"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka (Boşanma) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanma davasının 31.03.2006 tarihinde açıldığı, davacı kadının 14.11.2006 tarihinde işe girdiği ve çalışmaya başladığı mahkemece verilen boşanma hükmünün 4.5.2007 tarihinde kesinleştiği halde davacı için takdir edilen 300,00 YTL. nafakanın dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra 14.11.2006 tarihine kadar yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece Akşehir Asliye (Aile) Mahkemesinin 2010/588 Esas ve 2011/1032 Karar sayılı ilamında kadın ve müşterek çocuk için yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiğinden iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiş ise de, ilgili dosyanın incelenmesinde ana dosya davacısı kadın lehine aylık 200,00 TL ile anne yanındaki müşterek çocuk lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve bir boşanma hükmü bulunmadığından verilmiş bir yoksulluk ve iştirak nafakası kararının da bulunmadığı, bu sebeple Mahkemenin davalı yanın yoksulluk nafakasına ilişkin talebi hakkında yoksulluk nafakası talebi süresinde istenmediğinden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilerek gerekçenin düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, bu hususa ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının kaldırılmasına...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (koca) tarafından davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yoksulluk nafakası,boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde ödenebilir hale gelir. Bu bakımdan davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının başlangıç tarihinin karar tarihi olarak belirlenmesi yanlış olmuştur. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının açtığı boşanma davası ve velayet, kadın yararına takdir edilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadın 26.09.2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş ise de, davalı-karşı davacı erkeğin açtığı davada verilen boşanma hükmü temyiz edilmeden kesinleştiğinden, kadının açtığı boşanma davasının konusu kalmamıştır....
Somut olayda; davacı kadın vekili 12.03.2015 tarihli celsede; davayı boşanma ve nafaka yönünden açmış iseler de, boşanma talebinden vazgeçtiklerini, davaya yalnızca nafaka yönünden devamını istediklerini beyan etmişlerdir. O halde boşanma davası sözlü ıslah ile Türk Medeni Kanununun 197. maddesinden kaynaklanan nafaka davasına dönüştüğü halde boşanma davası varmış gibi boşanma davasının feragat nedeni ile reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın tarafından münhasıran Türk Medeni Kanununun 197. maddesinden kaynaklanan tedbir nafakası davası ikame edilmiş olup taraflar boşanmadığı halde hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası şeklinde devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4-Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m.326/1) yargılama giderlerine re'sen hükmedilir (HMK m.332/1). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m.323)....
GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece verilen karar tedbir - yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm dışında taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; kadın için yargılama sırasında takdir edilen tedbir nafakası miktarının makul olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin kadın için takdir edilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi, tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı ve kişisel ilişki yönünden; davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine dair verilen hüküm tarafların istinafı üzerine bölge adliye...
Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değilse de; boşanma davasında verilen boşanma kararı sonuç itibariyle doğru olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün kusura ilişkin gerekçenin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m.438/son). b-Davalı kadına, dava dilekçesi 28.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kadın ise, süresi geçtikten sonra 23.02.2015 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksuluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bu durumda, davalı kadının usulüne uygun olarak dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamasında yer almayan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu taleplere davacı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da sözkonusu olmadığına göre davalı kadının bu talepleri artık incelenemez....
İstinaf Sebepleri Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Dairemizin 03.06.2015 tarihli 2014/26348 esas, 2015/11597 karar sayılı bozma ilamı ile tarafların eşit kusurlu olduğu belirlenerek hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle onandığı, tarafların eşit kusurlu olduklarının belirlenmesi ve "Herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması sebebiyle davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası (TMK m.175) takdiri gerektiği" yönünde hüküm bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, taraf vekillerinin talebi doğrultusunda yeniden araştırma yapılmış ve sonuçta davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ödemesi yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak, bozma ilamından sonra taraf vekillerinin talebi üzerine toplanan yeni delillere göre, davalı-davacı kadının çalıştığı, asgari yaşam giderlerini karşılamaya yeterli ve düzenli gelirinin bulunduğu ve tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olduğu anlaşılmaktadır....