Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında "....Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava; pek kötü veya onur kırıcı davranış ile şiddetli geçimsizlik ve nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davası ve düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin olduğu (TMK 162 166/1 md.)" kabul edilmiş ve "... tarafların fiilen ayrılmalarına yol açan ve ceza davasına konu olan son olaylar üzerinden 6 aylık hak düşürücü süre dolmadan davacı tarafın pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayandığı da dikkate alınarak davalı eşin kusuru nedeniyle tarafların 4721 sayılı TMK'nın 162 ve166/1. Maddeleri nedeniyle boşanmalarına" karar verilmiştir. 1)Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile yargılamanın açıklığı ilkesi kabul etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı tarafından kusura, çelişkili tanık beyanlarının hükme esas alınmasına aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarına, davacı tarafından ise nafaka ve tazminat miktarlarına yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle (TMK 162 ) ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasıdır. TMK 162. Maddesine dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Tarafların müşterek çocukları davacı kadının gösterdiği tanıklardır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı tarafından kusura, çelişkili tanık beyanlarının hükme esas alınmasına aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarına, davacı tarafından ise nafaka ve tazminat miktarlarına yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle (TMK 162 ) ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasıdır. TMK 162. Maddesine dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Tarafların müşterek çocukları davacı kadının gösterdiği tanıklardır....
2. ... kadın vekilinin 15.02.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkiline güvenmediğini ve aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilinin gururunu kırdığını ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilini borçlandırdığını, müvekkilini cinsel manada zorladığını ortak çocuk yanında zor durumda bıraktığını, ölümle tehdit ettiğini, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, müvekkil lehine 5.000,00-TL tedbir ve yoksulluk nafakasına çocuk için 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl artış oranının da belirlenmesine, müvekkil lehine 5000.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini ıslah yoluyla talep etmiştir....
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 07.03.2016 tarih ve 2015/14215- 2016/4389, 08.07.2010 tarih ve 10334- 13767 sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için (TMK.md.162) her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir. Toplanan delillere göre, erkeğin şiddet dışındaki kusurlu davranışlarının ispat edilemediği ve/veya fiili ayrılığa konu son olaya kadar evlilik birliğinin devam etmesi nedeni ile kadın tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı, rapor içeriğine göre de erkeğin kusurlu eyleminin ağır derecede olmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Türk Medeni Kanununun 162.maddesine dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ancak, yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır....
istemediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, belirterek tarafların pek kötü ve onur kırıcı davranış ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000' TL maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini, çocuğun yaşı itibarı ile baba ile kurulacak şahsi ilişkinin çocuğun şu an yaşadığı evde, annenin gözetiminde haftada birkaç saat olacak şekilde kurulmasını, müşterek çocuk için 1.500 TL tedbir / iştirak nafakasına, bozdurulan ve açılan altın hesabına aktarılan altınların karşılığı olan 7.588 TL ziynet eşyası alacağının davalının banka hesabına havale tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendisine iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı-karşı dava erkek şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı olarak, davalı-karşı davacı (kadın); hem TMK'nun 161. maddesinde yer alan zina, hem aynı Kanunun 162. maddesinde yer alan “pek kötü muamele” sebebine, hem de aynı Kanunun 166/1. maddesinde yer alan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine birlikte dayanarak boşanma davası açmıştır. TMK 162. Maddesinde düzenlenen pek fena davranışın şekli eşin vücut bütünlüğüne saldırı şeklinde veya sağlığına yönelik olması gerekir. Pek kötü davranışın zulüm veya işkence boyutunda olması şarttır. Zulüm veya işkencenin pek fena muamele kavramına sokulabilmesi için tekrarlanması şart değildir. Pek kötü davranışın eşe ıstırap veren ve onun sağlığını bozacak ağırlıkta olması gerekir (6100 sayılı HMK hükümlerine göre Boşanma, Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ömer Uğur Gençcan, Yetkin Yayınları, Ankara 2013, s.193- 195). Yargıtay kararlarına göre süreklilik gösteren fiziki şiddette pek fena muamele oluşturmaktadır (Yargıtay 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin gece geç saatlerde farklı kadınlarla uzun telefon görüşmeleri yaptığı neticede güven sarsıcı davranışlarının olduğu; kadının ise eşine karşı sosyal çevresinde "..cüce kala kala sana mı kaldım, nereden buldum bu polisi, kala kala bir polise mi kaldım ben.." şeklinde rencide edici sözler söylediği, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açtığı davanın ispatlanamadığından reddine, ortak çocuğun yaşı, alıştığı ortam göz önüne alınarak velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, küçüğe fiilen bakan ebeveyn tarafından diğer ebeveyne yönelik nafaka talebinde bulunabileceği anlaşılmakla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, küçüğün yaşı ve hakkaniyet...
DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin düğün günü başladığı fiziksel şiddete evlilik birliği süresince devam ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, hizmetçi muamelesi gördüğünü, erkek ve ailesi tarafından sürekli aşağılandığını, hakaretlere maruz kaldığını, zorla tarlada çalıştırdığını, erkeğin ve ailesinin tehdit ettiğini, öfke kontrolünün olmadığını, kadının bunlara dayanamayarak evden ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek öncelikle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile aksi kanaatte olunması halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL, ortak çocuk ... yararına ise aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, dava kesinleştikten sonra aynı miktarlar üzerinden yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini talep...
Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde , taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 15.03.2016 tarih, 2015/130 99 Esas, 2016/4956 Karar sayılı ilamıyla davacı-karşı davalı kadın asıl davada zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebi ile, birleşen davada ise pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile boşanma talep ettiği, Mahkemece kadının özel boşanma sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar verildiği, Mahkeme hükmünün gerekçe bölümünde, zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verildiği belirtilmiş ise de koşullara ilişkin bir açıklama yapılmadığı, gerekçede tartışılmadığı, bu sebeple Yargıtay denetimine elverişli olarak karar gerekçeli olarak açıklanmadığı, onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin ise hiçbir gerekçe oluşturulmadığı, Mahkemece yukarıda açıklanan yön üzerinde durulmadan gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle...