Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dile getirdiği, yaşadığı hayatı başkaları ile kıyaslayıp, erkekten boşanmaya karar vererek kendi iradesi ile müşterek konuttan ayrıldığı tarafların tespit edilen kusurlu eylemleri dikkate alındığında davacı karşı kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların bir araya gelme istek ve arzularının bulunmadığı, ağır kusurlu eşin de boşanma davası açmakta hakkı olduğu,erkeğin istinaf ilamı kararı neticesinde eksik harcı ikmal ettiği, kadının davasında verilen boşanma hükmünün istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleştiği, bu sebeple erkeğin karşı davasında boşanmanın konusunun kalmadığı dikkate alınarak; kadın tarafından açılan boşanma davası yönüyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın tarafından açılan boşanma davasının istinaf edilmeksizin kesinleştiği dikkate alınarak, erkek tarafından kadın aleyhine açılan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, tarafların ortak çocuklarından ...'...

    Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen davacı kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen tedbir nafakalarına, üstelik artırılmak suretiyle yeniden hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26). Davacı kadın dava dilekçesinde ortak çocuklar yararına aylık 200,00'er TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu halde mahkemece, velayeti anneye bırakılan ortak çocuklar yararına talep aşılmak suretiyle aylık 250,00'şer TL iştirak nafakasına hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Bu dava ise davacı baba tarafından velayetin değiştirilmesi istemine yönelik olup, davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine yönelik bir dava bulunmamaktadır. Hal böyle iken, kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin bir dava olmaksızın davalı anne vekilinin duruşmadaki talebi üzerine davacı baba ile ortak çocuk arasında boşanma davası ile düzenlenen kişisel ilişki sürelerini de kısıtlar şekilde yeniden kişisel ilişki düzenlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.12.2016(Prş.)...

        Özel mutlak boşanma sebebine dayalı bir davada “kanunun aradığı belli şart” gerçekleştiği takdirde artık hâkim, genel boşanma ve özel nispi boşanma sebebine dayalı davaların aksine “evliliğin çekilmez hâle gelip gelmediğini” incelemeksizin boşanma kararı vermek zorundadır. Zira kanun koyucu; özel mutlak boşanma sebeplerinden birinin varlığı halinde, ortak hayatın çekilmez hâle geldiğini kabul etmiştir. Burada iddia edilen özel boşanma sebebinin varlığının ispatlanmış olması, boşanmaya karar verme hususunda yeterli olup, hâkim; tarafların bunun dışında ileri sürdükleri bir iddia ve savunmaya değer vererek hükme esas alamayacağı gibi boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların diğer kusurlu davranışlarını da dikkate alamayacaktır....

          Mahkeme tarafından ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu gerekçesiyle ayrılığa karar verildiğine göre, ayrıca boşanma talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm sonucunun 1. bendi olan “Davacının boşanma talebinin reddine" sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş bu haliyle temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2015 (Pzt.)...

            Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulduğu, erkeğin ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, sorumsuz olduğu, kurulan kişisel ilişkinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması ya da yatılı olarak kalması yönünde verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu, çeyiz eşyası alacağı yönünden hüküm kurulmadığı belirterek tazminat ve nafaka miktarları, kişisel ilişki ve çeyiz alacağı talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2....

              Bu hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizce “Kadın yararına hükmedilen manevi tazminatın ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az oluğu, yoksulluk nafakasının reddi ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi" yönlerinden bozulmuştur. Ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleştiği halde, ortak çocuk yararına tedbir nafakası 400 TL'ye çıkartılmak suretiyle yeniden hüküm tesis edilmiştir. Bu konudaki hüküm kesinleştiği halde ortak çocuk yararına yeniden 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin kusurlu davranışla rını affettiğini, ortak çocuk Batuhan'ın birine verilmesi ya da satılması konusunda müvekkilini zorladığını, ortak konutu hile ile dağıttığını, müvekkili tarafından açılan nafaka davasının kabul ile sonuçlanıp müvekkili ve ortak çocuğa nafaka bağlandığını belirterek davanın reddine, boşanma karar verilmesi halinde ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 300 TL tedbir-iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde dava dilekçesindeki vakıalara ek olarak davalı kadının psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu, 2016 yılı 8. ayında müvekkilinin yokluğunda ölümle tehdit edip hakaret ettiğini, aynı tarihte iş yerine gelerek şalvar giydireceğini, ne biçim erkeksin diyerek yine tehdit ve hakaret ettiğini belirtmiştir....

                Sadece boşanma davasında haklı çıkan yararına boşanma hükmü yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Boşanmanın eki niteliğindeki kararlar için ayrıca vekalet ücreti verilemez. Kaldı ki ilk hükümle birlikte hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hükümler taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için kesinleşmiştir. Kesinleşen hususlarda yeniden karar verilemesi de doğru değildir. Bu hususlar gözetilmeksizin davalı kadın yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş kararın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.04.2021 (Çar.)...

                  Dava dilekçesinde; davalı kocanın açtığı boşanma davasının reddedildiği, ortak yaşamın yeniden kurulamadığı, davacının ise herhangi bir işi ve gelirinin bulunmadığı ileri sürülerek, lehine 500 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece; davacının ayrı yaşamada haklı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca ayrı yaşamada haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteyebilir. Taraflar 2002 yılında evlenmiş olup davalı eşin açtığı boşanma davası reddedilerek 25.01.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Aleyhine boşanma davası açılan eş bu dava sürerken ayrı yaşamda haklıdır. Boşanmanın reddinden sonra bu ayrı yaşamın sona erdirilmesi ve birliğin tekrar kurulması esas olup, yargılama sırasındaki haklılığın süresiz devam etmeyeceği açık olsa da, evlilik birliğini tekrar kurma görevi boşanma davası reddedilen kusurlu tarafa aittir....

                    UYAP Entegrasyonu