Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının ise kabulü ile TMK 166/1-2. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 21.02 2018 tarih, 2016/11642 esas ve 2018/2299 karar sayılı ilamı ile erkeğin davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle erkeğin zina sebebine dayalı davası yönünden bozulmasına, kadının temyiz itirazları yönünden hükmün onanmasına, erkeğin diğer temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu ilama karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....
Davacı kadın vekili dosya Dairemizde iken gönderdiği dilekçesi ile; davalı T4 vefat ettiğini ve davanın konusuz kaldığını bildirmiştir. Dava, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle TMK 163.madde gereğince boşanma, aksi takdirde TMK 166/1.madde gereğince terditli açılan boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince, TMK 163.maddeye dayalı davanın reddine, TMK 166/1.madde gereği açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilere hükmedilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir. Boşanma ve ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, (eşlerin barınması, geçimi, eşlerin mallarının yönetimi ve çocukların bakım ve korunması) geçici önlemleri resen alır (TMK md.169). Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK md.175). Somut olayda; davacı kadının, boşanma davası açılmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği tespit edilmiştir. Bu durumda, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarı isabetli olmuştur. Yargıtay 2....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davalının başka bir kadınla beraber yaşadığını, zina eyleminin sabit olduğunu, TMK 161. maddesi uyarınca zina sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise terditli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini ve bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve miktarı usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle; davalı erkeğin tedbir nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 175.maddesinde boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve miktarı usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle; davalı erkeğin tedbir nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 175.maddesinde boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
MAHKEME KARARI ; Mahkemece ;her ne kadar davacı taraf,akıl hastalığına dayalı olarak boşanma davası açmış ise de, davalının 24 saat solunum cihazına bağlı olduğu ve TMK 'nın 165 maddesi kapsamında akıl sağlığı mevcut olup olmadığı bu nedenle ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelip gelmediği ve hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılamadığından TMK 165 maddesi koşullarının oluşmadığının kabulü ile davanın ispat edilemediği kanaatine varıldığı ,her ne kadar dava terditli açılmış ise de; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılan boşanma davasında mevcut dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilecek bir olayın varlığının iddia edilmediği , dinlenen davacı tanıkları tarafların davalının hastalığına kadar iyi geçindiklerini, aralarında herhangi bir problemin olmadığını, davalı Alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra davalının kızının davalıyı götürdüklerinin beyan edildiği ,bu hali ile davalıya...
Davalı-karşı davacı kadın tarafından Zina (TMK m.161), Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m.162), Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163) ve Akıl Hastalığı (TMK m.165), evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) hukuki sebeplerine dayalı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece kadın tarafından açılan boşanma davalarından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın (TMK m.166/1) kabulüne karar verilerek boşanma hükmü kurulmuş, Türk Medeni Kanunu'nun 161.,162.163.,165. maddelerine dayalı olarak açılan boşanma davaları ise reddedilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davalarından Türk Medeni Kanunu'nun 161.,162.163.,165. maddelerine dayalı boşanma davalarının reddine karar verildiğine göre, davacı-karşı davalı erkek terditli olmayan bu davalar açısından haklılığını ispat etmiştir....
Erkeğin terditli olarak boşanma davası açtığı, ihtarlardan önceki döneme ait davacı-davalı kadının kusurlarının davalı-davacı erkek tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, davacı-davalı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığının da ispatlanamadığı nazara alındığında erkeğin davasının reddi gerekir. Ne var ki, davacı-davalı kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında tutulmak suretiyle kesinleşmiş; davalı-davacı erkeğin boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek, dava dilekçesinde evlenmeleri sırasında eşinin "evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olduğunu" ileri sürerek, terditli olarak evliliğin bu sebeple butlanına karar verilmesini, aksi takdirde yanılma ve aldatma nedeniyle nispi butlanına veya Türk Medeni Kanunun 161. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesini; davalı-davacı kadın ise birleşen dava ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş; mahkemece evlilik birliğinin Türk Medeni Kanununun 145/2. maddesi uyarınca iptaline karar verilmiştir....