Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın kesinleşen tedbir nafakaları yönünden yeniden karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7). SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin tamamının hükümden çıkartılmasına, yerine 2. bent olarak "Boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 350,00TL yoksulluk nafakasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine" cümlesinin yazılmasına, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin tamamının hükümden çıkartılmasına, yerine 3. bent olarak " Boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ortak çocuklar ... ve ......

    DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı- karşılık davalı (kadın) tarafından; karşılık boşanma davası, kusur, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekir.(TMK.md.170/3) Toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan boşanma sebebinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir.Bu itibarla davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.Ancak hüküm kadın tarafından temyiz edilmemesine, aleyhe de bozma yapılamayacağına göre hükmün bu sebeple onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma (Tazminat) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm tazminatlar, ortak konutun davacı eşe tahsisine ilişkin tedbir kararı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle dava tarihinin 13.9.2007 olmasına, karar başlığında 10.2.2011 olarak yazılmasının mahallinde mahkemesince düzeltilmesinin mümkün bulunmasına, Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca boşanma davasının devamı süresince ortak konutun davacı eşe tahsisine dair verilen tedbir kararının, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağının tabii bulunmasına göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm davacı kadın...

            DAVA TARİHİ : 28.05.2019-23.11.2020 KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/400 E., 2022/415 K. Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadının asıl boşanma davasının, birleşen zinaya dayalı boşanma davasının, ziynet ve eşya davalarının reddine; davalı-davacı erkeğin eşya davasının ve birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 166/4 maddesi "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir." hükmünü içermektedir. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; tarafların önceye dayalı olayları affettikleri ya da hoşgörü ile karşıladıkları yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı, mevcut olaylara göre davacı erkek tarafından açılan dayanak teşkil eden dava dosyasının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl süre ile tarafların bir araya gelmediği ortak hayatın yeniden kurulamadığının anlaşıldığı, açıklanan nedenlerle davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                O halde kadın ve ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakaları konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece kesinleşen tedbir nafakaları yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alman nafakalar ve tazminatların miktarlarının ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları boşanma kararının kesinleşmesi ile hüküm ifade eder....

                  KARAR : Kısmen kabul Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına nafakalara karar verilmiştir....

                    Bu yüzden, taraflardan birinin evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebiyle açtığı boşanma davasında, şayet çok uzun süreli fiilî ayrılık kanıtlanıyorsa boşanmaya karar verilebilmelidir. Böyle bir çözüm yolunun, terke dayalı özel boşanma sebebine (TMK m. 164) ilişkin düzenlemeyi işlevsiz veya etkisiz duruma getirdiğinden söz edilemez. Çünkü, terk hukuki sebebiyle boşanma davası açılması için, eşlerden birinin samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırması, çağrılan eşin ise geçerli bir özrü olmamasına karşın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir. Oysa, uzun süreli fiilî ayrılıklarda, her iki eşin de ortak yaşamı sürdürmek gibi bir isteği/iradesi bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu