Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca boşanmalarını, 1.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, 1.000,00 TL tedbir- iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasını, velayetin tarafına verilmesini, 200.000,00 TL maddi- 200.000,00 TL manevi tazminat verilmesini talep etmiştir....

Ancak bu hususun ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığı anlaşılmakla, kadının yoksulluk nafakasına ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20/01/2016 tarih .... karar sayılı bozma kararının yoksulluk nafakasına ilişkin 2 nolu bendinin kaldırılmasına, hükmün davacı ve tanık beyanları da dikkate alınarak kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; sürekli ve gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, böyle bir işten ayrılmışsa işten ayrılış nedeni de tespit edilerek boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmediğinin kesin olarak belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş, bu sebeple hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin bölümünün değişik gerekçeyle bozulmasına, karar vermek gerekmiştir....

    Dava ve birleşen dava, TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki talepler ile ziynet alacağına ilişkindir. Boşanma, velayet ve ziynete ilişkin karar taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir....

    kararında yoksulluk nafakasına boşanmanın daha önce kesinleşmesi sebebiyle "boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren" şeklinde hükmedilmesi gerekirken kararın kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmek suretiyle infazda tereddüt yaratılması yerinde olmayıp bu hususun düzeltilmesi gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ilk hükümde her iki dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki, kadın lehine 125 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir....

      tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, tarafların mevcut gelir durumları dikkate alındığında yeterli geliri bulunmadığı anlaşılan kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince davacı kadın lehine takdir edilen maddi manevi tazminat miktarı ile yoksulluk nafakası miktarının makul olduğu, müşterek çocukların yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocukların yargılama sırasındaki beyanları dikkate alındığında velayetin anneye verilerek çocuklar için iştirak nafakası takdir edilmesinin de doğru olduğu, velayeti anneye verilen çocuklar ile baba arasında kurulan şahsi ilişki tesisinin de yerinde olduğu anlaşıldığından, erkeğin yerinde görülmeyen istinaf...

      Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir.(TMK md.174/1) Maddi tazminatın yasal tanımından da anlaşılacağı üzere maddi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekir.Somut olayda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiştir. Yasanın aradığı kusursuz veya daha az kusurlu taraf olma koşulu gerçekleşmediğinden kadının maddi tazminat talebinin reddine dair verilen kararda isabetsizlik görülmemiş, eşit kusurlu olmaları sebebiyle erkeğin maddi tazminat talebi reddedilmiştir. Kadının maddi tazminat talebinin reddine yönelik istinafının reddine, erkek lehine maddi tazminata hükmedilmesine yönelik istinafının kabulüne karar verilmiştir....

      Mevcut veya beklenen menfaatleri, kişilik hakları boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebilir.(TMK md.174) Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi ve manevi tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadının boşanma sonucu en azından davalı erkeğin maddi desteğini yitireceği, erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle kişilik haklarının gözetilerek uygun bir maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir....

      Ağır kusurlu taraf yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği gibi, yoksulluk nafakası için de, bu nafakayı talep eden tarafın ağır kusurlu olmaması şarttır. Davalı-karşı davacı(nın) ağır kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, lehine maddi ve manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. b-Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı (kadın)’ın ağır kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, boşanma yüzünden mevcut menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan koca yararına Türk medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktara maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır. c-Hükmün gerekçesinde “müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerektiği” kabul edildiği halde, hüküm sonucunda gerekçeye aykırı olarak velayetin babaya bırakılması ve anne ile kişisel ilişki tesisi de doğru olmamıştır....

        Tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilik süresi, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, müşterek çocuğun yaşı itibariyle anneye olan ihtiyacı, üstün yararı gereği velayetin anneye verilmesinin, ağır kusurlu bulunan davalı erkeğin tazminat taleplerinin ret edilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından, davalının tazminatlar, nafakalar ve miktarlarına yönelik istinaf itirazlarının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu