Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın TMK 162.maddesine dayalı mutlak ve özel bir boşanma sebebi olan hayata kast hukuki sebebine dayalı olarak hak düşürücü sürede açılıp delillerin bu kapsamda değerlendirildiği, ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere davalı tarafça gerçekleştirilen eylem sebebi ile hayata kast hukuki sebebine dayalı boşanma kararı verilebilmesinin yasal koşulları oluştuğu, hayata kast sebebine dayalı boşanma davalarında eylemin kabulü ve kanıtlanması durumunda ortak hayatın çekilmezlik koşulunun oluşup oluşmadığına bakılmaksızın boşanma kararı verilmesi gerektiği, tarafların ekonomik sosyal durumları ve davalının Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2016/367 esas sayılı dosyasının...

CEVAP Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kadının üzerine kuma getirdiğini, müvekkilinin bu durumu kabul etmeyince yıllarca darp edildiğini, aşağılandığını, tehdit edildiğini, davacı erkeğin ortak çocuklara bakmadığını, diğer kadınlardan olan çocukları zorla davalı kadın üzerine kaydettirdiğini, fiziksel, psikoljik, ekonomik ve sözel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebi ile olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmesine, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesini talep etmiştir. III....

    DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının 2009 yılında evlendiklerini, ortak iki çocuklarının olduğunu, davalının davacıyı aldattığını ve evlilikleri boyunca geneleve gidip başka kadınlar ile birlikte olduğunu itiraf ettiğini, davalının bu itirafından sonra müvekkilin eşine olan sevgisini yitirdiğini ve ağır psikolojik sorunlar yaşamaya başladığını, davalının, davacıya ve ailesine karşı tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, davalının ortak çocuklar ve evi ile ilgilenmediğini, ihityaçlarını karşılamadığını, evliliğin birliği görevlerini yerine getirmediğini, davalının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamına imkan kalmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocukların her biri için 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini...

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kadının kendi davasında özel boşanma sebebine bağlı olarak hüküm kurulmaması ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, öncelikle pek kötü davranış (TMK.md.162), olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. O halde, toplanan delillerin öncelikle pek kötü davranış yönünden değerlendirilip sonucu uyarınca hüküm tesisi gerekirken, bu yönde bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde kadının davası yönünden tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesi doğru olmamıştır....

        İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK md. 166), olmadığı takdirde onur kırıcı davranış ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK md.163), olmadığı takdirde pek fena muamele (TMK md. 162) ile olmadığı takdirde zina (TMK md.161) nedenleri ile boşanma ve fer’ileri istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamında açılan boşanma davasında, davalıya kusur olarak yüklenen maddî vakıaların ağır derecede onur kırıcı davranış olarak nitelendirilemeyeceğinden davanın şartları oluşmadığından bahisle reddine karar verildiğini, erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediğini, maddî açıdan ailesinin sıkıntı yaşamasına sebebiyet verdiğini, düzenli bir işi ve geliri olmadığını, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz davrandığını, eşine hakaret ve küfür ettiğini, eşinin ameliyat olduğu dönemde eşi ile ilgilenmediğini, eşini aile apartmanında oturmaya zorladığını belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile...

          Davalı vekili cevap ve karşı davasında; boşanma davasının reddini talep ettiklerini, müvekkilin evliliğin 2. günü hastalandığını, bu nedenle davacının cinsel ilişki talebini redettiğini, davalı eş ısrarla cinsel ilişki talebinde bulununca kabul etmeyen müvekkili yumruklayarak dövdüğünü, müvekkilin merdivenden düştüğünü söylese de ilerleyen dönemde gerçeği akrabaları ile paylaşmak zorunda kaldığını, davalı eş evlilik birliğinin devamı boyunca her olayda her durumda hakaret ve onur kırıcı sözlerle müvekkili aşağıladığını, müvekkilin bu kötü davranışlarına katlanamadığı için psikolojisinin bozularak intihar girişimine başvurduğunu, bunun sebebinin kişisel davranış bozukluğu değil, müvekkilin maruz kaldığı kötü tutum ve davranışlar olduğunu, müvekkilin evlilik süresince aile bütçesine katkıda bulunmak için börekde çalıştığını, bu kazancı içerisinde sadece ulaşım giderini alarak kalanı eşine verdiğini, bu dönemde davalının bir gün işten alkollü geldiği, müvekkile hakaretler edip bağırmaya...

            Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine 31.05.2015 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı, bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü zorunlu hale gelmiştir. Öyleyse, Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davanın kabulü gerekirken, reddi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için taktir olunan 1.480,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2018(Salı)...

              GEREKÇE: Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK madde 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1. madde) hukuki sebeplerine dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, "İncelemenin Kapsamı" başlığını taşıyan 355. maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re'sen gözetir....

              çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği dikkate alındığında kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadın pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile boşanma talebinde bulunmuş ise de; bu davranışın boşanma sebebi oluşturması için, eşin vücut bütünlüğüne veya sağlığına yönelmesi ve bu davranışın zulüm veya işkence boyutunda olması gerektiğinden şartları oluşmadığından kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu