Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde(01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir. -//- Somut olaya gelince; eşler, 12.12.1996 tarihinde evlenmiş, 05.06.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son)....

    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 03.02.1983 tarihinde evlenmişler, 27.07.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.05.2006 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 26.05.2014 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2020/557 ESAS-2021/233 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; Serik Aile Mahkemesinin 2020/79 esas sayılı dosyasında boşanma ve mal rejimine ilişkin davanın bulunduğunu beyan ederek derdestlik iddiasında bulunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Mahkemece, davanın mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil niteliğinde olduğu, bu tür davalarda tapu iptali ve tescil talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 01.01.1995 tarihinde evlenmiş, 15.06.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması üzerine boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz, 181 ada 1 parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölüm 21.09.2005 tarihinde satış yoluyla davalı koca ... adına tescil edilmiştir. Mahkemece, ayın talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....

        Tarafların evlendikleri tarihten 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi (743 sayılı TKM.mad. 170) bu tarihten sonra ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4722 sayılı Kanunun 10.md. TMK.202 md.) Dosyadaki bilgi ve belgeler ile kabule göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.202,219, 230,231, 235 ve 236. maddeleri gereğince katılma alacağı isteğine ilişkin olup, davacının kişisel geliriyle edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınan taşınmaza yapılan katkıdan kaynaklanan değer artış payı alacağı niteliğinde değildir.(TMK.227 m.) Mahkemece her ne kadar gerekçe kısmında değer artış payı alacağı olarak yazılmış ise de hüküm fıkrası katılma alacağı belirlenmiş olup gerekçe kısmındaki değerlendirme maddi hataya dayanmaktadır. Mahkemece taşınmazlar başında 07.10.2008 tarihinde keşif yapılmış ve taşınmazın bu tarihteki değeri üzerinden davacının katılma alacağı belirlenmiştir....

          Ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170.maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Ödemelerin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; dava konusu taşınmazdan kaynaklanan 21.268,10- TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, birleşen davanın (Birleşen davacı T3'in mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının) kısmen kabul, kısmen reddi ile; dava konusu taşınmazlardan kaynaklanan 22.290,70- TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verildiği görülmüştür....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, ölen eşine ait Merkez Bankası döviz hesabında bulunan parayı, yurtdışında birlikte çalışarak kazançlarıyla biriktirdiklerini, söz konusu parayı 31.07.2003 tarihinde eşi adına açılan hesaba yatırdıklarını, bu paranın yarısının kendisine ait olduğunu diğer yarısı üzerinde de “edinilmiş mallara katılmarejiminden kaynaklanan katılma alacağı olduğunu ileri sürerek, mal rejiminin tasfiyesi ile ölen eşinin edinilmiş malından 1/2 oranında katılma alacağı ve paranın yarısının da kendisine ait olduğunun tespiti ile bu miktarların kendisine ödenmesine karar verilmesini istediğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık ve hüküm, mal rejiminden kaynaklanan alacağa ilişkindir....

              Taraflar 18.12.2007 tarihinde evlenmiş, 25.11.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 08.04.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2 m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 135 ada 13 parselde kayıtlı 8 nolu mesken 11.11.2008 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiş, 06.10.2010 tarihinde tapuda üçüncü kişiye satılmıştır. Dava konusu meskenin evlilik içinde satın alındığı tarih ve isteğin ileri sürülüş biçimine göre dava katılma alacağı isteğine ilişkindir....

                AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2022 NUMARASI : 2021/17 ESAS, 2022/266 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma ve Mal Paylaşımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının Kayseri 7....

                UYAP Entegrasyonu