemece, tarafların boşanmalarına ilişkin dosyada mahkemeye sunulan ve mahkemece hükme esas alınan anlaşmada, “eşyaların taraflarca paylaşıldığının, boşanma ile ilgili olarak tarafların birbirlerinden maddi ve manevi hiçbir tazminat talep etmeyeceklerinin” belirtildiği, boşanma sırasında bu anlaşmaya göre eşya hususunda talebi olmayan davacının sonradan değer artış payı alacağı davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar Salihli 2.Asliye (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemesinin boşanma davasının taraflar arasında düzenlenen boşanma anlaşması dikkate alınarak TMK.nun 166/3. maddesi gereğince kabulüne ilişkin 3.7.2007 tarih 2007/379 Esas 2007/365 Karar sayılı hükmünün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır....

                      UYAP Entegrasyonu