Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"Pek kötü davranış"; eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlardır. Dövme ve fiziksel şiddet uygulama, evden kovma, aç bırakma, anormal cinsel ilişkiye zorlama gibi davranışlar pek kötü davranışa örnek olarak gösterilebilir. İşlenen fiilin devamlılık arz etmesi zorunlu olmamakla birlikte pek kötü davranış eyleminin zülüm ve işkence boyutunda olması gerekmektedir (Gençcan, s.184). Eski Medeni Kanunu'nda yer almayan ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen "onur kırıcı davranış" ise, eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır (Dural/Öğüz/Gümüş: Türk Özel Hukuku, Cilt III, Aile Hukuku, Şubat 2019, s.111). Ayrıca her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın boşanma sebebi sayıldığı da bilinmelidir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Erkek aleyhe hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasını, Kadın davanın kabulünü, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddini istinafa getirmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen dava hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davasıdır....

Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının reddedilen hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma davasına, kusur tespitine, kişisel ilişki düzenlemesine, iştirak nafakasının miktarına, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğine, kadının reddedilen tazminat taleplerine ve erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava; pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine (TMK 162 ve 166) dayalı boşanma, ziynet alacağı, birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....

Bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü, kendi boşanma davasının reddi ve fer'iler yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme sonucunda kadının zina (TMK m. 161) ve hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m.162) nedenlerine dayalı boşanma davalarının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı (TMK m. 166/1) davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere hükmedilmiş, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur....

    Sayılı dosyası üzerinden TMK 162’ya göre özel boşanma sebebi olan hayata kast, pek fena muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, bunun mümkün olmaması halinde ise TMK m.166/1’e göre genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma iddialarına dayalı olarak terditli şekilde boşanma davası açmış, iş bu dosyada yapılan yargılama neticesinde İstanbul 10. Aile Mahkemesinin 20.04.2017 tarih 2016/1038 E. 2017/290 K. Sayılı ilamıyla mahkememizin 2016/509 E....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı ve birleşen davalı koca, kusur belirlemesi, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle TMK 162. Maddeye dayalı boşanma davasının reddi, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle TMK 163. maddeye dayalı dava ve zina nedeniyle boşanma ile ilgili karar verilmemesi, kadının karşı ve birleşen davası, tazminat isteklerinin reddi ve velayet yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı ve birleşen davacı kadın, kusur belirlemesi, kocanın kabul edilen davası, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminat isteklerinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    Davacı vekili ise istinafa cevap dilekçesinde özetle, affın söz konusu olmadığını, davacının zorunlu sebeplerle ortak konuta dönmek zorunda kaldığını, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, istinaf başvurusunun reddini istemiştir. GEREKÇE: Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m.162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ive eklerine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

    Davalı erkek; vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; pek kötü ve onur kırıcı davranış (TMK md. 162) ile evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Davacı kadının kabul edilen TMK'nın 166/1. maddesine dayalı boşanma davasına karşı istinaf yoluna başvurulmadığından taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir....

    Mahkemece, somut olayın evliliğin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak değerlendirilmediği ve davacı tarafın istemiyle bağlı kalınarak pek fena muamele ve onur kırıcı davranış yönüyle değerlendirildiği, bu hususların sübut bulmadığı gerekçesiyle Medeni Yasa'nın 162.maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının eylemlerinin TMK'nın 162. maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davalı yararına hükmolunan 300,00 TL tedbir nafakasının hakkaniyete uygun indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu