Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, intifa hakkına elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise tespit ve tazminata ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794.maddesindeki tanıma göre intifa hakkı; taşınır ve taşınmazlar, haklar ve bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı sağlayan bir irtifak türüdür. HUMK.nun 13. maddesinde taşınmaza ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılacağı hükmü getirilmiştir. Maddenin 2.fıkrasında ise dava sebebi ne olursa olsun taşınmazın aynına veya üzerindeki bir hakka veya geçici bile olsa zilyetliğe ya da hapis hakkına dair davaların taşınmazın aynına ilişkin olduğu kabul edilmiş, ayrıca irtifak hakkına dair iddialarda da bu hakkın üzerinde bulunduğu mahal mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Anılan 13. madde kamu düzenine ilişkin olup mutlak yetki kuralı niteliğindedir....

    Ancak; 1- Yapılan incelemede; dava konusu 548 ada 3 parsel (yenileme ile 5314 ada 3 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde 1.866,16 m² lik alanda TEK lehine daimi irtifak hakkı tesis edilmiş olup bunun 148,84 m²'si 28.08.2009 tarihli imar işlemi sonucu 548 ada 4 parsel sayılı taşınmaza gitmiş olduğu, geriye 1.722,32 m² irtifak hakkı kaldığı, 1.722,32 m²'lik alanda yer alan eski irtifak hakkı ile dava konusu 547 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 1.348 m²'lik alanda TEK lehine daimi irtifak tesisi nedeniyle taşınmazlarda meydana gelecek değer kaybının bilirkişi kurulunca dikkate alınmaması, 2-Dava konusu 549 ada 3 parsel (yenileme ile 5303 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ... kızı ...'...

      ortaya koyduğunu, boşanma davasının boşanma kararı ile sonuçlandığını, anılan satışın hileli satış ve intifa hakkı tesisi işlemlerinin kötü niyetle, davalılar arasında el ve işbirliğiyle, müvekkili zarara sokmak için maddi menfaat elde etmek kastıyla yapıldığını, müvekkilinin adına kayıtlı olup da el konulan dava konusu kira bedeli talebine ilişkin taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin ve tapu kayıtlarının iptaliyle buna bağlı intifa hakkının tapudan terkinine ve taşınmazın müvekkili adına tescili talebiyle dava açtıklarını, İstanbul 9....

        Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 794.maddesi gereğince intifa hakkı hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayan, tapu kütüğüne tescil ile kurulan tescil işlemi tamamlanınca da herkese karşı ileri sürülebilen, kişi ile sıkı sıkıya ilişkili haklardandır. İntifa hakkının sona ermesinin nedenleri Türk Medeni Kanununun 796.maddesinde sıralanmıştır. İntifa hakkı bir süre ile sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü ya da tüzel kişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünü ile harap olması sebebiyle artık ondan yararlanmanın mümkün bulunmaması durumlarında sona erer. Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir....

          Sayılı dava dosyası ile dava açıldığını, dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa hakkının terkinine karar verilerek söz konusu kararın istinaf ve yargıtay denetiminden geçerek 01/07/2019 tarihinde kesinleştiğini, Türk Medeni Kanununun 794. maddesinin 2. fıkrasında intifa hakkının; “aksine düzenleme olmadıkça bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar” şeklinde ifade edildiğini, kuşkusuz intifa hakkı ayakta bulunduğu sürece üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşalmış bir duruma soktuğunu, bu hak kurulurken hakka konu mal üzerindeki hak sahibinin yetkisinin tam olduğunu, intifaya konu mal üzerinde intifa hakkı sahibinin kullanma ve faydalanma yetkilerinin de daraltılamayacağını, intifa hakkının herkese karşı ileri sürülebileceğini, intifa hakkı kurulurken mülkiyet hakkı sahibinin kullanma ve yararlanma bakımından var olan yetkileri ne ise intifa hakkı sahibinin de o yetkileri kazandığını, yasanın 796. maddesine göre; intifa hakkının, konusunun tamamen yok olması...

          Belediye Başkanlığının yaptığı imar düzenlenmesi sonucunda 45635 ada 1 No'lu parselin DOP olarak cami alanı kullanımına ayrıldığını belediye meclisi tarafından belediye encümeninin adı geçen parselde kullanım amacına aykırı olmamak şartı ile intifa hakkı tesisi ve diğer tüm işlemler için yetki verildiğini, dava konusu taşınmazda 49 yıllığına 179.880,00TL bedel karşılığında davacı vakıf lehine 11.04.1996 tarihinde intifa hakkı kurulmasına dair protokol imzalandığını, 02.12.1996 tarihinde tapuya tescil edildiğini, ancak belediye meclisinin düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan yerlerin özel mülkiyete konu edilemeyeceği dolasıyla vakıf lehine intifa hakkı tesis edilmeyeceği yazısına istinaden intifa hakkının terkin edildiğinin, 19.10.1996 tarihinde ödenen 104.930,00TL bedelin şimdilik 15.000,00TL'si ve cami inşaatı ve projeler için yapılan masrafın şimdilik 15.000,00TL'sinin tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde 05.06.2004 günlü kat malikleri kurulu toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptali istenmiş olup, davacı 7 nolu bağımsız bölümde intifa hakkı sahibidir. Kural olarak, kat malikleri kurulu kararlarının iptali ancak kat malikleri tarafından dava edilebilir. İstisnai hallerde, intifa hakkı sahipleri bu hakka konu olan bağımsız bölümü yasa, yönetim planı ve sözleşme hükümleri uyarınca kullanmalarına ve ondan yararlanmalarına engel olan veya bunu kısıtlayan kurul kararlarının iptalini isteyebilirler. İptali istenen 05.06.2004 günlü kat malikleri kurulu kararı, davacının üzerinde intifa hakkı sahibi bulunduğu 7 nolu bağımsız bölümün kullanımını, kendisinin buradan yararlanmasını ya da bu yararlanma ile ilgili ortak yerlerin kullanımına engel bir hükmü içermemektedir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/364 Esas sayılı dosyası ile bedel tespiti ve tescil davası açıldığı, mahkemece kamulaştırma bedeli tespit edilerek davacının 1/8 tam, 2/8 intifa hakkı iptal edilerek intifa hakkı davalı idareye ait olmak üzere tapunun Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın Dairemizce de onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davalı idarece taşınmazın diğer malikleri ... ve ... aleyhine ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/32 Esas sayılı dosyası ile bedel tespiti ve tescil davası açıldığı, mahkemece kamulaştırma bedeli tespit edilerek bu davalıların payları iptal edilerek intifa hakkı davalı idareye ait olmak üzere tapunun Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın da Dairemizin 27.10.2008 günlü ilamıyla onandığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan kanıt ve belgeler değerlendirildiğinde, davacının intifa hakkı karşılığını ... 9....

                Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 1-İntifa hakkının yazılması ya da terkini davalarında hakkın çekişmeli olması durumunda husumetin bu haktan etkilenecek kişiye yöneltilmesi gerektiği, bu nedenle de Tapu Sicil Müdürlüğünün davada pasif husumet ehliyetinin bulunmaması karşısında Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. 2-Dava, yasal intifa hakkının tapuya yazılması isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi intifa hakkı Türk Medeni Kanununun 794.maddesindeki tanıma göre, taşınır ve taşınmazlar, haklar ve bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı sağlayan bir irtifak türüdür....

                  nin velayetinin anneye bırakıldığı, mahkemece tasdik edilen boşanma protokolüne göre çocuğun özel üniversitede öğrenim görmesi halinde tüm özel eğitim giderlerinin yarısının davalı baba tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı ve ortak çocuğun icra dosyasına konu alacak talebinin ait olduğu dönemde halen bir özel üniversitede öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların anlaşmalı boşanmalarına ilişkin hükmün, diğer bir deyişle sözleşmenin, taraflarından biri davacı anne olup, velayeti anneye bırakılan ve boşanma protokolünde lehine eğitim giderleri konusunda düzenleme yapılan ortak çocuk boşanma hükmünün tarafı değildir. Ortak çocuğun sonraki bir tarihte ergin olması da, çocuk lehine boşanma protokolüne dayalı bir hakkın ifasında ona taraf sıfatı kazandırmaz....

                    UYAP Entegrasyonu