Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar (TMK m. 185). Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK m. 186). Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler (TMK m.322). Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır (TMK m. 327)” şeklindedir. Ayrıca Türk Medeni Kanununda evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....
Aslında Dairem açıkladığım düşüncemi destekler şekilde bir kadının aralarında meydana gelen olaylardan sonra sürekli kalma niyetiyle “ailesinin yanına dönerek” o yer Aile Mahkemesinde boşanma davası açabileceği düşüncesini de sergilememiş değildir; “..Davacı kadın taraflar arasında meydana gelen olaylardan sonra ...a ‘ailesinin yanına’ dönerek Erzurum Aile Mahkemesinde boşanma davası açmıştır. Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. (TMK.m.19/1) Davacı kadın sürekli kalma niyetiyle ...’a ‘ailesi yanına’ döndüğü ve kendi yerleşim yerinde boşanma davası açtığı gözetilmeden işin esasinin incelenmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Y2HD, 20.04.2006, 21518-5959) Sonuç olarak; inceleme konusu olan davada davacı “kadın” tarafından “sürekli kalma niyetiyle” oturduğu yer (TMK. m. 19 f. I) (=yerleşim yeri) olan ve bu sebeple davacı kadının yerleşim yeri (TMK. m. 168) olan yerde/doğru yerde boşanma davası açılmıştır....
nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına ilişkin karar ve karar gerekçesinin, sabit geliri ve mal varlığı olmayan, boşanma davası açılmak ile ayrı yaşama hakkı elde eden boşanma ile yoksul duruma düşecek durumda olan davacı kadın lehine TMK.'nun 169. ve 175. maddeleri uyarınca dava tarihinden boşanma kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra takdir edilen yoksulluk nafakası ve miktarlarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, gelir seviyeleri ve yaşantılarına, belirlenen kusur durumuna, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; belirlenen kusur durumuna, davacı kadının boşanma davasının TMK.'nun 166/1 maddesi uyarınca kabulüne, kadın lehine takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Cilt (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s.1068-1082); Ömer Uğur GENÇCAN, "4721 Sayılı Türk Medenî Kanununa Göre Evliliğin Genel Hükümleri", Yargıtay Dergisi, Cilt:29, Ocak-Nisan 2003, Sayı:1-2, Sayfa:43-49.) - TMK. m.185-186 hükümlerine ilişkin "yoksunluğun" dava dosyasında kanıtlanması, "mevcut menfaatleri" boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir kuralının uygulanmasına elbette gerekçe oluşturabilir. Ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle (TMK. m. 166 f. I) açılan "her boşanma davasında "davanın kabul edilmesi istekte bulunan tarafa (kadın ya da koca) "otomatik olarak" da maddi tazminat (TMK. m. 174 f. I) verilmesini gerektirmez. Başka bir anlatımla boşanma davasında maddi tazminat (TMK. m. 174 f....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2015 yılında evlendiklerini, 1 çocuklarının olduğunu, davalının bağımsız bir konut açmadığını, ailesi ile yaşamaya zorladığını, sürekli sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, geçim ile ilgilenmediğini, geçimin ailesi tarafından karşılandığını, 2016 yılı ekim ayında bıçakla saldırdığını, bunun üzerine Avusturya'daki ailesinin yanına döndüğünü, tekrar bir araya gelmediklerini, boşanma davası açarsa öldürmekle tehdit ettiğini, davalının 2 ayrı ceza dosyasında cinsel istismar ve şantajdan ceza aldığını, haysiyetsiz hayat sürdüğünü, ayrılık süresince de maddi ve manevi ilgilenmediğini, bu sebeple öncelikle TMK 163.maddesi uyarınca aksi halde TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin tarafına verilmesine, kendisi için 750 TL tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk için 500 TL tedbir-iştirak nafakasına, lehine 75.000 TL maddi-75.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep...
Kanundaki bu yükümlülükler genel olarak; “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar (TMK m. 185). Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK m. 186). Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler (TMK m.322). Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır (TMK m. 327)” şeklindedir....
Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; dava ve karşı dava ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin reddedilen boşanma davasına, kadın yararına ara kararla hükmedilen tedbir nafakası hakkında karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı karşılıklı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak (TMK m. 166/l-2)boşanma davası açılmış olup, ön inceleme duruşmasından sonra tarafların anlaşmaları üzerine mahkemece Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Boşanma davasında koşulları varsa “hem kadın hem de koca yararına” maddi tazminat (TMK. m. 174 f. I) verilebileceği kuşkusuzdur. Bu çerçevede/kapsamda dava dosyası incelenecek olursa; A) MEVCUT MENFAATLER YÖNÜNDEN İRDELEME Öncelikle belirtmeliyim ki “mevcut menfaatlerin” boşanma yüzünden zedelenmesi dava dosyasında kanıtlanmış değildir. Bilindiği üzere TMK. m.185-186 hükümleri evliliğin genel hükümleri arasında yer alır. (GENÇCAN-TMK, s.1068-1082, Ömer Uğur GENÇCAN, “4721 Sayılı Türk Medenî Kanununa Göre Evliliğin Genel Hükümleri”, Yargıtay Dergisi, Cilt:29, Ocak-Nisan 2003, Sayı:1-2, Sayfa:43-49.) TMK. m.185-186 hükümlerine ilişkin “yoksunluk” açılan “her boşanma” davasında istekte bulunan tarafa (kadın ya da koca) “otomatik olarak” maddi tazminat (TMK. m. 174 f. I) verilmesini gerektirmez. Başka bir anlatımla boşanma davasında maddi tazminat (TMK. m. 174 f....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (TMK m.162) bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166/1) sebebide oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir....