Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ... arasında dosyasından ... 2.Aile Mahkemesinin 2013/699 Esas sayılı dosyasından boşanma davası, ... 1.Aile Mahkemesinin 2013/720 Esas sayılı dosyasından mal rejimi davasının açıldığı, yargılama sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır. Davacının bu davalar sonucunda bir alacağının doğması mümkündür. Muhtemelen hükmedilecek alacaklar için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. BK'nun 19.maddesine göre dava açılabilmesi için davacının bir alacağının olması da bir dava şartıdır. Bu durumda mahkemece, boşanma ve mal rejimi davalarının sonucunun bekletici mesele yapılarak davacının bir alacağının varlığının saptanması halinde şimdiki davanın kabulüne aksi durumda dava ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan iptal ve tescil KARAR Dosya içerisinde, taraflar arasındaki boşanma dosyası veya kesinleşme şerhi içeren boşanma ilamı ile nüfus aile kayıt tablosu bulunmamaktadır. 1- Kadıköy 5. Aile Mahkemesinin 2007/538 Esas 2008/801 Karar sayılı boşanma dosyası ile kesinleşme şerhini içeren ilamın mahkemesinden, 2 – Taraflara ait boşanma kaydı işlenmiş nüfus aile kayıt tablosundan ilgili Nüfus Müdürlüğünden istenilerek dosya içerisine konulması ondan sonra temyiz incelemesi yapılabilmesi için geri çevrilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği (TMK.nun 225/son) boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz eşler arasında mal ayrılığı rejiminin ( 743 sayılı TMK.m. 170) geçerli olduğu dönemde alınarak davalı adına tescil edildiğinden uyuşmazlığın 4721 sayılı TMK.nun 5. maddesi yoluyla Borçlar Kanununun genel hükümlerine (BK.mad.125) göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on yıllık zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki "bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir" hükmündeki (her dava)sözcüklerini "bütün alacaklar" şeklinde anlamak gerekir....
Somut olaya gelince; davalı tarafından Garanti Bankası Lüleburgaz Şubesindeki mevduatın evlenme tarihinde banka hesaplarında hazine bonosu ve nakit olarak bulunduğu, dolayısıyla kişisel malı olduğu bildirildiğine göre boşanma dava dosyası da getirtilerek davalının savunması üzerinde durularak söz konusu hesaba ilişkin tüm hesap hareketleri getirtildikten sonra gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak evlenme tarihi itibarıyla söz konusu banka hesaplarındaki kişisel mal varlığının tespiti ile varsa kişisel mal ile edinilmiş mal varlığının ayrıştırılması, sonrasında boşanma dava tarihi itibarıyla edinilmiş ve kişisel mal varlığının tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de; dava dilekçesinde 34 XX 827 plaka sayılı araç ile ilgili bir talep olmamasına rağmen bu araç ile ilgili katılma alacağına hükmedilmesi isabetli olmamıştır....
TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava, TMK.nun 219, 231, 235 ve 236.maddelerine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK.nun 231.maddesine göre artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Davacı eş, hesaplama sonucu ortaya çıkan artık değerin yarısı oranında hak sahibi olur....
Birincisi sözü edilen madde TMK.nun mal rejimleri bölümünde değil, kanunun sistematiği açısından TMK.nun boşanma kısmında yer almaktadır. İkincisi ise, TMK’nun 178. maddesi boşanmanın eki niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminatlarla ilgili olup bunlar hakkında uygulanır. Mal rejimine ilişkin davalar ise boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde davalar olmadığını söylemekteler. Konunun çok tartışmalı olduğu ve henüz bir birlikteliğin gerek doktrinde ve gerekse uygulamada sağlanamadığı görülmektedir....
Mahkemece, taşınmazın davalının kişisel malı olduğu, araç ve dükkanın ise tarafların oğullarına ait bulunduğu gerekçeleriyle, ziynetler yönünden ise dava dilekçesinde talep bulunmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 25.05.1978 tarihinde evlenmişler, 01.02.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
GEREKÇE: Dava; artık değere katılma alacağından kaynaklı tapu iptal ve tescil ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde alındığı, bu nedenle edinilmiş mal olduğu, davacının taşınmazda katılma alacağının bulunduğu kabul edilerek, davalının 18/07/2019 ve 07/05/2019 tarihli celselerdeki dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tescilini kabul ettiklerine ilişkin beyanları ve davacının bu talebe uygun 18/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında taşınmazın davalı adına olan 1/2 hissesinin davacı adına tesciline karar verilmiştir. TMK'nın 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir....
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mal rejiminden kaynaklanan alacak .... ile .... aralarındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair .... .......
Taraflar 18.04.1996 tarihinde evlenmişler, 30.09.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.11.2006 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında, eşler, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi gereğince mal aylığı ve bu tarihten boşanma davasının açıldığı 30.09.2005 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....