WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müvekkil tarafından yapılan bireysel emeklilik hesabında birikimi de bulunmaktadır. 9- Maktu yerine nisbi vekalete itiraz ettiklerini, davalı karşı davacının haksız olduğunu mahkeme kararının dayanaktan yoksun olduğunu, maddi manevi tazminat talebini, nafaka talebini, zıynet eşyalarının iadesi, iadesinin mümkün olmaması durumunda bedelinin ödenmesi yönündeki taleplerini kabul etmekle hukuka aykırı karar vermiş olduğunu ifadelerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Davalar; erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m.166/1) boşanma davası, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m.166/1) boşanma ve ziynet eşyasının iadesi olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda boşanma ile kadının açtığı ziynet eşyasına dair davanın kabulüne hükmedilmiştir....

Bununla birlikte, 30.10.2013 tarihinde kesinleşen boşanma dava dosyasında; davacı kadının kendi isteği ve ailesinin yönlendirmesi ile müşterek haneyi terk ettiği hususu kabul görmüştür. Bu durumda, tanık beyanlarına göre; davacı, ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, davalı tarafta kaldığını ispat edememiştir. O halde, mahkemece; davalının bir kısım ziynet eşyalarının evlilik birliği esnasında yapılan harcamalarda kullanıldığına ilişkin beyanı da açıklattırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ziynet eşyaları yönünden davanın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, eşler arasında ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davalı tarafından, talep edilen ziynet eşyalarının bir kısmı iade edilmiş, fazlaya ilişkin kısıma yönelik olarak da davacı feragat ettiğinden, teslim edilen ziynet eşyaları yönünden, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, feragat edilen fazlaya ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü temyiz eden davalı, 26.01.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise bir kısmının bozdurulduğunu geri kalan kısmın ise davacı tarafından giderken götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir. Davalı bir kısım ziynetlerin bozdurulduğunu kabul etmiştir....

          B-Davalı birleşen dosya davacısı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle ; 1- Müvekil lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı hakkaniyete aykırı olarak azdır. 2- Birleşen davanın davacısı olarak davamız kabul edilmesine rağmen tarafımıza vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Hükmedilen vekalet ücretinin kime ait olduğu belirsizdir. 3- Yerel mahkeme gerekçeli kararında müvekkilin ziynet eşyasının iadesi davasının kabülüne şeklinde hüküm tesis etmiştir. Ziynet alacağı yönünden talep dikkate alınarak kabul halinde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 166/1 maddesine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasıdır. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bu durumu re'sen gözetir....

          Davacı 10.02.2011 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş olup, senette teslim alan sıfatıyla davacının imzası bulunmadığından, ziynet ve eşyaların davacıya teslim edildiğine dair senet üzerindeki davalının beyanı, davacıyı bağlamaz. Ancak davalının bu çeyiz ve ziynet eşyalarını hibe ettiğine dair beyanı, kendisini bağlar. Diğer taraftan, davacı tanıklarından...; "mehir senedi gereği altın yüzükler, küpe ve sayısını bilmediğim bilezik takıldı" beyanında, davacı tanığı ... ise; "geldiğinde üzerinde sadece iki yüzüğü ve küpesi vardı" beyanında bulunmuştur....

            Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Diğer yandan evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükümlülüğünden kurtulur....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacıya ait 100 gram altının davalının babasına borç olarak verildikten ve davalının babasının daha sonra borcunu ödedikten sonra davalının bu para ile alım satım işi yaptığı, altınların davacıya iade edilmediği, bu hususun tanık beyanlarıyla ispatlandığı, her ne kadar davalı, taraflar arasında düzenlenen protokol ile davacının ziynet talep etmediğini iddia etmiş ise de, taraflar arasındaki boşanma davasının TMK 166/3 maddesine göre sonuçlanmadığı, boşanma davasının TMK 166/1 maddesine göre görüldüğü, protokolün hakim tarafından da onaylanmaması sebebi ile bağlayıcı olmayacağı, bu nedenle davanın kabulünde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

              Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır. Olayımıza gelince; davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanları ile ispat edememiştir....

                UYAP Entegrasyonu