Aile Mahkemesi'nin 2010/1495 esas sayılı dosyasından boşanma davası açtığını ve bu davada dava tarihi olan 19/10/2010 tarihinden başlamak üzere 3 müşterek çocuk için ayrı ayrı 100'er TL tedbir nafakasına karar verildiğini ve icra dairesine hitaben nafakaların tahsili için yazı yazıldığını, davacının bu nafaka alacaklarını o zaman icraya koymadığını, davalının da hiç bir nafaka borcunu ödemediğini, daha sonra davalı borçlunun boşanma davasını takip etmediğini ve davanın takipsiz bırakıldığını, boşanma davasının kararının davacıya ve davalıya da tebliğ edilmediğini, kararın kesinleşmediğini, tedbir nafakalarının devam ettiğini, birikmiş nafaka alacakları için Gaziosmanpaşa 6....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, birleşen TMK 197. maddesine dayalı nafaka davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin tedbir nafaka davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 Esas - 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası ile yardım nafakası davası, boşanma davası ile aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, 4721 sayılı TMK'nun 365/6.maddesine göre yardım nafakasına dair davalarda yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının yoksulluk nafakasına dönük taleplerinin davacı lehine geçerli bir nafaka kararı bulunduğundan nafaka artırımı talebi niteliğinde olduğunu, nafaka artırımında TMK 169. maddesi kapsamında tedbir nafakasına hükmedilemeyeceğini, aksinin ise dava sonucuna yönelik ihsas-ı rey anlamına geldiğini, taraflar arasında geçerli ve icra edilebilir bir yoksulluk nafakası kararı bulunduğundan davacının nafaka talebinin aslında nafaka artırımı talebi niteliğinde olduğunu, bu nedenle nafaka artırımı taleplerinin mahkeme nihai kararında sonucu bağlaması gerektiğini ve dava sürerken tedbir nafakası niteliğinde ara kararda hükmetmemesi gerekirken ara karar ile tedbir nafakası verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkili hakkında SED raporu alınmadan nafaka kararı verildiğini, bu yöndeki itirazları incelendiğinde 13/04/2023 tarihli celsede eksiklik fark edilerek davalı müvekkili hakkında SED raporu alındığını, önemli bilgilerin yer aldığı...
Boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren tedbir nafakası olarak verilen ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da yoksulluk nafakası olarak devamına dair hüküm kurulan ve temyiz aşamasında olan bir karar varken aynı konuda, ek tedbir nafakası adı altında yeniden nafaka takdiri, derdest bir davanın varlığı dikkate alınmadan verilmiş bir karar olup doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.fıkrasında yer alan "...tedbir nafakasının 7.11.2007 tarihinden itibaren boşanma kararı kesinleşene kadar 100,00 TL olarak devamına" ifadelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.9.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin kabul edilen boşanma davası, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı vekili Av. ... 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle erkeğin kabul edilen boşanma davası ve yoksulluk nafakasına dair temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin boşanma davası ve yoksulluk nafakası yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı vekili Av. ... 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle tedbir nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün tedbir nafakası davası yönünden bozulması gerekmiştir....
Kocanın boşanma davasında koca tarafından yapılan temyiz masraflarının koca üzerinde bırakılması gerekirken, bu masrafların davalı-karşı davacıdan alınması, yine davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasında yaptığı masrafların istek ve kabul edilen miktar üzerinde oranlama yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde masrafın hatalı oranlanması, kadının tedbir nafaka dosyasında kendini vekille temsil ettirmesine rağmen, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kadın lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, sadece reddedilen boşanma dava dosyasındaki tek bir ücreti vekaletle yetinilmesi doğru olmamıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/2355 esas sayılı dosyasındaki dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. TMK'nın 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Bu ilam TMK'nın 169. maddesi gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk/iştirak nafakasına dönüşmesi de söz konusu değildir. Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra boşanma ilamının kesinleşmesi ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmez. Davacı tarafça Zonguldak 2....
Bu dosya içine alınıp birlikte gönderilen koca tarafından açılan 2012/401 esas sayılı boşanma davasının 2011/270 esas sayılı nafaka davasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir. 2011/270 esas sayılı bir nafaka davasının mevcut olup olmadığı ise bilinmemektedir. 2011/270 esas sayılı ayrı bir nafaka davasının mevcut olup olmadığının bildirilmesi, 2012/401 esas sayılı boşanma davasının birleştirilmesine ilişkin kararda, birleştirilen dosyanın esas numarasında hata yapılmış ve dosya numarasındaki yanlışlık maddi bir hatadan kaynaklanmış ise birleştirmeye karar veren mahkemesince bu yanlışlığın tashih ettirilmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 05.03.2014 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakasının Artırılması Aile Konutu Şerhi Konulması ve Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki “tedbir nafakasının artırılması ve aile konutu şerhi konulması” davası ile, daha sonra davalı tarafından açılan “boşanma” ve buna karşı davacı tarafından açılan “karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (boşanma davasının davacısı)-karşı davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle, davalı tarafından eşinin ortak konuta dönmesi için 19.02.2013 tarihinde ihtar talebinde bulunulmuş, istek doğrultusunda verilen ihtar kararı kadına 26.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından terk sebebine dayanan boşanma davası ise 22.05.2013 tarihinde açılmış olup, her ne kadar ihtar kanuni şekle uygun...