Yüklenen sorumsuzluk isnadı ispatlanamamış, 2017 doğumlu çocukları olduğuna göre davalının eski tarihli 2000, 2006, 2007 tarihli ceza dosyalarının bulunmasının TMK 162, 163 ve 166 maddeleri gereğince boşanma koşullarını oluşturmayacağı, af olgusunun oluştuğu değerlendirilmiştir. Bu sebeple davacı Nuray Elaldı'nın boşanma davası reddedilmiştir. Birleşen davadan vazgeçildiğinden birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir..."gerekçesi ile; "1- Davacı Nuray Elaldı'nın hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının ayrı ayrı REDDİNE, 2- Talep durumuna göre tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, 3- Davalı birleşen dosya davacısının tedbiren velayet davasından vazgeçmesi sebebiyle davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir....
Yüklenen sorumsuzluk isnadı ispatlanamamış, 2017 doğumlu çocukları olduğuna göre davalının eski tarihli 2000, 2006, 2007 tarihli ceza dosyalarının bulunmasının TMK 162, 163 ve 166 maddeleri gereğince boşanma koşullarını oluşturmayacağı, af olgusunun oluştuğu değerlendirilmiştir. Bu sebeple davacı Nuray Elaldı'nın boşanma davası reddedilmiştir. Birleşen davadan vazgeçildiğinden birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir..."gerekçesi ile; "1- Davacı Nuray Elaldı'nın hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının ayrı ayrı REDDİNE, 2- Talep durumuna göre tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, 3- Davalı birleşen dosya davacısının tedbiren velayet davasından vazgeçmesi sebebiyle davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir....
Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine, birleşen dava ise zina ( TMK 161) , haysiyetsiz hayat sürme ( 163 ) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....
Davacı-karşı davalı taraf; haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddedilmesi, karşı davanın kabul edilmesi, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, hükmedilen tazminat miktarlarının az olması yönünden davalı-karşı davacı taraf; asıl davanın kabul edilmesi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi ve hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olması yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/237 2022/248 DAVA KONUSU : Boşanma (Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle) Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davalı vasisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı ile evli olduklarını, 1 müşterek çocuklarının olduğunu, davalının müvekkiline karşı sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığını, ona hakaret ettiği, onu aşağıladığını, başlangıçta bağımsız konut temin etmeyerek kök ailesiyle yaşamaya zorunlu tuttuğunu, davalının başka kadınlarla görüştüğünü, onlarla cinsel ilişkiye girdiğini, müvekkilinin ziynetlerini rızası dışında alıp geri vermediğini, davalının pek çok suçtan hapis cezası...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/237 2022/248 DAVA KONUSU : Boşanma (Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle) Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davalı vasisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı ile evli olduklarını, 1 müşterek çocuklarının olduğunu, davalının müvekkiline karşı sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığını, ona hakaret ettiği, onu aşağıladığını, başlangıçta bağımsız konut temin etmeyerek kök ailesiyle yaşamaya zorunlu tuttuğunu, davalının başka kadınlarla görüştüğünü, onlarla cinsel ilişkiye girdiğini, müvekkilinin ziynetlerini rızası dışında alıp geri vermediğini, davalının pek çok suçtan hapis cezası...
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK'nun m. 236/2 "Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Somut olaya gelince; eşler, 02.11.2002 tarihinde evlenmiş, 13.09.2011 tarihinde açılan boşanma davasında TMK'nun 166/1-2 maddesinde düzenlenen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" ve TMK'nun 163.maddesinde düzenlenen "haysiyetsiz hayat sürme" sebeplerinin gerçekleştiğinden bahisle verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son)....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin Fransa'da yaşadığını, çok kısa sürelerle ülkeye geldiğini, eşini yalnız bıraktığını, geldiği zamanlarda eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, kadının Fransa'ya gitmesini istemediğini, maddi katkı sunmadığını ve Fransa'da başka kadınla yaşadığını ileri sürerek; tarafların haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak ile kadın için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Dava dilekçesi davalı erkeğe 05.11.2018 günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek davaya yasal süre içinde cevap vermemiştir. III....
Ne var ki erkeğin haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, erkeğin, zina hukuki sebebine dayalı davasının konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3.Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere kadın ağır kusurludur. Boşanmakla erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı anlaşılmaktadır. Kadının gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut olayda erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkra koşulları oluşmuştur....
Davalı karşı davacı kadın vekili maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi kararını iş bu kapsamda kusur belirlemesini istinaf etmekle; kusura yönelen istinaf isteminin incelenmesinde; İlk derece mahkemesi yaptığı yargılamada ''........Her ne kadar davacı-karşı davalı T1 zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile davalı-karşı davacıya boşanma davası açmış ise de; davalı-karşı davacının zina yaptığı ve haysiyetsiz hayat sürdüğü sabit olmadığından reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı-karşı davalı T1'in resmi olarak evli olduğu T3 boşanmadan bir başka kadın ile evliymiş gibi fiili olarak birlikte yaşadığı, davacı-karşı davalının beyanı ve tanıkların beyanlarıyla sabit olduğundan, davacı-karşı davalı T1 kusurlu kabul edilmiştir. Davalı-karşı davacı T3 hiç tanımadığı kimseler ile telefonla görüştüğü tarafların müşterek çocuklarının beyanları ve tanıklar Edip Koç ve Selaheddin Aslan'ın beyanlarıyla sabit olduğundan, davalı-karşı davacı T3 kusurlu kabul edilmiştir....