Davalı/davacı erkeğin istinaf dilekçesi mahiyetinde olan 13.09.2021 tarihli dilekçesi ile yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olmadığı anlaşıldığından yerel mahkemenin 23.09.2021 tarih, 2016/694 Esas ve 2020/928 karar sayılı ek kararı ile istinaf başvurusunun HMK'nın 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verildiği, ek kararın istinaf edilmediği anlaşılmıştır. Dairemizin 14.02.2022 tarih, 2021/3019 esas ve 2022/222 karar sayılı ilamı ile; davacı/davalı kadın vekili Av. T2 Çağlar'a ait vekaletname genel vekaletname olup, boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermediği gerekçesiyle dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş olup eksiklik giderilerek dosya yeniden dairemize gönderilmiştir. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine, birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK md. 162) nedenlerine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 16/12/2011 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, 22/02/2016 d.lu Cihan isimli 1 müşterek çocuklarının olduğu,pek kötü veya onur kırıcı davranış ve haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma ferilerine ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasıdır. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (TMK 166/1) "Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yazılı evlilik birliğinin sarsılması, genel boşanma sebebine dayanarak ikame edilmiştir. Hal böyleyken mahkemece, usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de olmaksızın, davacı- karşı davalı kadının davasının aslında Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yazılı özel boşanma sebebi olan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeninden kaynaklandığı nitelendirmesi yapılarak, bu sebeple davanın kabulü yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı kadın tarafından zina, olmadığı taktirde hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış ve bu suretle terditli talepte bulunulmuştur. Terditli davalarda öncelikle asli talep incelenmeli, asli talep kabul edilmediği taktirde feri talep hakkında inceleme yapılmalıdır....
(GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1944-1945) Artık değer belirlenmediği gibi ortada ne takas edilecek bir alacak vardır ne de zina veya hayata kast nedeniyle verilmiş bir boşanma kararı bulunmadığından TMK m. 236 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin kabul dosya ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş: TMK m. 235/1, 231, 236/1 uyarınca inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama, bilirkişi raporu, mesaj kayıtları, taraf ve tanık anlatımları ve tüm dosya mündericatı ile değerlendirildiğinde ve tarafların usulüne uyan dayandıkları vakıalar dikkate alındığında; davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına karşı ilgisiz olması, eve geç saatlerde gelmesi, davacı-karşı davalı kadını küçük düşürücü söylemlerde bulunması, davacı-karşı davalı kadından soğuduğunu ve kadının evden gitmesini istediğini söylemesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının ise; davalı-karşı davacı erkeğe karşı toplum içinde küçük düşürücü söylemlere bulunması nedeniyle az da olsa kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile, tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, herhangi bir malvarlığı ve geliri bulunmayan ve boşanma yönünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı kadın tarafından açılan zina, cana kast ve pek fena muamele nedeniyle boşanma talebinin ispat edilememesi nedeniyle reddine, erkeğin kadına yönelik kötü söz ve muamelede bulunması, aşağılaması, şiddet uygulaması ve sadakatsizliği nedeniyle tam kusurlu olduğu kabul edilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu 01.04.2005 doğumlu ...'ın velayetinin davalı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 1000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 manevî tazminata hükmedilmiş, erkeğin birleşen davasının kadının kusuru ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davalı davacı erkeğin ortak çocuk için iştirak nafakası talebinin ise reddine karar verilmiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Davacı-karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) sebebi ile, birleşen davada ise pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi (TMK ml62) ile boşanma talep etmiş, mahkemece kadının özel boşanma sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) ve hayata kast (TMK m. 162) hukuksal nedenlerini göstererek dava açmış, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebiyle açılan boşanma davasında davacının kusurlu olduğu gerekçesiyle ret kararı verilmiş, cana kast sebebine dayalı dava ile ilgili ise bir karar verilmemiştir. Hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m. 297/2)....