Aile Mahkemesi'nin 2018/597 Esas 2019/225 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, müvekkilin davalı ile evlenirken her biri 22 ayar 6 adet bilezik, tektaş alyans ve damat alyansı takı eşyalarını davalıya vermiş ancak bu takıların davalıda kaldığını, ziynet eşyasının kadına bağışlanmış sayıldığını, bu nedenle ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde boşanma tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL'nin davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Yerel mahkemece dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davaya cevap vermediği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının reddine karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki boşanma davası ile ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, "Davacı-karşı davalı tanıklarından birinin oğlu, diğerinin işçisi olduğu ve tarafsız beyanda bulunacakları konusunda kanaat oluşmadığı" gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HMK m.255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet eşyasının iadesi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen tehdit vakıasının kanıtlanmadığı, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumuna göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik...
Sayılı dosyası getirtilmiş, boşanma kararı verilen dosyada boşanma kararının kesinleşmesi beklenilmiş, nüfus kayıtları dosya arasına alınmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, davacı tarafça gelinlikle çekilmiş zinet eşyalarının belirlenmesine dair 1 adet fotoğraf sunulmuş, davacı tarafça adları bildirilen tanıkların hazır edilerek dinlenmesi sağlanmış, davacının annesi olan Fatma Avcı adlı tanığın davalı tarafın zinet eşyasına karşılık başka eşyalar vermek istediği, zinet eşyasının ise davacı tarafça müşterek evde gizlenerek saklandığı, davalının bu altınların yerini öğrenerek boşanma davasından önce davacıdan habersiz alındığı ve davacıya iade edilmediği beyanında bulunduğu, İdris Avcı adlı ve davacının üvey babası olan tanığın çeyiz eşyasının davalı tarafça iade alınması için bir çok kere alınması için haber gönderdiğini ve buna rağmen davacı tarafın çeyiz eşyasını neden iade almadığını bilmediğini, zinet eşyası hususunda ise bilgi sahibi olmadığını beyan ettiği anlaşılmış...
Davalı erkek tarafından yerel mahkeme kararına karşı boşanma davasındaki tanıkların beyanları ile yetinildiği, ziynet konusunda tanıkların dinlenmediği, davanın reddi gerektiği, davacı kadın vekili tarafından ise, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kısmen kabul, kısmen red kararı ile düşük gramdan ziynet talebinin kabulünün hatalı ve hukuka aykırı olduğu ve ziynetlerin fiili ödeme tarihindeki değerleri üzerinden kabul kararı verilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece, toplanan deliller neticesinde, somut olayda davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalının kendisini darp ederek kendisinden zorla aldığını sonra da geri vermediğini ileri sürdüğü, dolayısıyla davacının dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispat etmekle yükümlü olduğu, ancak davalı kocanın cevap dilekçesinde borçlarının çok olduğu dönemlerde ve çocuklarının doğduğu zaman davacı eşinin tamamen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Çeyiz Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından (katılma yoluyla) maddi tazminat, ziynet alacağı ve çeyiz eşyası taleplerinin reddi ile vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, davacı yararına hükmolunan nafakalar ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Katılma yoluyla temyiz isteği asıl temyiz isteğine sık sıkıya bağlıdır. Davacı eşin ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin bir temyizi bulunmamaktadır....
boşanma ve nafaka davası yönünden kesinleştiği,diğer bir ifade ile ilk kararda ve direnme kararında uyuşmazlık konusu ziynet eşyaları yönünden farklı hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....
Davalı - davacı kadın vekili 26/12/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarının düşük olduğunu, kadının birleşen ziynet eşyasının iadesi ve takı parası alacağı davasının tam kabulünün gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine, birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri ile ziynet eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili ve takı parası alacağı istemlerine ilişkindir....
Davacı kadına takılan dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyasının cins ayar ve gramı ve akıbeti konusunda davacı tanıklarının beyanı bulunmakla, davalı tarafında söz konusu ziynet eşyalarının varlığına bir itirazı bulunmamaktadır. "Bu bağlamda; davalı kocanın savunmasında, bir kısım ziynet eşyalarının bozdurularak düğün masraflarının karşılandığını ve taşınmazın peşinat ödemesinde kullanıldığını ikrar ettiği ziynetler yönünden, bunların kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulduğu hususunda ispat yükü davalı kocada olup;.... davalının ise bozdurulduğunu ikrar etmiş olduğu ziynetler yönünden, bunların kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispat edemediği anlaşılmıştır..." (Yargıtay 3....