görevlerini yerine getirmediğini, çalışmadığını ileri sürerek; tarafların pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
ve onur kırıcı muamele sebebiyle tarafların boşanmalarına, özel sebeple açılan davanın kabul edilmemesi halinde davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesini, maddi, manevi tazminat ve nafaka taleplerinin bulunmadığını talep ederek dava açmıştır....
Aile Mahkemesinin 2018/320 Esas sayılı dosyası ile açılan boşanma davasından vazgeçtiğini, kadının annesinin erkeği kasa gibi görerek sürekli para ve hediye baskısı uyguladığını iddia ederek; tarafların pek kötü ve onur kırıcı davranış ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Ve 162 maddeleri uyarınca evlilik birliğinin sarsılması ve hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış hukuksal sebebine dayalı boşanma davaları ile boşanma davalarının fer'isi niteliğindeki velayet, nafaka, TMK'nın 174/1- 2. maddesi kapsamındaki tazminata yöneliktir....
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Davacı kadın dava dilekçesinde Türk Medeni Kanununun 166. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş, 08.01.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ederek öncelikle zina (TMK m.161) ve onur kırıcı davranış (TMK m.162) sebebi ile boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece kadının özel boşanma sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermiştir....
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2019 tarih ve 2017/54 Esas, 2019/152 Karar sayılı Kararı ile davacının hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, tarafların her ikisinin de boşanmayı istediği, davacı tarafın kusurlu olduğu kanaati ile davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebinin kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davacının ziynet eşyasına yönelik tazminat talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. B....
Davacı kadın tarafından zina, olmadığı taktirde hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış ve bu suretle terditli talepte bulunulmuştur. Terditli davalarda öncelikle asli talep incelenmeli, asli talep kabul edilmediği taktirde feri talep hakkında inceleme yapılmalıdır....
Uyuşmazlığın çözümüne ilişkin ilgili yasal düzenlemelerin incelenmesi gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) "Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış" başlıklı 162. maddesi; "Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur" hükmüne haiz olup, aynı Yasanın "Evlilik birliğinin sarsılması" başlıklı 166/I-II. maddesi ise; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarih ve 2015/14215- 2016/4389, 08.07.2010 tarih ve 10334- 13767 sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK.md.162) her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir. Toplanan delillere göre, erkeğin şiddet dışındaki kusurlu davranışlarının ispat edilemediği ve/veya fiili ayrılığa konu son olaya kadar evlilik birliğinin devam etmesi nedeni ile kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, rapor içeriğine göre de erkeğin kusurlu eyleminin ağır derecede olmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Türk Medeni Kanununun 162.maddesine dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ancak, yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından reddedilen boşanma davası, kadının davasında kusur belirlemesi, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı ile vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla zina ile pek fena ve onur kırıcı davranış hukuki sebeplerine dayalı boşanma talebinin reddi ile tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur...