e yapılan tebliğ geçerli olduğundan, bu tebliğ tarihine göre mahkemece verilen iki haftalık çekişmeli boşanma dava dilekçesi verilmesi yönündeki süre geçmiş, ayrıca davacı asile yapılan tebliğ sonrasında da ve halen dosyaya çekişmeli boşanma talebine ilişkin dava dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür. Bu durumda Mahkemece çekişmeli boşanma dava dilekçesinin verilmemesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. 3....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Dava, anlaşmalı boşanma davası (TMK m.166/3) olarak açılmış, anlaşma sağlanamaması üzerine dava çekişmeli boşanma davasına (TMK m.166/1-2) dönüşmüştür. Davacı kadın çekişmeli boşanma dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında ziynet ve çeyiz alacağı talebinde de bulunmuştur. Ziynet ve çeyiz alacağı boşanmanın feri (eki) niteliğinde değildir. Davacı kadının bu talepleri yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ziynet ve çeyiz alacağı talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan zina ve aynı Kanunun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine birlikte dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiş; vekili, duruşmadan önce 25.11.2013 tarihli dilekçesinde “davalı ile boşanma ve fer’ilerinde anlaştıklarını” belirtmiş ve dilekçe ekinde sunduğu boşanma protokolüne göre hüküm kurulmasını talep etmiştir. Ne var ki, 11.12.2013 tarihli ilk oturumda davalının, velayeti talep etmesi sebebiyle anlaşma sağlanamamış, dava kendiliğinden çekişmeli hale dönüşmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava çekişmeli boşanma davası açılmış, yargılama sırasında tarafların anlaşması üzerine istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararı ile TMK'nın 166/3 maddesi gereğince boşanma kararı verilmiştir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
İlk derece mahkemesince; davacının davasının kabulü ile tarafların TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı lehine hükmedilen 500- TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davacının yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 25.000- TL maddi ve 20.000- TL manevi tazminatın boşanma kararının kesinlemesinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunmuştur. Davalı erkek vekili hükmün; tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Davacı kadın vekili vekili; 07/10/2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Adana 8. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.06.2014 tarih ve 2014/412 E., 2014/465 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.03.2015 tarih ve 2014/22815 E., 2015/5298 K. sayılı kararı ile; "...Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Davacı kadın vekili; boşanmanın çekişmeli olarak devam etmesi gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Aile Mahkemesi' nde çekişmeli boşanma davası açtıklarını beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "... Davacının dava dilekçesi ile anlaşmalı boşanma kararı verilmesini talep ettiği, yargılamanın 17/11/2021 tarihli celsesinde davalının anlaşmalı boşanmayı kabul etmemesi nedeniyle davanın çekişmeli boşanma davasına dönüşmesini talep ettiği, davacıya davanın esasına ve anlaşmazlığa ilişkin dava dilekçesini sunması için iki haftalık kesin süre verildiği, kesin süreye uyulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtarının yapıldığı, davacının dava dilekçesi sunmadığı" gerekçesiyle, davanın, HMK'nın 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine 2.550,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir....
Davacı kadın vekili, davanın kabulü gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuş ise de; 12/12/2022 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolü hükümleri çerçevesinde tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....