Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı; davalıların kardeşleri olduğunu, miras bırakanları olan anneleri ...' in ölüm tarihinin 10.06.1992 olduğunu, mirasçılar arasında taşınmazların paylaşımı için tapuya gittiğinde murisin sahip olduğu bir kısım taşınmazları oğulları olan davalılara temlik ettiğini öğrendiğini, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla bu işlemlerin yapıldığını, bu nedenlerle muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil olmazsa tenkise karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın yasal süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazların da mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla temlik edilmediğini, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu 1300, 4132 ve 4134 sayılı parseller hakkında açılan tenkis davasının kabulüne, diğer taşınmazlar hakkında açılan tenkis davasının ve tapu iptali, tescil davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

    Davalı muris ... ile 2005 yılında evlendiklerini,evlendikleri tarihte murisin tamamen bakıma muhtaç halde olduğunu, kızları tarafından bakılmadığını, kendisinin varlıklı bir kişi olduğunu, muristen satın aldığı taşınmaz dışında da taşınmazlarının bulunduğunu, bu nedenle muris ile mal edinme amaçlı evlenmediğini, murisin ölmeden önce mal paylaşımı yaptığını ve 4017 ada 2 parseldeki 3 ve 4 nolu bağımsız bölümleri davacılara temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazları yerinde değildir....

      Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

      Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Taraflar 04.09.1989 tarihinde evlenmiştir. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği yabancı mahkemede boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202. M). Dava ve cevap dilekçesine göre bu davanın davalısı T3 tarafından davacısı T1 aleyhine Almanya Federal Cumhuriyetinde boşanma davası açılmıştır. Ancak yabancı mahkemede açılan boşanmaya ilişkin veya boşanma kararının tanıma veya tenfizine ilişkin dosya arasında herhangi bir belge bulunmamaktadır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/10/2021 NUMARASI : 2021/284 ESAS, 2021/657 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Dairemizin 26/09/2022 tarih, 2022/1786 esas, 2022/1634 Karar sayılı ilamının Yargıtay 2....

      Mahkemece, ilk boşanma davasının reddedilip kesinleşmesinden sonra üç yıl eşlerin bir daha bir araya gelmemeleri nedeniyle 166/son maddesi uyarınca eşlerin boşanmalarına karar verilmiş olması durumunda, bu iki dava bir boşanma süreci olarak kabul edildiğinde ilk boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejiminin sona ermiş sayılacağı, ilk boşanma davasının açıldığı tarihin 06.02.2002 olduğu, dava konusu taşınmazın davalı tarafından satın alındığı tarihin 04.01.2003 olduğu, bu durumda dava konusu taşınmazın ilk boşanma davasının açıldığı ve mal rejimi hükümlerinin askıda olduğu boşanma davası sürecinde alındığının anlaşıldığı, ikinci davanın fiili ayrılık iddiasına dayalı olarak açılması ve davanın kabul edilmesi karşısında mal rejiminin ilk boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiş olduğu kabulüne göre davacının boşanma davasının açıldığı tarihten sonra alınan bir taşınmazla ilgili talepte bulunamayacağı, tarafların ilk boşanma davasının açıldığı süreçten itibaren birlikte yaşamadıkları...

        Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 2012/62 Esas sayılı boşanma dava dosyasında tarafların boşanmalarına karar verildiği, dosyada davalı-davacı kadın tarafından hükmün temyiz üzerine ... .... Hukuk Dairesi'nin 06.05.2015 gün 2014/22545 Esas ve 2015/9423 Karar sayılı ilam ile kadının açtığı boşanma davasının da kabulü gerektiğinden hükmün bozulduğu, boşanma davasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Her dava, mümkün olan en kısa zamanda, en az giderle görülüp sonuçlandırılmalıdır. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

          Davacı tarafından mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkin eldeki dava açılmış olup, bu davanın görülebilirlik koşulu TMK 225. maddesinde belirtilen ölüm, boşanma, evliliğin iptali veya başka bir mal rejimine geçilmesi nedeniyle son bulması gerekir. Taraflar arasındaki Patnos Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde görülen boşanma davası derdest bulunduğu ve mal rejiminin tasfiyesine yönelik eldeki davanın boşanma davası neticelenmeden açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalının nüfus kayıtlarına göre 03/11/1985 tarihinde evlendikleri anlaşılmakta olup, 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerlidir (TKM mad.170)....

          Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....

            Hukuk Dairesi tarafından orman araştırması yeterli görülerek mirasçılar arasında mal paylaşımı yapılıp yapılmadığı ve satış işleminin geçerli olup olmadığı hususunun araştırmasına yönelik olarak bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazın kişiler adına tesciline karar verilmiştir. Davada Hazine ve Orman Yönetimi taraf olmayıp, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozması gereğince orman araştırmasının gerektirir bir durum da bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21/01/2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 02/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu