Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadın tarafından açılan eldeki davada mahkemece; tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer’ilerine ve ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının kabulüne dair verilen karar davalı tarafından tüm yönleriyle temyiz edilmiş, Dairemizin 24.05.2016 tarih 2016/9864 esas 2016/10140 karar sayılı ilamı ile davalının boşanma davası ve fer’ilerine ilişkin temyiz itirazlarının onanmasına, kararın ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönlerinden bozulmasına karar verilmiş, davalı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Davalı erkek karar düzeltme aşamasında, boşanma davası devam ederken davacının başka bir erkekle yaşamaya başladığını, bu kişiden çocuğu olduğunu bu nedenle ... 2. Aile Mahkemesinin 2016/665 esas sayılı dosyasında zina nedenine dayalı boşanma davası açtığını belirtmiştir....

    İlk derece mahkemesince; kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, ziynet alacağı talebinin tefrikine, davalı-karşı davacı erkeğin karşı davasının ve tedbir nafakasının kaldırılması talebinin reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili; kadının reddedilen zina nedenine dayalı boşanma davasına, iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların miktarına, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    Temyiz Sebepleri ... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadının başkasından çocuğu olduğunu 15.11.2017 tarihinde öğrendiğini, birleşen boşanma davasını ise 14.02.2020 tarihinde ıslah ederek zina sebebiyle boşanma talep ettiğini, zinayı öğrenme tarihi ile ıslah tarihi arasında altı ... fazla bir zaman olması nedeniyle zina sebebiyle dava açılabilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçtiğini, tarafların onbeş günde bir hafta sonları görüştüklerini, birlikte zaman geçirdiklerini, çocuklarla ilgili konularda ortak kararlar aldıklarını, erkeğin bu davranışlarının eşini affettiğini gösterdiğini, tarafların barışma ve biraraya gelme ihtimalleri olduğunu ve tüm bu sebeplerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

      Davacı vekilinin, 25.2.2015 tarihli oturumda, öncelikle özel boşanma nedeni olarak zina sebebiyle boşanmaya karar verilmesi, mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi yönündeki beyanı davanın ıslahı olarak da kabul edilemez. Islah istemi, açık bir irade bildirimi ile yapılmalıdır. Üstü kapalı (zımni) ifadelerden ıslah yapıldığı yolunda bir sonuç çıkartılmamalıdır (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Islah 4.bas. sayfa:547). Bu durumda, davacının münhasıran zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığı, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı olarak açtığı bir boşanma davası bulunmadığı halde, yazılı şekilde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) nedeniyle boşanmaya karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

        Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. (TMK m.161) Dosya incelendiğinde; tarafların 21/12/2015 tarihinde evlendikleri, müşterek 09/09/2016 ve 23/03/2018 doğumlu çocuklarının bulunduğu, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının, davacının 27/11/2017 tarihli feragati ile sonuçlanması üzerine tarafların tekrar bir araya gelerek ortak yaşama devam ettikleri anlaşılmaktadır. Davalıya atfedilen ve tanık beyanları ile ispatlanan vakıaların tarafların tekrar bir araya gelmiş olması nedeniyle davacı kadının bu eylemleri affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığına ilişkin Mahkeme tespitinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Maddesi gereğince BOŞANMALARINA, 2- Erkek eşin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, B-Karşı Davada zina nedeniyle açılmış boşanma davasının REDDİNE, TMK'nın 166/1.maddesi gereğince açılmış boşanma davasının KABULÜ ile tarafların TMK'nın 166/1....

        "Zina” sebebine dayanan boşanma talebi, toplanan deliller zinayı kabule yeterli olmadığında, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebiyle boşanma kararı verilmesini gerektirecek yeterlikte ise, “af’ olmadıkça veya dava hakkı düşmedikçe, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi isteğini de içinde barındırır. Çünkü, zina mutlak boşanma sebebidir ve bu olayın evlilik birliğini temelinden yıktığı, kanunun bunu tek başına mutlak boşanma sebebi saymasıyla baştan kabul edilmiştir. Bu bakımdan kadının güven sarsıcı davranışları gerçekleştiğine, bu husus mahkemece de sabit kabul edildiğine göre, kocanın boşanma davası da kabul edilmeli ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilmelidir. Bu yönden sayın çoğunluk kararına katılmıyorum....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadının diğer sebepler yanında, erkeğin davasının kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurmuş olmasına, erkeğin boşanma talebinin terditli olması ve zina nedeniyle boşanma hukuki sebebinin koşullarının bulunması nedeniyle, erkeğin davasının sadece zina sebebiyle kabulü gerektiği halde, "Onur kırıcı davranış" ve "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması" yönünden de boşanma kararı verilmesi yerinde olmamakla birlikte; kadının davasındaki boşanma hükmünün kesinleşmiş olması nedeniyle, sonucu itibarıyla doğru olan karara karşı yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün...

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı- karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın kanunun açık maddesine aykırı olduğunu, davacının zina davasının kabulünün hukuken hatalı olduğunu, tanık beyanları ile bu iddianın ispat edilemediğini ancak mahkemenin kabul kararı verdiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının tamamını davacının kendi rızası ile müvekkilinin annesine araba almaları için verdiğini, müvekkilinin babasının da ziynet eşyalarının üzerine kredi çekerek aracı satın aldığını bu hususun da tanık beyanları ile ispatlandığını ancak mahkemenin ziynet eşyalarına yönelik talebin kabulüne karar verdiğini bu kararın hatalı olduğun, açmış oldukları karşılık boşanma davasını ispat ettiklerini ancak mahkemenin red kararı vermesininde kanun maddesine aykırı olduğunu,davacının çalıştığını, nafakaya hükmedilemeyeceğini, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, davacının kendi çıkarları için çocuğun psikolojisini bozduğunu...

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı- karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın kanunun açık maddesine aykırı olduğunu, davacının zina davasının kabulünün hukuken hatalı olduğunu, tanık beyanları ile bu iddianın ispat edilemediğini ancak mahkemenin kabul kararı verdiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının tamamını davacının kendi rızası ile müvekkilinin annesine araba almaları için verdiğini, müvekkilinin babasının da ziynet eşyalarının üzerine kredi çekerek aracı satın aldığını bu hususun da tanık beyanları ile ispatlandığını ancak mahkemenin ziynet eşyalarına yönelik talebin kabulüne karar verdiğini bu kararın hatalı olduğun, açmış oldukları karşılık boşanma davasını ispat ettiklerini ancak mahkemenin red kararı vermesininde kanun maddesine aykırı olduğunu,davacının çalıştığını, nafakaya hükmedilemeyeceğini, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, davacının kendi çıkarları için çocuğun psikolojisini bozduğunu...

            UYAP Entegrasyonu