Davalı erkek tarafından ispatlanamayan davanın reddi gerektiği, yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, her ne kadar yerel mahkemece, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş ise de,evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay 3. HD' si 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289)Kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır....
Dava; ziynet eşyalarının değerinin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Kişisel malların, bu nitelikte oldukları kanıtlanması koşuluyla geri istenebilmesi için, mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Başka bir ifade ile ziynet eşyası davasının görülebilmesi için boşanma davasının kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. "Davalının bunları iade edilmemek üzere davacının rızası ile verdiğini kanıtlayamadığı, buna göre davacı tarafından varlığı ve bozdurularak harcandığı ispatlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur." (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2019/4538 Esas 2019/9313 Karar) Somut olayımızda; yukarıda yazılı Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, dosya kapsamında toplanan delillere göre davacının iddia ettiği gibi ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde harcandığı tanık beyanlarıyla ortaya konulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2019/86 ESAS, 2021/287 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekilince 22.06.2018 tarihinde mahkemenin 2018/379 Esas sayılı dosyasında görülen taraflar arasındaki boşanma davasında sunduğu 2.cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, kayın validesinin hakaret etmesi üzerine, çıkan tartışmada eşinin, kendisini ve çocuğunu evden attığını, müvekkilinin ne olduğunu anlamadan apar topar dışarı atıldığını, evden ayrılırken hiç bir kişisel eşyasının verilmediğini, evden kovulduktan sonra da istemesine rağmen kişisel eşyalarının kendisine verilmeyeceğinin söylendiğini, müvekkiline...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar, davacı-davalı kadın vekili tarafından, boşanma ve ziynet alacağı davalarının reddine, karşı davanın kabulüne, kusur belirlemesine, ziynetlerin davalıda kaldığının anlaşılmasına rağmen davanın reddine karar verilmesine, kusur kabul edilen vakıalara rağmen evliliğin devam etmesi nedeniyle affın somut olaya uygulanmamasına, tedbir nafakası hakkında hükümle gerekçe arasında çelişki bulunmasına yönelik olarak istinaf edilmiş, kararın kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ziynet alacağı ile TMK'nın 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, erkeğin karşı davası ise TMK'nın 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır....
Somut olayda, eldeki davanın boşanma davası ile birlikte açıldığı, mahkemece alacak davasının boşanma davasından tefrikine karar verildiği, tefrik sonrası alacak davasında davanın konusu itibari ile Aile Mahkemesinin görev alanına girdiği ancak, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın "Aile Mahkemesi" sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir....
GEREKÇE : Asıl dava, TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası, karşı dava ve birleşen dava TMK 166/1.maddesi uyarınca açılan boşanma davası olduğu, ayrıca birleşen davada, ziynet ve çeyiz alacağı talebinde bulunulduğu görülmüştür. Dairemizin 2019/1634 E.- 2020/766 K.sayılı ilamı ile, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, yetersiz gerekçe ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
GEREKÇE : Asıl ve karşı davanın konusu, TMK.nun 166/1.maddesi uyarınca geçimsizlik sebebiyle açılan boşanma; ayrıca karşı davada ziynet eşyasına ilişkin alacak davasıdır. Yerel mahkemece verilen 07/03/2019 tarihli ve 2017/620 Esas 2019/117 Karar sayılı ilamına karşı, davacı/k.davalı erkeğin istinaf başvurusu üzerine Dairemiz'in 13/01/2020 tarihli ve 2019/1610 Esas 2020/12 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının eksik inceleme sebebiyle tamamının kaldırılmasına karar verildiği, yerel mahkemece devam edilen yargılama sonunda, her iki boşanma davasının kabulüne, karşı davada kadının ziynet eşyası alacak davasının ise reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı/k.davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2022 NUMARASI : 2020/657 ESAS, 2022/179 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET EŞYASI ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanma davası açtıklarını, tarafların düğünde takılan müvekkiline ait 113 adet çeyrek altın, 50 adet gram altın, 6 adet yarım altın, 1 adet beşi bir yerde çeyrek altın, 1 adet beşi bir yerde ata lira, 7 adet 22 gram 22 ayar altın bilezik, 1 adet 11 gram 22 ayar altın bilezik, 1 adet 5 gram bilezik, 1 adet 42 gram set (kolye, yüzük, küpe ve bileklik) olmak üzere toplam 141.750 TL değerindeki ziynet eşyasının aynen iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla aynen...
ortadan kaybedildiğini, düğünde müvekkiline; ziynet eşyası olarak 7 adet 24 ayar ortalama 22- 25 gram ağırlığında bilezik, 30 adet küçük altın, 10.000- TL civarında nakit para, 1 tane de set tabir edilen takı takıldığını beyan etmiş, bu davanın boşanma davası ile birleştirilmesine, şimdilik 5.000- TL ziynet bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı koca tarafından dava konusu ziynet eşyalarının herhangi bir sebep ile bozdurulduğunun iddia edilmesi halinde, bu defa ispat yükü yer değiştirir ve davalı koca ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek üzere kendisine verildiğini eş söyleyiş ile kendisine bağışlandığını, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup kanıtlanması halinde, ancak bu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, davacı kadın düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının büyük kısmının davalı tarafından alındığını iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı taraftadır. Dinlenilen tanıklarının beyanlarına ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmı davacı kadının isteği dışında alınmış olduğunun kabulü gerekmiştir....