Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri ile ziynet eşyalarının iadesi, iade mümkün olmadığı taktirde bedellerinin tahsili (TMK 226. Madde) istemlerine, karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - karşı davalı tarafça karşı dava, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarı, nafakalara artırım uygulanmaması, kadının tazminat taleplerinin reddi, ziynet eşyalarının iadesi davasının reddedilen kısmı ve bu davada erkek lehine hükmedilen vekalet ücreti, davalı - karşı davacı tarafça asıl dava, kusur belirlemesi, erkeğin manevi tazminat talebinin reddi, ziynet eşyasının iadesi davasının kabul edilen kısmı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kadının boşanma ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı erkeğin davranışlarının sadakatsizlik boyutuna ulaşmayan güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik talebi 23.037,88 TL. için kabul edilmişse de; mahkemece bu miktara nasıl ulaşıldığı, hangi ziynet eşyaları bedelinin bu miktar olduğu, karar yerinde tartışılmamış ve gösterilmemiştir. Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz....

    Davacı taraf, iddiasını ispat için, taraflar arasında görülen boşanma davalarına delil olarak dayanmıştır..... 5. Aile Mahkemesi'nde görülen 2009/1723 E. 2010/1494 K. sayılı ve 14/05/2012 kesinleşme tarihli boşanma kararı incelendiğinde; davacının açtığı dava ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı kocanın davacı kadına yönelik olarak fiziki şiddet uyguladığı, davalının tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfedilecek bir kusurun ispat edilemediği tespit edilmiş, hüküm derecaattan geçerek kesinleşmiştir. Kesinleşen boşanma davasında verilen hüküm ve bu hükme esas alınan tanık beyanları ile iş bu davada dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının, davalı kocadan gördüğü şiddet nedeniyle ziynet eşyalarını alamadan müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığı anlaşılmaktadır....

      , aynen iadesi mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00- TL. ziynet eşya bedelinin yasal faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminatların miktarı, ziynet alacağının reddedilen kısmı ile vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kadın lehine verilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, reddedilen manevi tazminat talebi ile ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....

        Davalı-davacı kadın vekili ziynet talepli birleşen davasında davalının müvekkiline ait, her biri 45 gram ağırlığında 24 ayar altın, 18 adet burma bilezik, 22 adet 22 ayar yüzük, 1 adet altın künye, 1 adet altın setten oluşan ziynet eşyalarına el koyduğunu ve müvekkiline vermediğini, bu nedenle belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde, bedellerinin iadesine karar verilmesini talep etmiş, kuyumcu bilirkişi tarafından düzenlenen 02/02/2016 tarihli raporda davacının talep ettiği ziynet eşyalarının toplam bedelinin 71.040,00 TL olduğu, fotoğraflarda tespit edilen ziynet eşyalarının toplam bedelinin ise 48.640,00 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece 12 adet, 22 ayar, toplam 540 gram, işçiliksiz altın bileziğin (43.200,00 TL), 1 adet, 22 ayar, 60 gram, altın set takımın (4.800,00 TL), 2 adet, 22 ayar, toplam 8 gram işçiliksiz altın yüzüğün, (640,00 TL), davacı karşı davalı T1’den alınarak davacı karşı davalı T3’e aynen iadesine, ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün...

        Hukuk Dairesinin, D: 2018/1819, K:2020/1138, 14/10/2020 tarihli kararı gereği boşanma, nafaka, velayet ve tazminat talepleri yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 2- Ziynet eşyaları talebi yönünden 5 adet 20 gramdan toplam 100 gr 22 ayar adana burması bilezik ile 60 gr 22 ayar setin davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının toplam bedeli 20.080,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya ödenmesine" karar verilmiştir. Davacı-davalı erkek vekili, ziynet eşyalarının iadesi davasının boşanmanın feri niteliğinde olmaması, huzurdaki davada talep hakkı bulunmamasına rağmen ziynet eşyası alacağı davasının görülmesi ve ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı kadın istinafa cevap vermemiştir....

        Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve bir kısmının ise evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurularak harcandığını, davacıya tekrar iade edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise altınların hiçbir zaman davacıdan alınmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki boşanma dosyasında dinlenen tanıklar, gerekçeli karar ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı kapsamında; davalının, davacıyı darp ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha kusurlu olduğunın tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 11.03.2015 tarihli celsede yemin deliline dayanarak, davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, davalı taraf ziynet eşyalarının kendisinde olmadığına dair yemin etmiştir....

          Davacı, evlenme sırasında takılan ve hediye edilen ziynet eşyalarının davalılar kayınvalide ve kayınpederi tarafından zorla alındığını, davalılar tarafından darp edilmesi nedeniyle davalıların yargılandıklarını ve mahkum olduklarını, eşi ile arasındaki boşanma davasının halen derdest olduğunu belirterek toplam 12.040.00.TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen iadesi ya da bedelinin tahsilini istemiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemesi'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı'ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır. Eldeki davada, davacının kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından haksız olarak alındığı ve iade edilmediği öne sürülerek ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin tazmini istenmiş olup Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı içerisinde yer almamaktadır. Bu nedenle davaya aile mahkemesinde değil, genel mahkemede bakılması gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyasının iadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık yargı yeri belirlenmesi kararında da açıklandığı üzere, boşanma ve mali sonuçlarına ilişkin davadan tefriken gelen ziynet eşyasının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ile manevi tazminata ilişkin bulunduğuna, davada mal rejiminden kaynaklanan bir istek bulunmadığına mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 6. ) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE...

              UYAP Entegrasyonu