Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili her ne kadar anlaşmalı boşanma kararının verildiği gün olan, 07/03/2022 tarihinde istinaf feragat dilekçesi vermiş olsa da vermiş olduğu istinaftan feragat dilekçesinin hükümsüz olduğunu, bir haktan vazgeçilebilmesi için öncelikle hakkın doğmuş olması gerektiğini, Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın istinaf edilmeyeceğine dair beyanın ancak gerekçeli kararın tebliğinden sonra geçerli olacağını, Yargıtay İçtihatlarının da bu yönde olduğunu. anlaşmalı boşanma davasının, "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiğini, öncelikle yerel mahkeme hükmünün kaldırılmasına sonrasında ise işbu boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına çevrilerek taraflarına çekişmeli boşanma dava dilekçelerini sunmak için süre verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili her ne kadar anlaşmalı boşanma kararının verildiği gün olan, 07/03/2022 tarihinde istinaf feragat dilekçesi vermiş olsa da vermiş olduğu istinaftan feragat dilekçesinin hükümsüz olduğunu, bir haktan vazgeçilebilmesi için öncelikle hakkın doğmuş olması gerektiğini, Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın istinaf edilmeyeceğine dair beyanın ancak gerekçeli kararın tebliğinden sonra geçerli olacağını, Yargıtay İçtihatlarının da bu yönde olduğunu. anlaşmalı boşanma davasının, "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerektiğini, öncelikle yerel mahkeme hükmünün kaldırılmasına sonrasında ise işbu boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına çevrilerek taraflarına çekişmeli boşanma dava dilekçelerini sunmak için süre verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Boşanma sürecinde müvekkilinin sonradan öğrenmiş olduğu üzere davacı tarafın evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini, Yargıtay içtihatları gereğince anlaşmalı boşanma yönünden tarafların karar kesinleşinceye kadar her zaman iradesinden dönülebileceğinin kabul gördüğünü, haklı sebepleri olan ve iradesi sakatlanan müvekkili açısından anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hele geleceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak haksız davanın reddine karar verilmesine, ilk derece mahkemesine çekişmeli boşanma davası olarak incelenmesi için gönderilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir....

Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı kadın, 16.01.2015 tarihli duruşmada boşanmak istemediğini beyan ettiğine göre; anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Bu sebeple davacıya, davaya Türk Medenî Kanunu 166/1-2 maddesi uyarınca çekişmeli boşanma davası olarak devam etmek isteyip, istemediğinin sorulması; devam etmek istemediği takdirde davanın reddine; devam etmek istediğinde ise, taraflara delil bildirme imkanı sağlanarak bildirildiğinde delillerin toplanması ile gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeden; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir....

      Davalı, çekişmeli taşınmazda oturduğunu, ancak davacının kendisini kandırarak evini sattırdığını, boşanma davası sırasında çekişmeli yerin kullanım hakkını ve evi vaadettiği halde, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte evden çıkmasını istediğini, mağdur olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra davalının hiçbir hukuki sebebe dayanmadan ve yapılan ihtara rağmen halen davacıya ait evde ikamet etmeye devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 458.05....

        Davalı, çekişmeli taşınmazda oturduğunu, ancak davacının kendisini kandırarak evini sattırdığını, boşanma davası sırasında çekişmeli yerin kullanım hakkını ve evi vaadettiği halde, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte evden çıkmasını istediğini, mağdur olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra davalının hiçbir hukuki sebebe dayanmadan ve yapılan ihtara rağmen halen davacıya ait evde ikamet etmeye devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 458.05....

          Dava, TMK.nun 166/1 maddesine dayalı çekişmeli boşanma talebine ilişkin açılmış ise de, sonradan TMK.nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....

          Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

            Aile Mahkemesinin 2019/829 esas sayılı dosyada boşanma davasının çekişmeli olarak görülmeye devam ettiği, bu aşamada ayrıca davacı kadın tarafından 03/12/2019 tarihinde de Kocaeli 3.Aile Mahkemesinin 2019/664 esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığı, mahkemenin 24/01/2020 tarihli ve 2019/829 karar sayılı ilamı ile bu boşanma davasının daha önce anlaşmalı olarak açılıp, çekişmeli boşanma davası olarak devam eden Kocaeli 4. Aile Mahkemesinin 2019/829 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği, halen asıl ve birleşen boşanma davalarının derdest olduğu; davacı babanın eldeki istinafa konu velayetin değiştirilmesi davasını ise 21/10/2019 tarihinde açtığı, dilekçesinde anlaşmalı boşanma davasında verilen velayetin değiştirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Buna göre, davacı babanın talebi TMK'nın 349.maddesine dayalı velayetin değiştirilmesi talebi olup, bu davanın görülmesi için öncelikle velayetin daha önceden düzenlenmiş ve kesinleşmiş olması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu