, kesinleşmeden itibaren aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Karar yerinde erkek ağır kadın hafif kusurlu kabul edilmiş, Erkeğe; fiziksel şiddet, kadının kazandığı parayı elinden alma, evin ihtiyaçlarını karşılamama, kadından habersiz borçlanma evi terk etme Kusurları, Kadına ise; Erkeği sevmediğini istemediğini söyleme Kusurları yüklenmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davanın kabulünü, kusuru, aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminatları, tazminat taleplerinin reddini, iştirak nafakası takdir edilmemesini istinafa getirmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen dava ve birleşen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davasıdır....
Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere, birleşen önlem nafakası davası yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....
Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tespit edilen mevcut gelir durumuna , müşterek çocuğun ihtiyaçlarına, giderlerine göre çocuk için takdir edilen önlem nafakası ve miktarı TMK.m.4 gereğince hakkaniyete uygun görülmekle davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Davacı-davalı erkeğin kendi boşanma davasının reddine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2021 NUMARASI : 2020/190 ESAS 2021/791 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuklardan Samet Can'ın velâyetinin anneye verilmesine, velâyet hakkı anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, Samet için 500,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadının çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, ziynet eşyalarına ilişkin talebinin reddine, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 28.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı erkeğin terk hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2022 NUMARASI : 2021/576 ESAS 2022/145 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, adli yardım talebinin kabul edilmemesi ve 6284 sayılı kanun gereğince lehine tedbir kararı verilmemiş olması yönlerinden, davalı (koca) tarafından ise; iştirak nafakası, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlar, itiraza tabi (HMK.m.337/2) olup, temyize tabi kararlardan değildir. 6284 sayılı kanun kapsamında koruma önlemi alınması veya önlem isteğinin reddi kararları da, boşanma davası sırasında da olsa temyize tabi kararlardan değildir....
Mahkemece tedbir nafakasının hükümle karar altına alınan geçici önlem nafakası niteliğinde olduğunu, tedbir nafakasının hüküm fıkrasında yer alması onu hükmün parçası yapmayacağından ilamlı takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm alacakl Aile Mahkemesi'nin 2011/889 Esas-2013/175 Karar sayılı ilamında "tarafların boşanmalarına, dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına" hükmedildiği, takibe ise anılan bu nafakanın konulduğu anlaşılmaktadır. Talep edildiği aşamada tedbir nafakası alacağı ilama bağlanmış olduğundan ilamlı takip yapılabilir. Bu nedenle Mahkemece şikayetin reddi gerekirken aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararın yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....