Tarafların boşanma davasından sonra barışarak tekrar birlikte yaşamaya başladıkları sabit olduğuna göre davacı kadının davalıya kusur olarak isnat ettiği olayları affettiği en azından hoşgörüyle karşıladığı, affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan olayların ise davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği açıktır. Bu durumda davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak yaşamın davacı kadın için çekilmez hale geldiğinin kabulü mümkün görülmediğinden boşanma isteminin ve ispatlanamadığından ziynet eşyasının iadesi davasının reddine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Davacının davalıyı affetmediğini, mecburiyetten aynı evde kalındığını, ziynet eşyalarının ise davalıda kaldığını beyanla mahkeme kararının ziynet ve boşanma yönünden kaldırılmasını talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16.09.2020 NUMARASI : 2018/934 ESAS, 2020/413 KARAR DAVA KONUSU : KİŞİSEL EŞYANIN İADESİ KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiklerini, üç çocuklarının olduğunu, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek boşanma ve ferileri yanında, davacı kadına düğünde ve nişan töreninde takılan ve daha sonra davalı erkek tarafından çeşitli bahanelerle rızası dışında alınan ve harcanan ziynet eşyalarının davacı kadına verilmediğini belirterek ziynet eşyalarının mümkünse aynen iadesine, değil ise bilirkişi...
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalının işyerindeki kasada kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının müşterek evdeki kasada muhafaza edildiğini ve kendisinin iş seyahati nedeni ile il dışında olduğu sırada davacı tarafından kasadan alınıp götürüldüğünü savunmuştur. Buna göre davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu, ispat yükü altındadır. Davacı taraf, iddiasını ispat için, taraflar arasında görülen boşanma davasına delil olarak dayanmıştır. İş bu dava ile aynı gün açılan ve İzmir 13. Aile Mahkemesinde görülen 2013/273 E. 2013/293 K. sayılı boşanma dosyasının incelenmesinde; dinlenilen davacı – karşı davalı kadın tanıkları S.. D.., Osman Dizdar, Sezai Dizdar ve Özde Gözler'in, davacı kadının davalı kocasından gördüğü şiddet nedeniyle evden ayrıldığını beyan ettikleri, davalı – karşı davacı koca tanığı A.. T..'...
da aldığını belirterek tarafların boşanmalarına, doğacak çocuğun velayetinin davacıya verilmesine, davacı ve müşterek çocuk yararına nafakaya hükmedilmesine, davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine ve ziynet eşyalarının davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nispi harca tabi davalarda, karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran her bir davalı taraf, istinaf başvuru harcı ile birlikte ilam harcının 1/4'nü (nispi istinaf karar ve ilam harcı) peşin olarak yatırması gerekir. (10/05/1965 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı) 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi gereğince yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Eldeki dosyada, istinaf kanun yoluna başvuran harçtan muaf olmayan davalı tarafından boşanma ve fer'ilerine ilişkin dava yönünden İstinaf Kanun Yoluna Başvurma ve İstinaf Karar Harcının yatırıldığı ancak boşanma davasının fer'isi niteliğinde olmayan ve ayrı harca tabi ziynet eşyası talebine ilişkin dava yönünden ise, ziynet eşyasının kabul edilen miktarı olan 48.600,00.-TL üzerinden hesaplanan (3.319,87.-TL'nin 1/4'ü olan 829,97....
Davalı vekili tarafından; davacının beyanlarına göre de altınların rıza ile bozdurulduğu, söz konusu altınların bizzat davalıya takıldığı ve müvekkiline ait olduğu, ayrıca kararda iki defa aleyhlerine olacak şekilde vekalet ücretine hükmedildiği belirterek istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacı erkek tarafından davalı kadın aleyhine mahkemenin 2018/573 esas sayılı dosyasıyla açılan boşanma davasına karşı davalı kadın tarafından açılan karşı dava ile incelemeye konu ziynet eşyalarının iadesi isteminde bulunulduğu, mahkemenin 18.02.2020 tarihli celsesinde mahkeme tarafından kadının ziynet eşyasına yönelik davasının bu dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2020/153 esasına kaydedildiği, bu sebeple boşanma davasının davalısı kadının karar başlığında ziynet eşyasının iadesine yönelik davanın davacısı olarak yer aldığı görülmektedir....
Mahkemece; davalının ... ili Gülşehir ilçesi sınırları içerisinde ikamet ettiği, eşya ve ziynet bedeli dolayısıyla alacak davasına ilişkin yetkili yer mahkemesinin genel hükümler çerçevesinde davalının ikametgah mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davacı tarafça açılan dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren talep halinde yetkili ve görevli Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davacı ...'in resmi nikah olmaksızın evlendiğini, davalının, kendisinin evde olmadığı bir sırada evdeki eşyaları ve ziynet eşyalarını alıp gittiğini belirterek düzenlenen çeyiz senedinin iptali, çeyiz senedinde belirtilen ziynet ve ev eşyalarının iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında resmi nikah bulunmamaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevindedir....
Aile Mahkemesi'nin 2017/49 E. 2019/160 K. sayılı 17/04/2018 tarihli kararı ile;davacı tarafından davalı aleyhine ziynet eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi talebi ile açılan alacak davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine, karar verilmiştir....
Bunun yanında, kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı kadın, ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak yatırım amaçlı kullanıldığını ileri sürmüş; davalı ise; davacının iddiasını kabul etmemiş, ziynet eşyalarının tamamen davacının tasarrufunda kaldığını, ne şekilde saklandığının ve harcandığının davacının bilgisi dahilinde olduğunu belirtmiştir....
Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....