ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 19/07/2022 NUMARASI : 2020/345 ESAS, 2022/340 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, tarafların 2019 yılında evlendiklerini, davalının müvekkiline ve ailesine hakaret, küfür, tehdit ettiğini,baskı yaptığını, davalının kumar oynadığını, davalının müvekkilini evden kovduğunu, davalı hakkında gazetelerde "banka çalışanı milyonlarca lirayı zimmetine geçirdi" diye haberler çıktığını, müvekkilinin toplum içine çıkamadığını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, ile 150.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminata, ziynet...
Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 2012/62 Esas sayılı boşanma dava dosyasında tarafların boşanmalarına karar verildiği, dosyada davalı-davacı kadın tarafından hükmün temyiz üzerine ... .... Hukuk Dairesi'nin 06.05.2015 gün 2014/22545 Esas ve 2015/9423 Karar sayılı ilam ile kadının açtığı boşanma davasının da kabulü gerektiğinden hükmün bozulduğu, boşanma davasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Her dava, mümkün olan en kısa zamanda, en az giderle görülüp sonuçlandırılmalıdır. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Mahkemece, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
Mal rejimi yurt dışında boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erecektir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir (TMK m.180, 206, 208, 225)....
Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır....
Ayrıca davacı Mehmet'in beyanında geçen "eşya" kavramının taşınmaz ve taşınır mallar ile boşanmanın fer'i niteliğinde olmayan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan "değer artış payı ve katılma alacağı" taleplerini de kapsadığında duraksamamak gerekir. Diğer yandan davacının doğmamış haktan feragat edemeyeceği ileri sürülebilirse de; boşanma nedeniyle eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının dava tarihi İtibarıyla sona ermekte olup (TMK'nın 225/2. m.), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibarıyla doğar ancak bu hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Bu durumda davacı Mehmet'in beyanının boşanma davasının yargılaması devam ederken yapıldığı anlaşıldığına göre doğmamış haktan söz etmek de mümkün değildir....
Evlilik sona ermeden tasfiye, sadece TMK. 208. maddesindeki durumda, noterlik eliyle (TMK.m.205) yapılacak bir sözleşmeyle mevcut mal rejimi yerine yeni mal rejimi seçilmesi veya haklı sebebin varlığı ve mahkeme kararıyla mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verilmesi durumlarından sonra söz konusu olabilir. Anlaşmalı boşanmada, tarafların talebi ve anlaşmasıyla hakim tarafından mevcut mal rejiminin anlaşmalı olarak tasfiyesine karar verilebilir. Anlaşmalı boşanma davası sonucu hakim tarafından kendiliğinden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin karar verilemez. Anlaşmalı boşanmada tarafların anlaşmaları gereken boşanmanın mali sonuçları, sadece boşanmaya bağlı nafaka ile maddi/manevi tazminat (TMK.m.174) hususlarına özgüdür. Mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma zorunlu değildir....
Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olup, boşanma davası ile birlikte talep edildiği, Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesince boşanma kararı verilmesi ile birlikte bu talebin tefrik edildiği ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesince karar bağlandığı, mahkemenin yetkisine taraflarca yapılmış yetki itirazı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince boşanma kararı verilmesi ile birlikte bu talebin tefrik edildiği ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının ... Asliye Hukuk Mahkemesince karar bağlandığı, mahkemenin yetkisine taraflarca yapılmış yetki itirazı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı erkek tarafından 08.10.2014 tarihinde açılan boşanma davasında, 27.12.2013 tarihinde açtığı boşanma davasından farklı olarak "davalı kadının adına kayıtlı olduğu ileri sürülen bir taşınmazı eşinden izinsiz olarak sattığı" şeklinde yeni bir vakıaya dayanılmış olup dava sebebinin farklı olması sebebiyle derdest davadan söz edilemez. Mahkemece koşulları bulunmadığı halde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-1 ve 115/2 maddesi uyarınca birleşen boşanma davasının derdestlikten reddi doğru olmayıp usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek verekmiştir. 2-Davacının dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesine dair talebi de bulunmaktadır. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225)....