Somut olaya gelince; eşler, ilk olarak 23.07.1993 tarihinde evlenmiş, 10.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlar; daha sonra 04.06.2012 tarihinde ikinci kez evlenmişler ve 08.05.2013 tarihinde açılan boşanma davası ile boşanmışlardır. Eşler boşanıp tekrar evlenmiş iseler; mal rejimi her bir boşanma davasının dava tarihinden geçerli olarak sona erer ve her bir evlilik dönemindeki mal rejimi ayrı ayrı tasfiyeye tabidir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Tasfiyeye konu 3351 ada 4 parsel 2 nolu bağımsız bölüm eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu ilk evlilik döneminde 13.03.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 04/07/2014 ESAS-KARAR NO : 2014/39-2014/366 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından nafaka, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Davalı kocanın TMK 161'e dayalı zina sebebine dayalı ve TMK 163'e dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı REDDİNE, Davalı kocanın TMK 166/1'e dayalı açmış olduğu boşanma davasını KABULÜ İLE, Davacın kadının TMK 166/1'e dayalı açmış olduğu asıl boşanma davasının KABULÜ ile; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Müşterek küçük çocukları İlkadım 12/06/2017 doğumlu Yüsra'nın VELAYETİNİN DAVACI ANNEYE VERİLMESİNE, Velayetleri davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında; KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, Tarafların müşterek çocukları Yüsra için hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının 22/12/2022 karar tarihi itibariyle aylık 200,00 TL arttırılarak aylık 550,00 TL'ye yükseltilmesine, aylık 550,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına, boşanma kararı kesinleştiği tarihten itibaren aylık 550,00 TL nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, hükmedilen...
(Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının ve boşanma nedeni ile talep ettiği manevi tazminat talebinin reddine, davalı-davacı kadının TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasının kabulü ile boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu tespit edilerek tarafların TMK.'...
Davacı 06.06.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, daha önce açtığı boşanma davaların düştüğünü, 2007 yılındaki boşanma davasından sonra bir daha biraraya gelmediklerini, evliliğin devamının mümkün olmadığını belirterek beyan ve taleplerinin kabulüne, TMK 166/son maddesinin de mahkemece değerlendirilerek boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "ispatlanamayan davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı erkek istinaf dilekçesinde, 06.06.2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile reddedilen davadan sonra bir araya gelmediklerini ve TMK 166/son maddesi gereği de boşanma kararı verilmesini talep ettiğini, bu kapsamda bundan dolayı boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile TMK 166/son maddesi gereğince boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı istinafa cevap vermemiştir....
TMK'nun 6 ve 221/1. maddeleri gereğince herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür....
Davalı-karşı davacı-birleşen davalı vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, karşı davanın ve ferilerinin reddi, birleşen davanın kabulü, davacı-karşı davalı-birleşen davacı yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat ve miktarı, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava; pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162) hukuksal sebebine, karşı ve birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olup davacı kadının kusursuz olduğu, davalı erkeğin herkesçe bilinen cinsel kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, zarar gören menfaatin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi (TMK md.4) ve kadının boşanma sebebiyle beklenen menfaatleri dikkate alınmak suretiyle davacı kadın lehine 20.000,00.-TL maddi ve 20.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacı kadının çalışmadığı ve düzenli gelirinin bulunmadığı ve boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek aylık 500,00.-TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....
Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine göre davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....