Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek tarafından kendi açtığı boşanma davasının reddi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise bağımsız tedbir nafakası davasının reddi ve boşanma davasında hükmolunan nafaka miktarı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 30.11.2021 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... Kaşdaş ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. Dilşad Akşahin Ünal geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan boşanma davasının 2009/77 esas 2010/87 karar sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın 03/01/2012 tarihinde kesinleştiğini, akabinde davalı tarafından eşi ile bir araya gelmedikleri sebebiyle Bursa 5. Aile Mahkemesinde nafaka davası açıldığın, mahkemenin 2012/578 esas ve 2012/1088 karar sayılı davası ile müvekkilinin eşine 350 TL tedbir nafakası ödenmesine hükmedildiğini, tarafların 3 yılı aşkın bir süre bir araya gelmedikleri için, müvekkilince Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesinde yeniden boşanma davası açıldığını, mahkemenin 2018/300 esas ve 2018/405 karar sayılı dosyası ile 05/07/2018 tarihinde boşandıklarını, bu boşanma davasında, nafaka davasına da atıfta bulunularak nafaka konusunda hüküm verilmediğini, Bursa 5....
TMK'nın 169. maddesinde boşanma veya ayrılık davası açılması halinde hakim tarafından alınması gereken geçici önlemler hüküm altına alınmıştır. Boşanma davası içerisinde TMK'nın 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Öte yandan, HGK'nın 29.11.2023 tarih ve 2023/2-715 E. 2023/1190 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere; "Yargıtay; boşanma davalarında asıl talep olan boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki velâyet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminat gibi talepler yönünden, gerek hükme karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması gerekse kanun yolu denetimi sonucu temyiz itirazının reddi ve bu ret kararının kesinleşmesinin sonucu olarak kısmi kesinleşmenin mümkün olduğunu kabul etmiştir." Somut olayda, takibe dayanak Ankara 12....
Sözkesen aleyhine Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma davası açılmış, davalı kadın tarafından münhasıran yoksulluk nafakası (TMK m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) talebini içerir karşı dava açılmıştır. Kale (Denizli) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 02/07/2015 tarihli 2014/180 esas, 2015/131 karar sayılı ilamı ile davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine, tazminat ve nafaka istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Dava sırasında erkeğin ceza infaz kurumunda olduğu sözlü yargılama aşamasında ise denetimli serbestlik ile tahliye olduğu,davalı erkeğin bir süreliğine ceza infaz kurumunda tutuklu veya hükümlü olarak bulunmasının tedbir ve iştirak nafakasından sorumlu tutulmamasını gerektirmeyeceği, davalı erkeğin çalışmasına mani fiziksel bir rahatsızlığınında olmadığı, bu bağlamda T.M.K'nun 169. Maddesi uyarınca çocuk ve kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmesinin yerinde olduğu miktarın kadının ve çocukların yaşlarına, ihtiyaçlarına, nafaka yükümlüsünün de ekonomik ve sosyal durumuna uygun olduğu değerlendirilmiş tedbir nafakasına yönelen erkeğin istinaf talepleri nafakaya hükmedilmesi ve miktarı yönlerinden reddedilmiştir. Ancak kadın dava tarihi itibariyle nafaka talep etmemiş, 09/03/2018 tarihli dilekçesiyle nafaka talebinde bulunmuştur....
(HMK md.188) İstisnalardan biri olarak, Aile Hukukuna ilişkin anlaşmalı boşanma kapsamında tarafların boşanma, velayet ve mali sonuçlar yönünden yaptıkları anlaşma hakim tarafından onaylanmadıkça mahkemeyi bağlayıcı bir sonuç doğurmaz ( TMK md. 166/3 ).Somut olayda ise, boşanma davası açılmaksızın tedbir nafakası isteminde bulunulmuştur. Ayrıca açılmış işbu davada, nafaka miktarı kamu düzenine ilişkin bir husus olmayıp, hakimin takdir yetkisinin bulunması da anlaşma ile nafaka miktarını belirlemelerine engel değildir. Ayrıca davacının anlaşmaya rağmen bu davayı açıp sürdürmesinde de hukuki yararı vardır. Nitekim davalının kabulünde olan nafakayı ödememesi halinde, elinde mahkemece ilam bulunmayan davacının alacağını tahsil etme imkanı olmayacaktır....
Davalı, tarafından açılan boşanma davası "Davalının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir kusurunun varlığı kanıtlanamadığı..." gerekçesi ile reddedildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır. Boşanma davasının reddedilmesinden sonra eşlerin müşterek yuvada oturmaları asıldır. Evlilik birliğini kurma görevi açtığı boşanma davası reddedilen eşe yani davalıya düşmektedir. Davalı, boşanma davasında ileri sürdüğü sebepleri iş bu davada da ileri sürmüş, ancak açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Tarafların, davalı tarafından açılan boşanma davasının reddedilmesinden sonra bir araya gelmedikleri anlaşıldığından davacı ayrı yaşamakta haklıdır. O halde; ayrı yaşamada haklı olan davacı lehine hakkaniyete uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilince boşanma davasının devamı süresinde davacıya sürekli nafaka ödemesi yapıldığını, bu nedenle yeniden talepte bulunulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dosyaya toplanan tüm deliller incelendiğinde; boşanma davası yargılaması sırasında Trabzon Aile Mahkemesinin 2017/999 Esas sayılı dosyasının 02/07/2020 tarihli duruşmada verilen ara kararında 3 ve 4 nolu bentte, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuk ve davacı için 500,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, tedbir nafakasına ilişkin ara kararın İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerdendir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde herhangi bir nafaka talebinde bulunmamış, 29.04.2010 tarihli celsede de "davalıdan nafaka istemediğini" bildirmiştir. Bu beyan nafaka haklarından feragat niteliğindedir. Boşanma davasında, feragat edilen tedbir nafakasının (TMK. md. 169) daha sonra tekrar talep edilmesi mümkün ise de; davacının bu yönde yeni bir talebi de yoktur. Bu husus gözetilmeden davacı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
Mahkemece; tarafların 23/03/2011 tarihli karar ile boşanmalarına karar verildiği, bu boşanmayla birlikte müşterek çocuklar... ve ... velayetlerinin davacı anneleri üzerine bırakılarak müşterek çocukların her biri için aylık 75,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı için de aylık 125,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın henüz kesinleşmediği, boşanma davasıyla takdir edilen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının az bulunması durumunda temyizen nafakanın az olduğu gerekçesiyle bozma talep edilebilecek iken bu yola başvurulmayıp kararın kesinleşmesi de beklenmeden yeniden nafaka arttırım davası açılması ve yine her ne kadar nafakanın arttırılması talep edilmiş ise de davacının nafaka arttırım ihtiyacı duyduğuna dair dosyaya davayı ispata yeterli delil ya da tanık listesi sunulmadığı dolayısıyla davacının davasını ispat edemediğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....