D.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini getirmemek maksadıyla davacıyı terk ettiğinin veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmediğinin, ortak hayata son verme kastı taşıdığının ispatlanamadığı, aksine davalı kadının eşinde bulunan akıl hastalığı sebebiyle evde yaşanan birtakım problemlerden dolayı ve hamile iken hastaneye muayene için götürülmemesi ve ilgilenilmemesi sebebiyle evden ayrılmak zorunda kalarak baba evine sığındığı, dolayısıyla davacının akıl hastalığı nedeniyle cereyan eden olumsuz tutumları ve kadının hamilelikten kaynaklanan maddî ve manevî ihtiyaçlarının karşılanmaması sebebiyle haklı olarak evi terk ettiği, erkeğin, kadını ortak konutu terk etmeye zorladığı belirtilerek ortak konutu terk etmeye zorlayan konumunda bulunduğu anlaşılan davacının terk hukuki nedenine dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmadığı için erkeğin davasının reddine, tarafların...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin boşanma davasının fiili ayrılık sebebine, kadının boşanma davasının da zina ve fiili ayrılık sebebine dayalı olarak açıldığı, erkek tarafından işbu davadan önce açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleştiği 30.06.2015 tarihinden bu davanın açılma tarihine kadar üç yıldan fazla bir zaman geçtiği halde taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden tesisi amacıyla ortak yaşamın kurulmadığı, fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu; dosya kapsamındaki tanık beyanları ve nüfus kaydına göre, erkeğin başka bir kadından 2016 yılı doğumlu bir çocuğunun olduğu, erkeğin anne ve babasının beyanından erkeğin diğer kadınla yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle, temadi eden eylem için zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için gerekli hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda reddedilen ilk boşanma...
fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir....
İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Nitekim benzer ilkeye HGK’nın 04.12.2015 tarih ve 2014/2-594 E., 2795 K. sayılı kararında da değinilmiştir. Evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olması durumunda, davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmaktadır (TMK m. l66/II)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava; Türk Medeni Kanununun 164.maddesi gereğince açılmış, terk hukuki nedenine dayalı boşanma isteğinden ibarettir. Terk sebebiyle açılmış bulunan boşanma davasında terk eden eşin terkte haklılığını değil; usulüne uygun terk ihtarı tebliğine rağmen; eve dönmemekte haklılığını ispatlaması gerekir (TMK.md.164). Davalı kadın haklı bir sebeple ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Eve dönmemekte haklılığını kanıtlayamayan davalı kadın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur....
Ziynet eşyası talebinin reddi sebebiyle karşı tarafa verilecek vekalet ücreti, talep edilen ve harcı yatırılan ziynet eşya bedeli üzerinden fazla hesaplanmış olup bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 2. bentte yer alan bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ile fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün incelenmeyen ve bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2017 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalıya 20.5.2010 tarihinde tebliğ edilen ... 3. Aile Mahkemesinden sadır olan 2010/37 d.iş sayılı ihtar kararma dayanarak “terk” sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini istemiş; mahkemece; “davalının ortak konutu terketmekte ve kocanın tutum ve davranışı yüzünden ihtara uymamakta haklı olduğu” gerekçesiyle dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacının, aynı ihtar kararına dayanarak bundan önce (15.7.2010 tarihinde ) açmış olduğu 2010/740 esas sayılı “terke” dayalı boşanma davası, mahkemece “ihtarın tebliğinden itibaren iki ay geçmeden açıldığı” gerekçesiyle reddedilmiş, karar 13.9.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; davalı erkeğin, kadının davasından önce boşanma davası açtığı, davasının ispatlanamadığından reddine karar verildiği ve 26.05.2014 tarihinde kararın kesinleştiği, bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri bu nedenle davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren bir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların balayında yaşadıkları tartışma sonucunda tatili yarıda kesip ...'a döndükleri, davalı erkeğin ailesinin evine gittiği, davacı kadının ise ortak konuta gidip bir kaç gün eşini beklediği, davalı erkeğin ortak konuta dönmemesi üzerine ailesinin evine döndüğü, davalı erkeğin davacı kadının kardeşine bu işin olmayacağını, davacı kadını istemediğini söylediği anlaşılmaktadır. Buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda birlikte yaşamaktan kaçınan davalı erkek tamamen kusurludur....
Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın öncelikle temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin boşanma davası ve erkeğin boşanma davası yönünden hüküm altına alınan bozma öncesine ait yargılama giderleri ile bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden yeniden karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir. 2- Yerel mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde; davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası yönünden, "Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2018(Pzt.) ........
TMK 166/son fikrasi gereğince "boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açlmiş bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi halinde. her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamissa evlilik birliği temelinden sam sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmünü içermektedir. Erbaa 1. Asliye Hukuk Hakimliğinin 2010/532 esas 2011/276 karar sayılı ava dosyası da geçimsizlik sebebiyle açılmış, dava reddedilmiş ve karar 08.02.2012 tarihinde kesinlesmistir. Yasanın aradi 3 yillik süre 8 vil geçerek fazlasıyla dolmus ortak hayat yeniden tesis edilememiştir. Bu durumda kusur durumuna bakılmaksızın tarafların boşanmasına karar verilmesi gerekmektedir. Taraflar aralarındaki geçimsizlik sabit olup tarafların tekrar bir araya gelmeleri artık imkansızdır. Evlilik birligi temelinden sarsılmiştir....