Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortak çocuk yararına hükmedilen 200 TL. tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleştiği halde yeniden ortak çocuk yönünden dava tarihinden itibaren 400 TL. tedbir nafakasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.05.2019 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı (koca)'ın 05.08.2006 ve 16.03.2011 tarihlerinde eşine fiziksel şiddet uyguladıktan sonra, davacı (kadın) tarafından 25.03.2011 tarihinde açılan boşanma davasından 05.03.2012 tarihinde feragat edildiği anlaşılmakta ise de tarafların feragat tarihinden sonra barışıp birlikte yaşamaya başladıkları ve özellikle davacı (kadın) tanığı ...'ın beyanı doğrultusunda tarafların yeniden birlikte yaşamaya başladığı dönemde davalı (koca)'nın eşine yeniden fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....

      Davacının "tam kusurlu" olması, koşullarının gerçekleşmesi halinde bu maddeye göre boşanma kararı verilmesine engel değildir. Kusur, burada boşanma kararı verilmesi bakımından bir unsur olarak kabul edilmemiştir. Sadece boşanmanın sonuçları düzenlenirken etkilidir. Davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 08.02.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise 20.02.2013 tarihinde açılmıştır. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu durumda davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan "tam kusurlu" olduğundan bahisle davacı-davalı(nın) boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır....

        Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2016/17490 ESAS 2018/5662 KARAR sayılı ilamında da işaret edildiği üzre Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Başka bir ifade ile terk ihtarında samimiyet esastır. Somut olayda davacı erkeğin ihtarı, dava dilekçesinde hem evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK.m.166/1) sebebine hem de terke (TMK m .164) dayandığı için ayrıca terke dayalı olarak dava açılması nedeni ile samimi değildir. Bu nedenle davacının terke dayalı boşanma davasının reddi gerekmiştir. Şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası bakımından ise; davacının davalı kadına gönderdiği terk ihtarı davalı eşin ihtar talep tarihinden önceki kusurlu davranışlarının affedilip, en azından hoşgörüyle karşılandığına ve bu nedenle yeniden birlikte yaşama isteğine ilişkin bir irade açıklaması niteliğindedir....

        Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2016/17490 ESAS 2018/5662 KARAR sayılı ilamında da işaret edildiği üzre Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Başka bir ifade ile terk ihtarında samimiyet esastır. Somut olayda davacı erkeğin ihtarı, dava dilekçesinde hem evlilik birliğinin temelinden sarsılması" (TMK.m.166/1) sebebine hem de terke (TMK m .164) dayandığı için ayrıca terke dayalı olarak dava açılması nedeni ile samimi değildir. Bu nedenle davacının terke dayalı boşanma davasının reddi gerekmiştir. Şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası bakımından ise; davacının davalı kadına gönderdiği terk ihtarı davalı eşin ihtar talep tarihinden önceki kusurlu davranışlarının affedilip, en azından hoşgörüyle karşılandığına ve bu nedenle yeniden birlikte yaşama isteğine ilişkin bir irade açıklaması niteliğindedir....

        Dairemizin 28.02.2017 tarihli bozma ilamı ile mahalli mahkemece verilen hüküm, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi ile kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden bozulmuş, sair yönlerden ise onanmış, kadının davasında verilen boşanma hükmü ve velayet düzenlemesi ise temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Bozma ilamı uyarınca, kadının boşanma davasında verilen hüküm temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin konusuz kalan boşanma davası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde erkeğin davası hakkında yeniden boşanma hükmü kurulması doğru olmadığı gibi temyiz edilmeyerek kesinleşen velayet düzenlemesi ve kadının davasında verilen boşanma hükmü yönünden de yeniden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davaları yönünden bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti 15.01.2015 tarihli ara kararı ile tedbiren davacı-karşı davalı anneye bırakılan 04.06.2010 doğumlu ortak çocuk ... ile davalı-karşı davacı baba arasında 03.11.2015 tarihli ara kararı ile kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin ve baba ile ortak çocuk arasında hükümle birlikte yeniden düzenlenen kişisel ilişkiye yönelik kararın velayet ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik hüküm kesinleşmeden önce infaz kabiliyetinin bulunmadığının, bu sebeple mahkemece hükümden sonra verilen 09.05.2016 tarihli ek kararla esas kararın kesinleşmesine kadar baba ile ortak çocuk arasında 03.11.2015 tarihli ara kararı ile aynı şekilde tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi yapılmasının sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan...

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından ortak çocuk ...'nın velâyeti yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise her iki dava ve ortak çocuk ...'...

                Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu