Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2020/764 ESAS - 2022/351 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda mahkemesi, karar tarihi, esas-karar sayısı, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf istemlerinin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı-davalı vekili dava, cevaba cevap ve birleşen dava cevap dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve üç yıl geçmesine rağmen ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanmalarına, davacı-davalı lehine 100.000,00'er TL maddi-manevi tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Taraf vekillerinin asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı incelenmesinde; eylemli ayrılık sebebi ile boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gerekmemektedir. TMK'nun 166/4 m.si gereğince, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir. Sadece boşanmanın eki niteliğinde istekler var ise eşlerin kusur durumlarının ayrıca araştırılması gereklidir. Diğer yandan TMK'nun 166/1 m.si uyarınca boşanmaya karar verebilmek için davayı açan taraf açısından evlilik birliğini temelinden sarsan ve çekilmez hale getiren davalı tarafa yüklenebilecek az da olsa bir kusurun varlığının ispatı şarttır....

Eylemli ayrılık sebebine dayalı boşanma davalarında boşanma kararı verilebilmesi için ret ile sonuçlanan davanın kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmesi ve üç yıllık süre içerisinde ortak hayatın yeniden kurulmaması gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı erkek tarafından açılan ve reddine karar verilen boşanma davasındaki ret hükmünün 28.12.2010 tarihinde kesinleştiği, eldeki bu davanın ise 28.05.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın açılış tarihi itibariyle üç yıllık süre dolmadığından davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı kadının karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 08.02.2017 tarih 2016/20260 esas 2017/1189 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, boşanma davasının reddi ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, ortak hayatın çekilmez hale geldiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmadığı ve bu sebeple davalının dinlenen tanık beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve bağımsız konut açmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı 21/10/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının boşanma hükmünün kesinleşmesini istediklerini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ile nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmadığını bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili 05/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararında hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu, müvekkilinin hiç bir gelirinin olmadığını, bu nedenle nafakalar yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) dayalı olan boşanma davasında, davalı taraf; kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, davacı taraf, hükmedilen nafakalar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı 21/10/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının boşanma hükmünün kesinleşmesini istediklerini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ile nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmadığını bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili 05/11/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararında hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu, müvekkilinin hiç bir gelirinin olmadığını, bu nedenle nafakalar yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) dayalı olan boşanma davasında, davalı taraf; kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, davacı taraf, hükmedilen nafakalar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından, kabul edilen boşanma ve reddedilen ayrılık davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı- davalı erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu olup, davalı-davacı kadının kusurlu bir davranışı kanıtlanmamıştır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....

        GEREKÇE: 1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen, ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında, kusura ilişkin mahkeme gerekçesinin ve kesinleşen kısımlar hakkında bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden hüküm kurulmasının yerinde olup olmadığı, davalı kadın yararına somut olayda manevî tazminatın koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. 2.İlgili hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 3....

          Bu durumda vajinismus problemi nedeniyle cinsel ilişki kurulamaması kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gibi davacı erkeğin dava ve cevaba cevap dilekçelerinde ileri sürmediği (HMK m. 119/1-e, 136/2) ancak tanık beyanlarında geçen hakaret vakıaları da davaya esas alınamayacağı nazara alınarak boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.05.2016 (Salı)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebi ispatlanmış olursa hakim boşanma veya ayrılığa karar verir. (TMK m 170). Dava yalnız ayrılığa ilişkinse boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir. Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. ( TMK m. 171)....

              UYAP Entegrasyonu