Kanaat getirilen kusur durumu dikkate alındığında davacı kadının boşanma yönünden iddiasını ispatladığı, TMK 166/1.madde yasal koşullarının oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğundan davalı erkeğin boşanmanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşama hakkı olduğu, TMK 185/3. ve 186/3.maddeleri de gözetilerek TMK 169.madde gereğince kadın lehine tedbir nafakası verilmesi, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusuru bulunmayan kadının ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla TMK 175.madde gereğince kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi nafaka miktarları da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyete uygundur. Bu haliyle davalı erkeğin kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi ve miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
GEREKÇE : Davalar karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve kadın eş tarafından açılan ziynet eşyalarının iadesi davalarıdır. Davacı/davalı erkek vekili hem asıl davada hem birleşen davada verilen tüm hükümleri istinaf etmiştir. Davalı/davacı kadın vekili kararı lehine verilen maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası, ziynet eşyalarının iadesi davası yönünden istinaf etmiştir. TARAF VEKİLLERİNİN BOŞANMA DAVALARINA YÖNELİK İSTİNAFLARI AÇISINDAN Taraflarca açılan iki davanın niteliği boşanma davası olup, hüküm verilirken nazara alınacak en önemli husus, tarafların boşanma sebebi sayılabilecek kusurlu davranışlarıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyasının iadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık yargı yeri belirlenmesi kararında da açıklandığı üzere, boşanma ve mali sonuçlarına ilişkin davadan tefriken gelen ziynet eşyasının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ile manevi tazminata ilişkin bulunduğuna, davada mal rejiminden kaynaklanan bir istek bulunmadığına mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 6. ) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE...
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine yönelik hüküm kurulmuş, bu karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf talebinde bulunulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından kusura ilişkin düzeltme yapılmış, kadın lehine maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflarca temyiz talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesinin ilk kararına karşı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmamak suretiyle, kadının davasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir....
Diğer yandan; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında;müşterek çocuklar için hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakasına, karar verilmesi hakkaniyete uygundur. Davalı vekilinin bu nedenle yaptığı istinaf başvurusunun da reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. Ziynet eşyaları iadesi olmadığı takdirde bedelinin iadesi yönünden davalı vekili tarafından kararın istinaf edildiği anlaşılmakla; Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır....
GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîleri ile ziynet eşyalarının iadesi, iade mümkün olmadığı taktirde bedellerinin tahsili ve takı parası alacağı istemlerine, birleşen dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı - davacı tarafça asıl dava, kusur belirlemesi, velayet, kadın ve müşterek çocuk yararına hükmedilen nafakalar, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, ziynet eşyalarının iadesi davasının kabul edilen kısmı ile bu davada erkek lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
Tam kusurlu eş boşanma davası açamayacağına ve kusursuz eşe açılan boşanma davası dinlenemeyeceğine göre erkeğin boşanma davasının reddi gerekmiştir. ......
Aile Mahkemesi'nin 2019/201 Esas, 2019/204 Karar sayılı kesinleşen boşanma davası dosyasındaki boşanma protokolünde davalıya bağışlama sözleşmesi niteliğindeki sözleşmeyle bağışlamanın vaadedildiği altınla ilgili açık bir düzenlemenin bulunmayıp protokol içeriğine göre bağışlanan eşya hakkında davalının feragat ettiğine dair açıkça bir mutabakat da bulunmadığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..." şeklinde gerekçeler ile Davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, dair karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, tarafların anlaşmalı boşanmış olup özgür iradeleriyle hazırladıkları anlaşma protokolünde ve boşanma ilamında; "VIII. ZIYNET EŞYASI TALEBİ: Emine Yağcının, Semih Yağcıdan Ziynet Eşyası Talebi Bulunmamaktadır." ve "X....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar bağımsız olarak açılan ziynet alacağı davalarında HMK md. 9'da düzenlenen genel yetki kuralları gereği yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi ise de bunun kesin yetki kuralı olmayıp ziynet eşyası davasının boşanma ile birlikte açılması halinde boşanma davasında yetkili olarak belirlenen mahkemelerin ziynet eşyası davasında da yetkili sayıldıklarını, eldeki ziynet alacağı davasının da boşanma davası ile birlikte açılmış olup daha sonra yerel mahkemenin boşanma hususunda karar vererek ziynete ilişkin taleplerini boşanma dosyasından tefrik edip ayrı bir esas kaydedildiğini, eldeki davanın boşanma davası ile birlikte açılmış bir dava olduğundan, boşanma davasında yetkili mahkemenin işbu ziynet alacağı dosyasında yetkili olduğunu, yerel mahkemenin tefrik kararı vermesinin mahkemenin yetkisini kaldırmayacağını, boşanma davasında ise yetkili mahkemelerden birinin de eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu,...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili cezaevine girdikten ve ceza davasına konu olay davacı tarafça öğrenildikten sonra da davacı davalı kadının müvekkilinin ailesiyle birlikte ikamet etmeye devam ettiğini, müvekkilini cezaevinde ziyaret edip mektup yazdığını, bu anlamda müvekkilini affetmiş sayılması gerektiğini, buna rağmen davanın kabulüne karar verilerek kadına lehine maddi manevi tazminat takdir edilmesi doğru olmadığı gibi ispatlanamayan ziynet eşyalarına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davacının boşanma ve ziynet talepli davasının reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....